bugün

organizasyon görevlileri fazlaca hoşgörülü davrandılar. konserin ortalarına doğru isteyenler diğer zone lara girebiliyor, isteyen saha içine girebiliyor bir fırsatta, rahattı ya. sahneye ve grubun performansına yorum getiremedim, felaketti.

bononun egemen bağışın adını andığı anda seyircilerin yuhalaması saçmalıktı tamamen. u2 yi istanbula getiren egemen bağış zaten, hangi partinin üyesi olursa olsun teşekkürü haketmiştir siyasetle bir alakası yok bu durumun.

yalnız her türk gibi aklıma gelmedi değil, acaba o sahnenin elektriği ne yakmıştır çok merak ettim.*
egemen bağış'ın yuhalanmasının sadece kocaman bir haysiyetsizlik örneği olduğu konserdir. siz devam edin böyle, ulan bu adamların zamanında en büyükleri gördük biz, eski rezil günler çok mu hoşunuza gidiyordu?

bu arada,
ccc zülfü reis ccc
saçmasapan bir şekilde anlam yüklenmiş bir konser.

ulan bir devletin bakanı nasıl olur da bir gruba bu kadar hürmet eder. kendini bu derece küçültürsen yuhalanmayı da haketmişsindir demektir.
Penguen dergisinin kapağına taşıyacağı konserdir.
görsel
harika geçen konser new york'ta izlemiştim kendilerini ama kendi yurdum ve büyüdüğüm şehirde u2'yu bir daha görmek paha biçilemez anlardan birisiydi.

en kısa sürede tekrar gelmeleri dileğiyle.

ayrıca,

(bkz: we say fehmi tosun) güzel bir detaydı.
efenim, bilenler bilir. meşhur bir with or without you performansı vardır u2'nun. videonun youtube'da 15 milyon kere seyredilmesi u2'nun performansının yanında, şarkı esnasında bono'nun bir genç kızı sahneye çıkarması ve birlikte yaşadıkları mükemmel anlardır. ne demek istediğimi şu güzel videoyu izleyerek daha iyi anlayabilirsiniz.

bir de demin denk geldim, u2 istanbul konserinde yine bir genç kızımızı sahneye çıkarmış. bu anların da çekildiği videonun linkini paylaşıcağım aşağıda . türk kızımızın tepkileri ile ecnebi kızımızın tepkilerini kıyaslamadan edemiyor insan. bir taraftaki doğallık, gerçekten o büyülü anın parçası olmak nerde, diğer tarafta sürekli kameralara el sallamak, tribünlere oynamak nerde...

boston:
http://www.youtube.com/watch?v=_Ye8GLPUVsM

istanbul:
http://www.youtube.com/watch?v=KkqZPSWC2LU
gidenlerin birçoğunun konserin tadını çıkartmaktan çok twitter ve facebooka ileti girmesinden ötürü en güzel anlarını kaçırmış olabileceklerini düşündüğüm konser.
bono'nun gelirken yaptığı yürüyüş bize göstermişti nasıl bir konser olacağını. öyle bir yürüyor ki yani normal bir insan öyle yürüse ''kim lan bu kıro'' dersin ama işte bono; ona yakışıyor lan. tüm karizmasıyla sahneye çıkmıştı u2. bono'nun seyirciyi konsere ısındırmak için ''hiii hiiii istanbullll'' şeklindeki sözleri de yüzlerde tebessüm yaratmıştı. ''beautiful day'' ile başladı şölen. coşturdu seyircileri birkaç şarkı boyunca. ve daha sonra en romantik şarkılardan olan ''in a little while'' çalındı. bono sahneye bir kızı davet etti. gecenin en şanslı ismiydi belki de o kız. binlerce kişi onun yerinde olmak istemişti kuşkusuz. dans ettiler birlikte. daha sonra ''miss sarajevo'' çaldı. pavarotti'nin söylediği kısımları da bono seslendirdi değişik bir sesle, beğendim.
bir sürpriz yaptılar bize. zülfü livaneli geldi yiğidim aslanım'ı seslendirdi ve herkes eşlik etti gerçekten müthişti bono da hayranlıkla seyretti. konser tüm hızıyla devam etti ''walk on'' çaldı bir ara. tüylerim diken diken oldu. coşturmaya devam etti u2 ve konser sona erdi. ''arayı fazla açmayalım'' dediler bakalım, umarım öyle olur ve tekrar izleriz istanbul'da onları.
''bitiminde kendimi -yiğidim aslanım-ı mırıldanır buldum'' şeklinde yorumlara ortam hazırlayan konser.
aynı tepkiyi 2Ekim 2010 Scorpions konserinde de görmek istediğim durumdur.
U2'nun 06.09.2010 tarihinde, istanbul Olimpiyat stadında'da verdiği konserdir. Konsere ilk gelen kişilerden olduğumuz için şanslı izleyici sıfatıyla en önden yerimizi kapmıştık. alana girdiğimizde sadece en önler dolmaya başlamıştı, geri kalan taraflar bomboştu. deli gibi alanda önde bir yer kapabilmek için koştuğumu hatırlıyorum. en ön demirlerle çevrilmişti. kollarımıza ispirtolu kalemlerle yazdıkları numaralara baktı görevli ve bizi aldı. sahnenin dibinden harika bir yer kaptık. inanamıyordum. U2'nun tam anlamıyla efsane olmuş 360 konser sahnesinin dibindeydim.

şansızlık bu yağmur başladı. bir güzel ıslandık. neyse ki yamır durdu allam. snow patrol tepesinde çadırla konser verdi. çok iyiydiyler. sonra U2'yu taktim ettiler. o devasa ekran gözleri kamaştırıyordu. bing bang misin mübarek. büyüyor kocaman oluyor sonra küçülüyordu kurdukları düzenekte. ekranlar küçük parçalarla bir araya getirilmişti ve parçaları birleştiren demirler yelpaze gibi açıldığında ekranlar dev gibi oluyordu. ses düzeni, bono'nun sesi harikaydı. 360 derece döner sahne köprüleri tepemizden geçiyordu. bir ara köprü tam tepemdeydi üzerimde de bono vardı. şaka gibi. kafamı tamamen arkaya atmış bakıyordum tepeye. hala u2 ya bu kadar yakın olduğuma inanmakta güçlük çekiyordum. koskocaman stadyumda arkadaki kalabalığı görmüyordum bile. sanki 200 kişilik bir konser salonundaydık u2 da ortada konser veriyordu. bilete red zone alanından 500 tl ödemediğim içinde baya baya ballı bir insan olduğum aşikardı.

konserin en güzel bölümlerinden biri zülfü livaneli'nin yiğidim aslanım'ı söylemeseydi. bütün stad birlikte söyledik ve u2 bizi dinledi. of! unutulmazdı.

bu muhteşem konserden sonra geri dönüş o kadar ama o kadar çileliydi ki burada yazmak bile istemiyorum. nazi toplama kamplarından çıkış eminim daha kolaydır. eve 3 saatte döndüğümü hatırlıyorum. bir daha beni olimpiyat stadı konserine sadece Radiohead getirtebilir. onlar da gelirse orda konser vermez diye düşünüyorum. vermemeliler. vermesinler yani. vermezler di mi. yok vermezler.

sonuç olarak evet "iyi ki gittim" konseriydi. gitmeseydim kesinlikle pişman olurdum.