son zamanlarda izlediğim en zevkli ve güzel maç olmuştur. Rakip zayıftı, yeneceğimizi biz de biliyorduk ama bu maç ne izleyeni sıkmıştır, ne kahveye verdiği paraya pişman ettirmiştir. Tabii rakip zayıftı diyerek galatasaray'ın yükselen performansını bir kenara atmamak gerekiyor. Uzun zaman sonra kondisyon olarak gerçekten bir sezona iyi başlamışız/başlıyoruz. frank rijkaard'ın takıma kazandırdığı güven ve disiplin olguları her futbolcuyu sadece "işini yapmaya" yönlendirmiş. Yani kim oynuyorsa, ne oynuyorsa sadece kendi işini yapıyor. herkes biraz daha fazla koşuyor, pres yapıyor, mücadele ediyor. Artık yan toplardan bile gol atabiliyoruz ki bunun yanında bonus olarak shabani nonda bir frikik golü atmıştır. Tribünler tutuk başladı ama toparladı. Tayfa'nın büyük bölümünün eski açığa geçmesi, kapalının henüz tekrardan toparlanamaması biraz uyum sorunu yaşatacaktır ama düzeliyor.
Arda turan; harbiden büyük kaptan olma yolunda ilerliyor. Gerçek bir galatasaraylı. Performansı her maç biraz daha yükseliyor.
uğur uçar; süpersin abi. arda turan'dan sonra bu takıma ileride kaptan olacak kişisin sen. sabri sarıoğlu virüsünden kurtarıyorsun bizi.
abdul kader keita; kaderin cilvesi mi acaba bilmiyorum ama o ne hız öyle yahu. ne deparlar, koşular öyle. güzel bir gol attın, çok şeyler yapacaksın anladık biz.*
harry kewell; her şeysin hacı. sempatiksin, iyi futbolcusun, ruhunla oynuyorsun. bu takımda ve taraftarın gönlünde her daim yeri olan kişisin. ayrıoca mor forma en çok sana yakışmıştı.*
leo franco; uzun zaman sonra kale konusunda güven duyuyorum sanırım. iyisin iyi.
heh bir de şu maç üzerinden galatasaray'ı eleştirmeye çalışanlar var ki gülüyorum lan size. neymiş büyük zafermiş cart curtmuş. gördük burada honved maçı sonrası ne sevindiğinizi ki evet takımım böyle dandik takımlar ile berabere kalacağına farklı yensindir. orada bilet parası harcayanları mutlu etsindir. iyi kötü takım demeden kazansındır. yani dönüp kendi dötünüze gülün, taşak muhabbeti yapın öncelikle.*
abartılmaması gereken maçtır. sonuçta adamlar yenilgiyikabullenerek çıktılar maça. ama şu göz ardı edilmemelidir. takım öylesine oynamadı. bu güzel bir gelişme bence. erkes savaşıyordu be galatasaray ilk defa atakları organize yapmaya ve bunu sıklaştırmaya çalıştı. güzel bir gelişme. diyeceğim o ki takım er geçen gün iyiye gidiyor. ama biraz daa süre lazım. biraz daha zorlu rakipler lazım.
galatasaray' ın futbol iştahını ortaya koyduğu maç.
çatlak seslere aldırmamak lazımdır, galatasaray barcelona ya da milan ile oynasaydı da bir bahane bulup galatasaray' ı karalamaya çalışacaktı sebepsiz nefret sahipleri.
güzel bir istanbul akşamında, as kadronun önemli isimlerinin çeşitli sebeplerden dolayı forma giymediği maçta, bir avrupa kupasında farklı kazanmak, gülümseme sebebidir. gönül isterdi ki fenerbahçe de macaristan' da kazansaydı, ancak onlar çoktan 5 golle macarların hesabını kestiği için rahattı.
galatasaray' ın yarınki kurada yerini ayırttığı bir sonuca sahne olmuştur. dilenen, galatasaray ve fenerbahçe' nin bu sezon uefa liginde ilerlemesidir.
mor formayla alay edenleri morartan bir sonuç olmuştur efendim.
istanbulun mor menekşeleri bahar gibi açtılar maşallahlar olsun ayaklarına ellerine kollarına yedek kulübelerine çimlerine sağlık...maça dair yorumu zaten taraftarlarımız yardırmış;bize rakipleri beklemek ve galibiyetin keyfini bir kahveyle höpürdetmek düşer.
nonda'nın ben ölmedim ki dediği maç ve aydın yılmaz'ın 3 yıldır beklenen patlamayı normal mevkisi olan sağ açıkta değilde sol tarafta oynayarak yaptığı karşılaşma olmuştur. birde gözlerden kaçmayan galatasaray'ın bu sene duran toptan gol atma furyası bu maçta da devam etmiştir.
bazı insanlarımızın maç izleme- yorum yapma kabiliyetlerinden yoksun olduğunu gösteren maçtır. bu maç ölçü olmayabilir, skora bakılmaması gerekir, tamam buraya kadar, fenerliler, sevinebilirsiniz. ama hücum organizasyonlarına, paslaşma ve yardımlaşmaya bakacaksın böyle maçlarda. bu açıdan çok iyi bir gelecek vaadeden bir maç görüntüsündedir. aydın yılmaz' ın tıpkı arda turan gibi dandik bir avrupa takımı karşısında coşması tesadüf müdür bilinmez ama harika oyununu devam ettirirse ileri uçta çok büyük sıkıntı yaşayacak galatasaray. öyle ya, hangi biri oynayacak. kestirmek güç şimdiden.
nondaaçısından hemen gaza gelmek istemiyorum çünkü kendisi geçen seneki şl ön elemesi olan steau maçında da 2 gol atıp sonra yatışa geçmişti. inşallah bu sene üçüncü köprüyü kurdurtur.
uğur uçar oynadığı zaman hakkını veriyor. sakatlıktan döndü ve artık formayı sabri'den almaya hazır. sonunda kurtuluyor muyuz ne sabri' den? hadi hayırlısı...
barış' ı küstürmemek önemliydi. topal sakat, ayhan, linderoth, m.sarp gibi ön liberolar varlığında orta sahada ayhan linderoth ikilisi ağır basıyor gibi. topal sezon başını gene kaçırdı. bu sebepten barış'ı kazanmak açısından da güzel maçtı.
leo franco kalede güven veriyor, kendisine daha önceki performansından ötürü güvenmememe rağmen.
abdel kader keita nın, fener zenci sever grubuna üye olması en içten dileğimiz. kalitesi var. çok belli
ben takımımdan çok ümitliyim, belli sıkıntıları aştık mı hiçbir takım bizim yanımıza yaklaşamaz. süper kupa finalinde dili dışarda dolaşan brezilyalıları, büyük tantanayla alınan topçuların 18' e giremediklerini gördükten sonra...
taraftarların maçın son on dakikası içerisinde haldun üstünel'den bir futbolcu istediği maç olmuştur. ancak kimin istenildiği anlaşılamamıştır. anlayan varsa beri gelsindir.
galatasaray'ın bileğinin hakkıyla yarım düzine golü ağlara yazdığı maç. bir fenerli olarak sadece fenerbahçe'nin değil, galatasaray, sivasspor ve trabzonspor'un dişine göre kuralar çekerek, maçlar sonunda hep beraber gruplara kalmamız en büyük temennimdir.
tek maç asla ölçü olamaz. nasıl ki 1-1' lik tobol maçı ölçü değilse bu maç da ölçü değildir. ancak gelecek için umut saçan maç olmuştur. bir kere takım koşuyor geçen seneye kıyasla inanılmaz koşuyor hem de; çok istekli oynuyor ve bunu 90 dakika boyunca devam ettirebiliyor. duran toplar artık harika kullanılıyor. geçen sene tel tel dökülen adamlar bu sene çok daha diriler. örneğin nonda; 3 gol atması önemli değil önemli olan geçen seneki gibi topu geriye oynamaması. alıyor, dönüyor, top saklıyor, adam eksiltiyor pozisyona giriyor.
galatasaray elbetteki bu sene kötü maçlar da oynayacak, maç da kaybedecek belki fark da yiyecek ama şu çok açık ki iyi bir takım olacak galatsaray. iyi takım olmak illa şampiyon olmak değildir. benim kriterlerime göre iyi takım olmak 5 sezon boyunca 2 şampiyonluk alıp 2 defa ligi ikinci, 1 defa da üçüncü bitirmek filandır. yani istikrardır. avrupa da üst turları mesela 5 senenin 3'ünde (çeyrek final, yarı final) zorlamaktır.
söylemeden geçemeyeceğim. son sözüm fenerbahçelilere:
ben avrupa' da fenerbahçeyi de desteklerim deli gibi hem de. uefada final oynasın isterim ama dürüst olayım; uefayı almasını istemem. yani bizim hep bir adım gerimizde kalsın ama çok başarılı olsun isterim. en başta türk takımı olduğu için sonra da ezeli rakibimiz olduğu için. tabii ben bunu istiyorum diye galatasaray' ı desteklemeyen fenerbahçeliye lafım olamaz, tercihtir. ama düşünüyorum da yenmekten büyük bir haz aldığınız -ki biz yensek ben de haz alırım ama bayadır yenemiyoruz *- galatasaray' ı bu kadar aşağılamaya çalışmak saçma değil mi? madem ki o kadar basit bir takımız neden 6-0 ı bu kadar büyütüyorsunuz. madem ki bizi yenmek bu kadar kolay, 10 kişi ile size şeref golü bile atamamamız normal bir olay o zaman konuşmayın. derseniz ki siz nedne uefa kupasını hala konuşuyorsunuz? cevap basit: çünkü normal bir olay değildi uefa kupasını almak. çünkü çok önemli rakipleri yendik. finalde dünya devi arsenal' le başabaş mücadele edip aldık o kupayı. siz de biliyorsunuz ki galatasaray' ı yenmek büyük olay, çünkü galatasaray çok büyük bir takım. mesela honved' e 5 attığınız maçı seneye konuşmayacaksınız belki ama bundan 50 yıl sonra da 6-0'ı konuşacaksınız ve kabul etseniz de etmeseniz de bunu konuşmanıza neden olan tek şey galatasaray' ın büyüklüğü. en az fenerbahçe kadar büyüğüz, büyük olduğumuz için fenerbahçe gibi büyük bir kulübün ezeli rakibiyiz ve fenerliler içinden -bizim içimizden de- kabul etmeyenler olsa da bizler ebedi dostuz.
fenerbahçelilerin hala 6-0 sendromunu üstünden atamadığını gösteren maçtır. hani sendrom diyorum bu sendrom normalde galatasaray'da olması lazımdı ama çok garip şekilde fenerbahçelilerin bir 6 sendromu var. evet bir zamanlar kompleksti bu. ama artık sendroma dönüştü galatasaray'ın son iki senede yaptığı transferler, avrupadaki itibarını yavaş yavaş düzeltme çabaları, içinde umut olması... yazmayim yazmayım dedim daha iki-üç gün önce bazı saftirikler yüzünden 'çaylak' olduğum için; kendime söz verdim ama ne bileyim ben "vaaay 6-0 yendiniz ha? biz de size atmıştık 6 tane hani hehehe" diyen fenerlilerin kendi futbol takımlarının maç başlığı dururken gelipte buraya bunu yazacağını?
neyse değmez diyorum galatasaraylılar sallamayın siz bazı sik kafalıları. biz keita'mıza arda'mıza aydın'ımıza bakalım. tamam rakip çok siktir-i boktandı ama olsun sonuçta yedek kadro ile de olsa farklı yenmek, güzel futbol oynamak insanın hoşuna gidiyor.
atılan gollerden sonra elano nun yüzünün gülerek seyircilerin coşkusunu izlemeye koyulması* da galatasaray taraftarı için ayrı bir sevinç kaynağı olmuştur.