bu maçtan sonra yönetimin transfer konusunda bazı gerçekleri anlaması gerektiğini düşünüyorum. belki bunu yazan bir milyonuncu kişiyim, ama yine de tekrar söyleyeyim: isme bakılıp transfer yapılmaz. sisteme uygun adam getirilir. tabii bunun için önce bir sisteminizin olması gerekir. galatasarayın terimin ilk senesinden sonra iyi oynayamamasının, sistem kuramamasının en temel sebebi de budur bence.
bu sadece yönetimin hatası da değildi. sonuçta terimin isteği doğrultusunda alınan futbolcular da var. ilk sezondan sonra yapılan transferlerin çoğu sisteme uygun olarak yapılmadı. sisteme uygun olarak yapılan transferler de pek başarılı olmadı. amrabatı terim istedi. aydını da gözden çıkaramayan terimdi. demek ki terim çok koşan, adam geçebilen, skora doğrudan etki eden kanat oyuncuları istiyordu. ama amrabat, büyük maddi fedakarlıklarla alınmasına rağmen, kendisinden beklenenleri veremedi maalesef. ardanın gidişi sonrasında apar topar alınan riera da takımın bu sorununa çare olamadı. aslında baktığınız zaman ilk sezon haricinde transferlerde başarılı olduğumuz pek söylenemez.
şöyle ki, ilk sene muslera, ujfalusi, riera, engin, elmander, eboue, selçuk ve melo gibi oyuncular alındı. ceyhun, sercan, yiğit gibi oyuncuları pek saymıyorum çünkü onlar ilk 11 için alınmamıştı zaten. bunlardan bir tek riera iş yapmadı. o da emrenin o sezonki nispeten iyi performansı ile kapatıldı. bu transferlerin en önemli özelliği ise belirli bir şablona uygun olarak yapılmış olmalarıydı. oynanacak sistem çok belli olmasa da, mentalite belliydi. rakibe pres yapan, pres yapmaya hücumda başlayan, orta sahada yetenekli isimleri bulunduran, mücadele gücü yüksek, direnci yüksek bir takım oluşturmak. tek amacı ligde şampiyon olmak olan bir takım için gayet de uygun bir mentalite. öyle de oldu. dirençli bir takım kuruldu. çoğu maçta galatasaray doğru dürüst pozisyon vermedi. 4-4-2ye geçtikten sonra takım açık ara farkla ligin son yıllardaki en kaliteli futbolunu oynamaya başladı. ve sezonu şampiyon bitirdi.
sonraki sezonlarda yapılan transferler, maalesef bu mentaliteye uygun olarak yapılmadı. daha kötüsü, herhangi bir başka mentaliteye uygun olarak da yapılmadı bu transferler. bir yandan amrabat, umut gibi oyuncular alındı ama diğer yandan da savunmaya iyi takviyeler yapılmadı. sol bek alınmadı, riera oraya devşirildi. yerli kalitesi de pek fazla artırılamadı. hamit de beklentilerin altında kaldı.
bu sezon, sneijder, drogba, selçuk, burak, muslera, chedjou gibi adamlarımız var, daha ne olsun mantığı bu takımın düştüğü durumun en önemli müsebbibidir. saydığım oyuncular çok iyi isimler. ama başta da söylediğim gibi, belli bir sisteme yönelik yapılmış transferler değil. çilekdi, çikolataydı, portakaldı derken pastanın pandispanyasını bozduk. halbuki meyve peşinde koşana kadar evin ekmeğini, yağını, tuzunu unutmamış olsaydık; şu takıma adam gibi sol bek alsaydık, kanat oyuncuları alsaydık (bruma iyi ama tek başına yeterli değil), stoperde ujfalusinin boşluğunu doldursaydık ve madem drogba gibi bir yıldızı getirme imkanı doğmuş, ona uygun olarak sneijderin yerine alper potuku alıp orta sahayı güçlendirseydik, hem de böylece selçuku gölgelememiş olsaydık, bugün ister takımın başında terim olsun, ister başkası gümbür gümbür oynuyor olurduk.
kaybedilen puanlara o kadar fazla takmıyorum şu an. daha uzun bir zaman var önümüzde. ama iki senedir kötü oynayışımız kabul edilemez bence.
hak ederek kaybettiğimiz maç. akhisarlı arkadaşlar köfteci ramiz sponsorluğunda gayet takım havasındalar.
sinyor terim zamanında gol posizyonu üretememe hastalığımız devam ediyor. tabiki sinyor mancini nin elinde sihirli değnek yok.
bu hastalığı tedavi edebilecek mi onu merak etmekteyim. selçuk, melo çok onemli oyuncular olsa da sahada 11 tane (sayı ile ) sarı kırmızılı oyuncu vardı.
hiç yenilgimiz yoktu artık o da var.
ev sahibinin çok daha etkili ve rakibini çözmüş şekilde çıkarak kazandığı maç. öncelikle tebrik ediyorum ama hakemin basit pozisyonlarda onların leyhine düdük çalması bir tarafa, kale önüne açılan topun ofsayt olarak kesilerek galatasarayın bariz gol şansının engellenmesi ve başka bir tartışmalı kaleci pozisyonu maçın kaderini belirledi de diyebiliriz. ama galatasaray bu maçı haketmedi maalesef durum da bu...
tartışmalı ceza sahası dışı kaleci müdahalesi için;
Her şeyden önce Melo ve Selçuk inanın yokluğu Akhisar karşısında alınan mağlubiyetin en büyük sebebi. Bunun dışında kerameti NTV Yorum Ekibinden menkul Sabri Sarıoğlu başta olmak üzere Ceyhun, Hakan Balta gibi oyuncuların Galatasarayda nasıl kadroda kalabildikleri de uzun uzun incelenmeli. insaf dinin yarısı demişler. Herkes elini vicdanına koysun ve konuşsun; A2 takımından 3 genç bugün sahada olsaydı saydığımız oyunculardan daha kötü oynamaları mümkün değildi. Bu oyuncularla yapılan mukaveleler az buz paralar değil. Sadece Sabri Sarıoğlunun yıllık maliyeti maç başı ödemeler ve primler hariç 1 milyon 200 bin euro. italya Seri Ada yıllık 100 200 bin Euroya oynayan oyuncular var sayıları da öyle 3 5 tane değil. Bundesliga, Eredevise gibi liglerde de böyle oyuncular var.
Drogba ve Sneijder ikilisi çok fiyakalı bir transferdi ama Drogba ne kadar oynuyorsa, Sneijder de o kadar etkisiz. Hep yazıyoruz isteksiz oyuncuyu getirmemek lazım diye ama kulüp yöneticileri menajerlik oynayan çocuklar gibi davranmaktan bir türlü vazgeçmiyor. Türkiyeye değil de sanki Vietnama geliyormuşçasına binbir nazla gelen Wesley Sneijder burada el üstünde tutulmasına, çok da parlak bir model olmayan eşine işler yaratılmasına, maliyeti yüzünden hiçbir şekilde takımdan kesilmemesine rağmen adeta Katara gelmiş emekli Brezilyalı havasında. Kelimenin tam anlamıyla formsuz. Kariyerinde Real Madrid, inter gibi takımlar olmasına rağmen artık Milli Takıma dahi doğru düzgün çağrılmıyor.
Yönetimin Sneijder ve Drogba, Terimin Kaka diye bastırdığı hengamede Galatasarayın en önemli gediği olan savunma göbeğine 2 sene boyunca işe yarar transfer yapılmadı. Danny için yapılan eleştirilerin bir kısmına katılmakla beraber bence kadrodaki en işe yarar defans göbeği bu oyuncu. ( bir Vidic yada Chiellini değil ama Galatasaray kadrosu bazında konuşuyoruz) Mancininin Aurelien Chedjou, Semih Kaya ve Gökhan Zana hatta Dannyye eyvallah edeceğini sanmıyorum. Yabancı oyuncu kısıtlaması yüzünden bütün defans bloğunu yabancılardan kuramasa da Sabri, Gökhan, Hakan ve Semihin en azından Avrupada kolay kolay forma bulamayacakları kesin gibi. Akhisar karşısında sergilenen gerçekten kötü oyun italyan teknik direktörü büyük olasılıkla çıldırtmıştır.
Orta saha ise Melo ve Selçuk inanın yokluğunda yok oluyor. Şu an gündemde olan Galatasaray 4-5-1 oynasın isteği ise sarı kırmızılı takımı ligde istediği yerlere taşıyamaz. Bruma için daha evvel de yazdık. Bu oyuncu genç ve istikbal vaadeden bir futbolcu ancak Brumadan Riberry yada Van Persie çıkmaz. Her sene PTT 1. Lige bu oyuncunun yeteneklerinde en az 2-3 oyuncu geliyor. Portekiz Milli Takımında değil de Siera Leone veya Zaire Milli takımında oynasaydı bu transfer gerçekleşmezdi. Açıkçası toplam 25 milyon euro maliyetle çok daha önemli bir transfer yapılabilirdi. O yüzden kimse Bruma neden yedek? diye sızlanmasın. Galatasarayın şu orta saha / kanat zaafiyetinde dahi ismi Mancini tarafından tahtaya yazılmadıysa bu oyuncunun transferinin nasıl gerçekleştirildiğini ve kimlerin Ünal Aysalı yanılttığını sorgulamak daha mantıklı.
Akhisar Belediyespor özellikle iç saha maçlarında skor üstünlüğünü yakalarsa rakibini kontrataklarla perişan eden bir takım fakat Galatasaray özellikle de fak ikiye çıktıktan sonra neredeyse hiçbir hücum organizasyonu yapamadı. Gelen gol de Drogbanın aslında olmayan bir pozisyonu yaratmasıyla geldi. Tecrübeli forvetin her maç şapkadan tavşan çıkarmasına güvenemezsiniz. 4-5-1 dizilişinde takımdan kesilecek veya kenara çekilecek Burak Yılmaz skor yükünü Drogba ile paylaşamazsa Galatasarayı daha da karanlık günler bekliyor. Ligde Umut Burak forvetinin arkasında serbest gezen bir Drogba ile sahaya 4 3 1 2 dizilecek bir Galatasaray çok daha etkili olacaktır. Avrupa içinse kanatlara Riera ve Amrabatın yerleştiği, forvette Drogba Umut ikilisinin oynadığı bir 4 4 2 sarı kırmızılılar için mevcut kadroyla olası en uygun çözüm gibi duruyor.
Akigoya gelirsek;
Yeşil siyahlı takımın iç saha maçlarındaki grafiği inanılmaz ancak bireysel kalite açısından düşük ortalamalı bir takım olmanın acısı deplasmanlarda çıkıyor. Akhisar Belediyespor orta sahası ve forvetinin takıma deplasmanda artı yaratıp, puanlar getirmesi çok zor. Gekas kadroda kalabilseydi ve Culio ayarında bir orta saha transfer edilebilseydi Akigolar ilk 5'i zorlayabilirdi ancak kadronun şimdiki haliyle orta sıralarda kalıp, düşme hattından mümkün olduğunca uzak kalmaları taraftarlarına yetmeli.
Sahaya cikmayi unuttugumuz mac. Baris simsekin yonettigi ve kazandigimiz mac var mi merak etmekteyim. Hayır yenilgiyi adama baglamıyorum bugun hakederek yenıldik ama merak etmeden duramiyorum.
90+6'da nani'nin ortasında farfan'ın şutunda direkte patlayan topu emre can sert bir şekilde kaleye göndermiştir. kaleciden seken topu ali adnan sol çaprazdan ortalamış fakat alper topa dokunamamıştır. en son carlinhos'un hamlesinde top dışarı çıkmış ve maç 2-1 bitmiştir.
drogba'yı hesaba katmadığım maçtır. 2-0 demiştim 2-1 bitti. lakin cincon top oynamıyor bu sezon en 15 puan farkla 4 ya da 5. olur cincon. hayırlısı be gülüm.