DP Hükümeti ile çeşitli devlet kurumları tarafından organize edilen halk kitlelerinin Atatürkün Selanikte doğduğu eve bomba atıldığına dair düzmece haberi bahane ederek başta istanbul olmak üzere Rum ve diğer azınlıklara ait ev, işyeri ve dini yapıları iki gün boyunca talan etmesiyle gelişen bir pogrom olup, istanbul Rumlarınca Eylülde olanlar anlamına gelen Septemvriana
ülkenin toplumsal yapısının o dönemlerde de bu dönemlerde de pek değişmediğinin kanıtıdır. şimdi de aynı gazı verseler yine yakıp yıkarız! bizden adam olmaz!
büyük acılara sebep olmuş olay. dedem anlatırdı, o dönem istanbul'da rum bir inşaatçının yanında çalışıyormuş. parası iyiymiş, adam da severmiş dedemi. bir nevi babalık yapmış. işte günler akıp giderken bu kara gün gelmiş çatmış. dedem çıkmış işyerinin önüne, bakmış bir köpek sürüsü dükkanları yağlamaya yıka geliyor. dedem çıkarmış işyerinin önüne bir sandalye oturup beklemeye başlamış. bu köpek sürüsü gelmiş yetişmiş işyerinin önüne. dedeme sormuşlar kimin bu dükkan diye. benim demiş. "sen müslüman mısın? " demişler. "evet" demiş. ayrıntı sorular sormuşlar islam ile ilgili. dedem alevi dedesidir, hem de dindar şafii bir ağanın yanında kalmış uzun süre. din bilgisi kuvvetlidir yani. ne sordularsa cevap vermiş tek tek. adamlar özür dileyip gitmişler.
istanbul'da 1950'li yıllara dek küçük ve orta ölçekli ticarette önemli bir yere sahip rum esnaf ve zanaatkarların elinden bu güçlerini almaya yönelik olarak, menderes'in demokrat parti iktidarının tezgahıyla gerçekleştirilmiş, dinci ve milliyetçi faşistlerden oluşturulmuş bir "çete"nin gerçekleştirdiği, ülkemizin yüz karası bir olay.
dünden yarına-cuntalar ve türkiye belgeselinde izlediğime göre atatürk'ün evinin bombalandığı iddiası özel harp dairesinin tezgahıymış. sabri yirmibeşoğlu "mükemmel bir harp dairesi eylemi" demiş.
cumhuriyetin kurulmasından beri pek bir zarar getirmeyen istanbul rumları yerine, günümüzde ülkemizi savaş alanına çeviren kürtler için uygulanması gerekmeliydi.
kıbrıs sorunu devam ederken, ve eoka'nın türklere saldırıları artarken, istanbul ekspres gazetesinin selanik'te atatürk'ün evine bomba konuldu şeklindeki yalan haberini basması sonucu ortamın gerginliğinden zaten asabi olan insanlar galeyana gelip, yunan pavyonlarını, konsolosluk ve büyükelçilikleri yakmışlar, bir çok evi de tahrip etmişlerdir. bence bundan daha doğal birşey olmamakla birlikte doğrudur demiyorum. insanların galeyana gelmesi kadar doğal birşey yoktur şu durumda. bana garip gelen türkiye hükümetinin yaranmak amacıyla bu olaylar sonucunda özür dilemesinin yanısıra (ki eoka sebebiyle ne yunanistan ne kıbrıs rumları özür dilememişlerdir) kıbrıs türktür derneğini kapatmış olmasıdır.
keşke olmasaydı olayıdır. keşke zamanın istanbul'unun en efendi kişilerinin mensup olduğu bu topluluk hiç gitmeseydi...
o pogrom'da 70000 rum'un anayurtlarından ayrılmasına neden olanlar günümüzde 10000 kişilik çapulcu grubuna haddini bildiremiyor. işte bu da canımı çok acıtıyor be sözlük...
ayrıca o dönemde rumlar yerine söz konusu çapulcu takımına pogrom düzelseydi, şimdi bambaşka durumlarda bulunabilirdik. zira rumlar tarafından yönetilen 2 devlet de* ekonomik olarak bizden kat kat üstün, ama bu çapulcu takımın bırakın ekonomisini, bir ülkeleri bile yok.
türkiye'deki tüm gazetelere 'ata'nın evi bombalandı' manşeti atılmıştır. bunu haber alan vatandaşların büyük bır kısmı; rum, ermeni ve yahudi esnafların dükkanlarını ve evlerini taşlamış, yağmalamıştır. sonrasında gelen sürgünler, gayrimüslimlerin mallarını zimmete geçirmeler derken; olay netlik kazanır. ata'nın evi falan bombalanmamıştır.
azınlıkları tasfiye etme operasyonudur,oktay engin adlı batı trakyalı öğrencininde hakkı yenmez bu olaylarda zaten daha sonra kendisi hizmetlerinin karşılığını kaymakamlık,emniyet müdürlüğü ve son olarakta nevşehir valiliği olarak almıştır...
--spoiler--
ezilenleri "yağmacı,eşkiya,çapulcu,terorist vb"ile izah eden egemenler, kendi tarihsel alçaklıklarını geçmişe havale edip masum numarası yapıyor.
sinopta "eşkiyayız",yüksekovada" terorist",grev çadırlarında "provakatör",ama tarih karşısında tertemiziz.ve haklıyız...
6-7 eylül'de talan edilen hayatlar,devlet denilen zalim suç ordusunun tarihsel bir alçaklığı,kapitalizmin süslü vitrinleri ile ışıldıyor beyoğlu sokaklarında...ve biz o sokaklarda çapulcu birer terorist olarak eşkiyalığa devam edeceğiz...
namlu sizin elinizde,zamanın kalkanı bizim mücadelemizde...
hadi bakalım...
--spoiler--
girdim ki abanoz sokağına/ anamızın amına karlar yağıyor/ soydaşım orospular/ rum patronlarının şiltelerini bıçaklayıp/ pamuğunu aşağıya saçmışlar/ hemi de ;istiklal marşı okuyorlar/ oksicenli saçlarıyla pencerelerden.
cumhuriyet tarihinde onlarcası mevcut "devlet teşviki ile terör estirme" eylemlerinden bir tanesidir.
tarihi bir utanç abidesidir. aynı ittihatçı kafa bugün dahi ezilememiştir. rum, ermeni ve yahudi komşularımızı bu terör ve tedhiş hareketi sayesinde ülkemizden kovmuş ve aziz(!) topraklarımızı küffar(!)'dan halas etmişizdir.
kürt sorunu başta olmak üzre tüm sorunları hortlatan kendi gibi olmayan herkesi düşman belleyen derin yapılanmanın ve onun yardakçılarının tertiplediği şanlı tarihimizdeki kara lekelerden biridir. ermenileri katledenlerin torunlarına yakışacak bir olaydır. memleketteki mozaiğin içine etmişlerdir.
bugün üzerinden 56 yıl geçmiş olan barbarlıktır. aslında birilerinin desteklediği ve halkı provake ettiği bir soykırım girişimidir; fakat başarısız olmuştur. istanbul ve izmir'deki başta rum yurttaşlar olmak üzere ermeni ve musevi yurttaşların iş yerleri yağmalanmış, evleri yakılmış, kendileri de şiddete maruz kalmıştır.
bunun üzerine birçok rum, ermeni ve musevi yurttaş ülkeyi terk ederek kaçmıştır.
Utanmadığım, kavram üzerinden tartışırsak eğer tam tersi desteklediğim olaylardır (yani azınlıkları sürme, ekonomik güçlerinin elinden alınması vs üzerine). Halkın galeyana gelip topluca hareket etmesi saptırılabilir ve yanlış yönlendirilebilir olaylar olsa da 6-7 eylül olayları Osmanlı'dan günümüze azınlıkların ihanetlerinin unutulmadığının göstergesi ve sonuca gidilmesi açısından yararlı olaylardır. Bunlarla beraber keşke devlet halkı kullanarak değil kendi kolluk kuvvetlerini kullanarak benzeri bir harekete gitseydi de Halkı pis işlerine alet etmeseydi. Sonuçta dediğimiz üzere halk sokağa çıkınca ne yapacağı ne edeceği belli olmaz sınırını bilmez, haliyle istenmeyen tatsız olaylar da olmuştur.
Lakin ne olmuştur sonrasında. Güzelim istiklal caddesi ve çevresi bu ülke içerisinde çıban gibi duran azınlıklardan arındırıldıktan sonra adnan menderesle başlayan göç dalgasına yenik düşmüş ve bugün tanınamaz hale gelmiştir. Bu da demektir ki "Müslüman" kimlikli ortadoğulular( kürtler, çingeneler vs) hristiyan kimlikli ortadoğululardan (yahudi, ermeni, rum) daha tehlikeli ve asalaktır Türk Milleti üzerinde. dün Hristiyan ortadoğululara karşı böyle hasas bir şekilde davranabilen Türk Milleti, milletler arası mücadelelerde din ayrımı olmadığının hatta din benzeşmesinin daha bile kötü olduğunun farkına varmaları gereklidir.
Ha Kavram üzerinden değil de günlük siyasi konular üzerinden tanımlarsak eğer, Adnan menderes'in varlığında cereyan eden olaylarda Adnan menderes ve çevresindeki rantçı, baskıcı taifenin kesin ekonomik olarak bir çıkarı vardır. nasıl ki bugün tayyip erdoğan normal vatandaşı şehrin göbeğinden sürüp atmak için binbir türlü üç kağıda, başvuruyorsa. Anadolu takımlarının stadlarını elinden alıp yerine rant kapıları açıp takımların stadlarını da şehirden onlarca km öteye yapıyorsa, o zaman da azınlıkların istiklal ve çevresinden Türk Milleti kullanılarak siktiri yemelerinin elbette ki ekonomik bir altyapısı vardır.
jiyan.org'ta yayınlanan bir vartan estukyan yazısı ''Duvardaki resimleri teker teker yerlere atıp, kırdılar, üstünde tepindiler. Aliki, dehşete kapılmıştı. Hemen oğlunun yanına sığındı, sindi bir duvar dibine ve olanları izlemeye koyuldu. Sergiyi düzenleyenler saldırganları tanıyorlardı. En çok da avukat kemal kerinçsiz'den bahsediliyordu.''
