denemediğim uyuşturucu kalmazdı sanırım. denemediğim sex pozisyonu kalmazdı. onun karşısına çıkıp hayat boyunca beni unutmamasını sağlayacak konuşmayı yapar, karşısında son bir sigaramı yakar usulce çeker giderdim. sakalımı hiç kesmezdim. kız kardeşimin mutlu olması için her türlü şebekliği yapardım. erkek kardeşime nasihat vermez hayatına devam etmesi için tembihlerdim. sevgili ailemi ise beni mutlu görmeleri için yalan söyler hayatın normal olduğunu gösterirdim. hayatımdaki herkesi son bir defa arar hal hatır sorardım. ömrün bitmesine son gün kala ise rakımı içer yarın aynı olacakmış gibi neden beni kimse aramıyor diye dertlenirdim sanırım.
Bir Çernobil mağduru olarak belki de 6 ay ömrüm kaldı. Zaten ben hep o psikoloji ile yaşıyorum. Memleketimde bilip te gitmediğim, gidemediğim yerlere gidiyorum. En sevdiğim yemekleri yiyorum çünkü kilo alamıyor insan bu durumda. Sevdiğim insanlarla daha fazla muhabbet ediyorum. 3 yaşındaki Kızıma daha fazla sarılıyorum ve onunla daha fazla vakit geçiriyorum. Kazım Koyuncunun işte gidiyorum şarkısını kesinlikle dinlemiyorum. çünkü müziği dahi psikolojimi bozuyor ve istemsiz bir şekilde göz yaşları akıyor gözümden.
Ama çevremdekilere hiç ölmeyecekmişim gibi davranırken kendi içimde yarın ölecekmişim gibi yaşıyorum.
peşinen diyorum ki şu entrye laf atan çok olacaktır ama, cidden sikimde olmaz tek üzüldüğüm sevdiğim annem ve babam bi de yaşlı anneannem olur. onları yatıştırmakla geçerdi 6 ay