istanbulda ikinci köprü istikametinden karşıya geçmek isteyenler için en hızlı ulaşım aracıdır. kendileri emniyet şeridinden gider ve asla yakalanmaz. zira bu hattaki otobüsleri işleten şöförler ve onların muavinleri, diğer otobüslerde bulunan sürücülerle telefon aracılığıyla irtibat kurarak, hangi noktalarda polis bulunduğunu birbirlerine haber verirler.
birkaç kez binmek zorunda kaldığım, genelikle tıklım tıklım gelen ve gerçekten de leş gibi kokan halk otobüsü. konu başlığının doğrusu 500t şifa mahallesi cevizlibağ otobüsü olmalıdır.
bostancı - 4. levent arasında kullandığım taşıttır. içi acaip derece de pis kokar. orta kısımda mutlak suret taşınası bir mal vardır. Bu kimi zaman; yumurta sepeti, halı, pc-yazıcı kutusu içerisinde ne olduğu bilinmeyen eşyalar olabiliyor. Birde şöfor ve muavin yavaş binen ya da yavaş inen yolcuları azarlamaktadır. sanırım hareket saatini ihlal ettikleri için. Her neyse içi ciddi manada pis kokar bu otobüsün. Koltukları artık kullanıma bağlı ter ve deformasyondan ilginç bir hal almıştır. O bölgeyi güneşe tutsanız mantar bitecek derecededir. Şoförün arka kısımdaki cam bölmesinde genellikle pilli oda spreyi bulunur. Bunca zamandır kullanırım halen daha aktif olduğunu bir kere 'pıs'ladığını görmedim duymadım. Birde inanılmaz dolu oluyor. Ama olsun severiz kendisini bineriz-ineriz falan filan...
bazı zamanlarda ağız kokuları ve ter kokularının aynı anda salınmaya başlamasıyla insanın bir ara ruhunu bedeninden ayırıp tekrar geri döndüren otobüs hattıdır...
hiç binme gereği duymadığım fakat her seferinde dolu geçtiğini gördüğüm otobüs.
bir de hep çarşaflı kapalı kadınlar oluyor içinde. bu da dikkatimi çekmişti.
trafik ne kadar yoğun olursa olsun şoförleri sayesinde yolunu bulup araç kalabalığının içinden sıyrılarak ilerlemeye devam eden engel tanımayan otobüstür. durakta fazla bekletmez hemen gelir, bu konuda metrobüsle yarışacak düzeydedir.
(bkz: ölüm grubu)
istanbul'da benzeri olmayan tek otobüs hattı. haftada 2 yada iki haftada 2 kez kullandığım otobüs hakkında oturarak gidilebilmesi için büyük sırlarımı açıklıyorum sizlere;
1- öncelikle topkapı'dan binenler istikamet değiştirip cevizlibağ'dan binmeleri şiddetle tavsiye edilir. eğer avrupadan asya yakasına gidiyorsa en boş olduğu ve oturma garantili olan tek yer çevizlibağ. tabi bu kış aylarında akşam iş çıkışı saatine göre değişebilir.
2- açılır gibi gözüken yada şu camı açayımda hava alayım biraz diye gözünüze kestirdiğiniz camlara hiç ellemeyin. Açılmaz. Zaten cam aralık ise en fazla o kadar açılır. 15 cm aralıktan içeri giren havayı idareli kullanın.
3- şifa mahallesinin eskiden girişinde olan otobüs kalkış parkuru, mahallenin aşağısına alınmış hatta neredeyse yenimahalle'ye kadar gitmiştir. şifa ile yenimahalle arasında geçen otobana bağlantı yolunun oraya konuşlandırılış.
4- a noktası ile b noktası arasındaki maximum en kısa zaman süreci 2 saat 54 dakikadır. *
5- şifa mahallesine girişteki rampada ard arda gelmiş en az 2 500t otobüsü mevcut ise yaklaşık 1-1.5 kmlik rampada formula 1 heyecanını ayağınıza getirir. tek gidiş tek geliş olan ve en fazla monaco grand prix si genişliği bulunan o rampada 2 otobüsün yan yana geldiği an gençken yaşanaması gereken 100 haz'dan birisidir.
6- Sakın ama Sakın dalgınlıkla 2-3 durak önce ineyim demeyin. indikten sonraki o kurtulma hissi kursağınızda kalır ve tekrardan ölüm grubuna gireceğinizi bilmek hayattan kopmanıza yol açabilir.
7- gençler uyku numarası bu otobüste işlemez. çünkü bunu kullanan genel kesimlerden biriside şuursuzca kalk teyzeye yer ver diyen insanlardır. yemezler.