alay sancağını taşıyan asker şehit olacağını anladığında sancağı bir ağacın dalına asarak yere düşmesini engellemiştir.( anzak askeri anlatıyor)
daha sonra söz konusu sancak, anzak askeri tarafından avustralya ya götürülmüş ve müzede sergilenmiştir. bir kaç yıl önce hükümet düzeyinde yapılan girişimlerle sancak türkiye ye iade edilmiştir.
ayrıca başka bir hastalıklı anzak askeri, yine bu alaydan şehit olan bir mehmetçiğin kafasını keserek avustralya ya götürüp kafa tasını evine süs yapmıştır. yamulmuyorsam onu da geri iade etmişlerdi.
böyle bir internet sitesi var. güzel bilgiler var içerisinde.
O anı Mustafa Kemal, Ruşen Eşref Ünaydın ile yaptığı görüşme sırasında şöyle anlatmaktadır.
...Bu esnada Conkbayırının güneyindeki 261 rakımlı tepeden sahilin gözetleme ve korunmasıyla görevli olarak orada bulunan bir müfreze askerin Conkbayırına doğru koşmakta, geri çekilmekte olduğunu gördüm... Bu askerlerin önüne kendim çıkarak:
-Niçin geri .ekiliyorsunuz ? dedim.
-Efendim düşman dediler!
-Nerede?
-işte! diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.
Gerçekten de düşmanın bir avcı kuvveti 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve tam bir serbestlik içinde ileriye doğru yürüyordu. Şimdi vaziyeti düşünün. Ben kuvvetleri (geride) bırakmışım, askerler on dakika istirahat etsin diye...Düşman da bu tepeye gelmiş...Demek ki düşman bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman benim yere gelse kuvvetlerim çok kötü bir duruma düşecekti. O zaman artık bilemiyorum, bilinçli bir düşünme ile midir, yoksa önsezi ile midir, bilmiyorum. Geri çekilen askerlere: Geri çekilmeyeceksiniz, dedim.
- Cephanemiz kalmadı, dediler.
- Cephaneniz yoksa süngünüz var,dedim.
Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırına doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile dağ bataryasının yetişebilen askerlerinin marş marşla benim bulunduğum yere gelmeleri için, yanımdaki emir subayını geriye yolladım. Bu askerler süngü takıp yere yatınca, düşman askerleri de yere yattı. Kazandığımız an, bu andır...
Gerçekten de, çekilen Türk askerleri mevzi alınca, karşı taraf ta mevzi alıp duraklar. Böylece, 57. Alay Öncü Bölüğü'nün Conkbayırı'na yerleşmesi için gereken süre kazanılmış olur. işte bu an, Çanakkale Savaşları Kara Harekatı'nın kaderini belirleyen önemli anlardan birisidir. Böylesine önemli anda kilit rolü oynayan kişi ise, tartışmasız Mustafa Kemal'dir. Bu husus, Çanakkale Savaşları tarihiyle uğralan Türk ve yabancı bütün uzmanlar tarafından doğrulanıp vurgulanmaktadır.
Daha sonra, Kolordu Komutanı Esat Paşa'nın izniyle, 27. Alay'dan geri kalan birlikleri de emrine alan Tümen Komutanı Mustafa Kemal, karşı saldırıya geçmek üzere 57.Alay'a şu emri verir : Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar kaim olabilir.
25 Nisan 1915 günü, vakit ikindiye yaklaşırken, ilk çıkarma kademesi olan tümenin sahile çıkışı da tamamlanmıştır. Ne var ki, 27. Alayın birlikleri ve 57. Alayın yaptığı karşı saldırı ile süngü hücumları sonucu Anzaklar çok sayıda kayıp vermiş ve sahile çekilmişler, kritik ve endişeli anlar yaşamaktadırlar. Gene de gün batarken, Anzak Kolordusu'nun sahile çıkan Tümeni, Arıburnu'nun sarp yamaç ve tepelerinde yerleşme olanağı bulur. 5Arıburnu'nda görev yapan 27. Alayımızın yardımına koşan birliklerimizin bazıları dağılınca, 57. Alayımız daha geniş bir araziye yayılmak mecburiyetinde kaldı; dolayısıyla yoğunluğu azaldı. Kumandanı Kurmay Yarbay Hüseyin Avni şehit oldu. Kumandayı ele alan Kurmay Binbaşı Yusuf Ziya da şehit olunca alay müftüsü Hasan Fehmi kumandan oldu; o da şehit düştü. Kumandanları şehit düşen birlikler Arıburnu sırtlarında düşmanı durdurmak için canla başla savaşıyorlardı. Bombalarla düşmana saldıran Nazif Çakmak (Fevzi Çakmak'ın kardeşi) şehit düşerken, ardından gelen 57. Alay'ın 6. Bölüğü ile, Anzak Kolordusu'nun 3. Alayı'nın 4. Bölüğü süngü ve dipçiklerle birbirlerine girdiler. 57 nci Alay son neferine kadar savaşır.... Rivayet olur ki : Sisli bir nisan sabahı 57. Alay komutanı araziye yayılmış beyazlıklar görür ve takım komutanına bu beyazların ne olduğunu sorar. Takım komutanı, sabahleyin düşmana hücum emrini almış 57. Alay'ın, Rablerinin huzuruna temiz çıkmak için çamaşırlarını yıkadıklarını söyler; bu beyazlıklar, onların ak niyetleridir, der.
Mustafa Kemal'in 57 nci Alay için : Yarbay Hüseyin Avni Bey'in ve silah arkadaşlarının Türk ulusu için yaptıklarının unutulması mümkün değildir. Onları hiç unutmayacağız ...
"bu alay sancağı gelibolu savaş alanından getirilmiş, ama esir edilmemiştir.çünkü, türk ordusu'nun milli geleneklerine göre bir alayın sancağı,alayın son eri ölmeden teslim edilemez. bu sancak, sonuncu muhafızın da altında ölü olarak yattığı bir ağacın dalına asılı olarak bulunmuştur. kahramanlık örneği olarak karşınızda duran bu türk alay sancağını selamlamadan geçmeyin."
istanbul Devlet Tiyatrosu Küçük Çekmece Dt Sahnesinde izleyicileri ile buluşuyor 57.Alay .Oyunu bugün bir daha izledim bir kez daha hayran kaldım herkesin ama herkesin alın terine yüreğine sağlık abi şu şarkıyı manastır türküsünü söyleyen arkadaşı seyirci koltuktuğundan kalkıp alnından öpesim geldi Cem Çelik ağzına sağlık... Selanik türküsü yanık sesli arkadaşımızada selam olsun Yalçın Yertürk, Mustafa Kemal rolünü canlandıran Mehmet istemihan Tuna ayrıca tebrik ederim.Süper bir oyun gidin izleyin...
OYUNCULAR
AHMET DiZDAROĞLU
HAKAN ŞAHiN
SEViNÇ EROL
MACiT SONKAN
HANDE GÜRAK
ERDOĞAN AYDEMiR
MEHMET iSTEMiHAN TUNA
ENDER SAKALLI
MERT DENiZMEN
ENGiN ÖZYÜREK
FATiH ÖRS
KADiR ÇELiK
HAKAN GÜNGÖR
HALDUN BURAK ÖNER
OZAN UZ
NUR MERVE AKDEMiR
HÜSEYiN CEM ÇELiK
ÖZGE SiVRiKAYA
CAN BAYKAN
MERVE YALÇIN
TUĞBA ÖZOĞLU
ZEKAYi METiN
ÖZGÜR YETKiNOĞLU
BAYRAM EFE
TUĞÇE AKSUM
ŞENOL YAZ
YALÇIN ERTÜRK
KASIM YILDIRIM VARDAR
BARIŞ ARMAN
GÖKHAN YILMAZ
CENK DiNÇSOY
GÖKHAN MAĞDEN
HASAN KARAKURT
iLAYDA BAŞARAN
CEM TEK
FIRAT DEMiR
HiLAL EKiNCi
MURAT TURHAN
OZAN ALTIN
ADiL iRFANOĞLU
ABDULLAH YAKIN
HAYRETTiN MUTLU
SÜLEYMAN EMRE ARSLAN
HÜSNiYE TOY
GÖKŞEN ATEŞ