futbol olarak henüz istediğimiz seviyede değiliz, bunu terim de söyledi fakat pas organizasyonlarının, yardımlaşmanın ve rakip ceza sahasında çoğalmanın biraz daha üzerinde durulması gerektiğini gösteren maç olmuştur.
ne kadar 'ermenistan kendi sahasında çok zor yeniliyor abi' desek de, sonuçta ermenistan lan! ülke tarihi kaç yıllık ki futbol tarihinden söz edelim. ne yani, bosne-hersek, ispanya ya da belçika deplasmanlarından daha mı zor? cevap belli.
sonuçta elemelere galibiyetle, hatta sadece spor olarak düşünüyoruz denilse de bu ülkeyi yenerek galibiyetle başlamak pek tabii ki hoş. umarız belçika maçında da aynı sonucu elde ederiz diyoruz ve entry'mizi sonlandırırken erivan'dan kucak dolusu sevgilier yolluyoruz. sendeyiz ercan.
türkiye'nin yarım saat top oynayarak 2-0 kazandığı karşılaşma. maçın başında kazım'la başlasa çok daha farklı olacaktı. o değil de, "10 tane yemediğinize şükredin oeahoaoa" triplerine girenlere kıçımla gülüyorum. yarım saat önce "top oynamayı bilmiyosunuz lan ibneler!" diye bağırıyordunuz, 2 golle bu kadar değişilir mi lan?
semih'in türkiye'nin yeni hakan şükür'ü olma konusunda iddialı olduğunu gösteren karşılaşma valla adam buldu mu kaçırmıyor. bu arada maç 5 olmalıydı ama olmadı o da inşallah istanbul'da olur.
arda'nın ortasıyla kale sahasının köşesindeki kazım'ın ilk önce kafasıyla sektirdiği topu yere inerken hafifçe dokunarak içerideki tuncay'a aktarmasıyla ardından tuncay'ın rahat bir gol atmasıyla 1-0 öne geçtiğimiz maç.
geç de olsa golü atabildiğimiz maçtır. 1-0 olması beni şahsen mutlu edememekte. kıçı kırık ermenistan a karşı böyle bir skor yakışmamakta. yine de sevindik o ayrı.
izleyenleri iyice kızdıran mevlüt'ün az önce oyundan çıktığı yerine giren kazım kazım'ın ise oyunu hareketlendireceğinin sinyallerini veren karşılaşma.
mevlut'un cikip yerine halil altintop'un girmesi halinde ve mevlut'un yakaladigi pozisyonlari halil altintop'un da yakalamasi halidne kolayca farka gidecek mactir. halil altintop yakalasa onlari var ya mihlardi serefsizim, tistimbil ederdi ermenistan kalesini.
inanilmaz bir konsantrasyon eksikligi de var milli takimda. dostluk maci oynuyorlarmis gibi.
Ermenistan'ın beraberlik için oynadığı açık olan maçtır. Fatih terim'in yapacağı değişiklikler ile orta saha'yı kuvvetlendirmesi lazım.
tuncay, emre, arda, mevlüt.. kendinize gelin yahu!
tüm objektifliğim ve samimiyetimle bu maçın taktiksel değerlendiremesini yapacak olursam:
" zikeyim böyle maçı " ulan mesut yılmaz ulusa seslense daha bi zevkli, daha bi heyecanlı olurdu. futbolcular isteksiz, yorumcu hissiz, hakem tipsiz, fatih terim optimist, seyircileri pesimist...
maçın en heyecanlı anı top toplayıcı çocuğun arkadaşının ensesine vurup kaçtığı andı. anduruna koduum kameramanı da 4 sn gösterip geçti o görüntüyü. yakaladı mı yav acaba, merak içindeyim.
mevlüt'e selam ederim. biz, türkiye'de ki oyuncular çok kolay gol kaçırıyor diyoruz ama fransa ligi'nde oynayan mevlüt'ün de onlardan pek bir farkı yok sanırım. *
bok gibi maç lan. o kadar fırtına estirildi üstüne, keyifle oturduk başına, kora kor bi mücadele izleyeceğiz falan sandık. kırk beş dakika ne idüğü belirsiz, golsüz bi halı saha maçı gibi bi şey seyrettik.
bence bu işin ilacı ermenistan'ın bir gol atmasıdır. ermenistan gol atarsa milli takım gereksiz ve aşırı savunmasından vazgeçecek, doğrudüzgün futbol oynayacaktır eminim.
bir golün çevrilmesi çok kolay, karşıdaki takım zaten dünya sıralamasında doksan sekizinci sıradaymış. rahat rahat iki üç gol atılır sonrasında. o yüzden dileğim o ki ikinci devrenin hemen başında ermenistan bir gol atsın, bize de daha keyifli bi maç seyretmek nasip olsun. hadi bakalım.
ilk yarı bittikten sonra bizim çocuklar hakkında "oruçlu mu lan bunlar" diye düşündüren karşılaşma. umudumuz devre arasında oruçlarını açıp ikinci yarı ermenilere çakmaları bizi de ufaktan neşelendirmeleridir.