yolculuk sırasında bir tane bayana rastlanması mümkün olmayan, kazara bir bayanın ön taraftan otobüse binmesi durumunda otobüsün arka kısmından rahatlıkla duyulabilecek bir
-hmmmm, hoaahhh, grrroooaaa, üüüüaaaa
seslerinin yükselmesi ve gayriihtiyari ellerin herkeste kesinlikle bulunan bıyıklara gitmesi sonucunu doğurur.
işyerine giderken kullandıgım otobus. kendine has kokusu olmasıyla meshurdur.zira bu kokuyu hiç bir halk otobusunde tatmamıstım. anlatılmaz sadece yasanır.soforleri de son derece deneyimlidir.16 yasında direksiyon sallamak her baba yigidin harcı degildir.
tuzla piyade okulu arazisinde yukarıya atışa veya eğitime çıkarken durakta durduğunu gördüğünüzde cuma akşamı binebilmek için hayal kurdugunuz, pazar günleri ise binerken ayaklarınızın durakta geri geri gittiği otobüstür. binmek için nizamiyeden biraz yukarı yürümek gerekir.
otobana çıktıktan sonra, misyonunu hızlı ve öfkeli tokyo yarışı misali değiştiren otobüs. ulan içinde elli kişi varken koca otobüsle o makaslara nasıl giriyorsunuz helal olsun valla.
Bu otobüslerin normal bir hızda gittikleri görülmemiştir. Ya durakta yolcu biriksin diye saatte 10 km hızla giderler ya da bi tarafa bir şeyler yetiştirmeleri gerekiyormuş gibi hız ibresini sonuna kadar dayarlar. Sonuç olarak her iki durumda da yolcuların şoföre iyi dileklerini sundukları bir otobüstür.
otobüste kendi kendine gülen biri varsa, ya 500t`desinizdir ya da otobüste değilsinizidir.otobüs maceralarımın hepsi burada geçmiştir.hakkında funclub açılabilecek otobüstür.ramazanda hurma dağatıldığı, sıkışıklığından dolayı "üstkata çıkıyoruz beyler" diyen amcaların olduğu,yaşlı teyzelerin ayakta yolculuk ettiğini,camın buhusundan çeşitli sanat eserleri üretilebileceğini,güzel kızlara yer verildiğini, tavuk, bavul ,çeşitli büyüklükteki koliler,kutular ve yere oturan yavrular görülmesi mümkündür.
ayrıca 500t`ye binmek ayrıcalıktır.zira 500t avrupanın en uzun şehir içi güzergahına sahiptir. yani 500t'den sonra, "kısa bir avrupa yolculuğundadaydım" diyerek arkadaşlarınıza hava atabilirsiniz.
her ne kadar diğer halk otobüslerinden araç modeli, markası olarak bir farkı yoksa da bu otobüsün önünde 500t yazısı gözüktüğü vakit gözüme bir çöl gibi gözükür. bir varoştur bu otobüs. istanbul'un en kilit noktalarından geçer buna rağmen. zeytinburnu'nda garajdan çıkar, sonra cevizlibağ, okmeydanı, 4. levent, kozyatağı filan merkezi yerleri dolaşır. mutlaka birisi gelir ayağıma basar eğer ayaktaysam. ya da birisinin bok gibi kokan nefesi suratıma suratıma doğru eser. ya da bebeğin biri ağlamaya başlar, çarşaflı bir teyze bir şeyler mırıldanır, tiki bir kız carrefour'a gelince iner, ya da yine bakımlı bir oğlan levent'ten biner. çok kozmopolit bir otobüstür, küçük istanbul.
yolculuk mesafesi cok uzundur.
genelde erkek kismisinin bindigi hat otobusudur.
yatagi yorgani sepetiyle binen insanlarla doludur.
her zaman arkalar bostur, ilerlemek gerektir (bkz: arkalara ilerleyin beyler)cift biletle seyahat edilip köprüden sonra tek bilete donusur ama nedense kimi zaman akbil tek bilete donusturulme unutulur.
arka kapidan binip akbil uzattiginiz vakit akbiliniz geri donmeyebilir.
para ustunuz baska cebe inebilir.
kimi zaman uc dakika da bir gecmektedir lakin halicioglu istikametinde beklediginiz sirada cani isteyince duraga yanasmayan hoyrat soforlere sahiptir bu hat.
muavini "ayakta taşınan yolcu sayısı=x" ifadesini "ayakta taşınan yolcu sayısı=4x" olduğunu zanneden ölüm hattı. topkapı'dan cevizlibağ a gitmeye karar verip bu otobüse bindiyseniz vay halinize. istanbul un her kesiminden insanlar bulabilirsiniz ve işin kötüsü size insan gibi davranmazlar. bu hattın içinde bulunan her insan gibi şöförü de doğal değildir. kendisi çok oturgaçlı götürgeçle f1'e bile girebilir.
olay: aşiret halinde binen kasımpaşalı insanlarımızı görmüştüm. sayıları ondu ama beş kişi parası gönderip, yazın o sıcağında tartışmaya yol açmışlardı.
muavin - ee sayıyorum 10 kişisiniz ya işte!
abece - görmüğomusun abee kızanım.kucağa oturunca 5 kişi olar bizde.hadee bakeyyim...
böyle senaryoları sık sık yaşayabilirsiniz. aslında bir bakıma zevkli bile olabilir bu hat. yok canım böle bişey. gayet sıkıcı!
(bkz: survivor)
otobüse kartal'da binip tuzla şifa mahallesi'nde indiğinizde "ulan az daha dötü veriyoduk millete he" diyerek zor kurtulmanıza sevindiğiniz otobüstür. çok sıkışıktır efenim çook.
genelde dolu geçen ve geçmiş zamanlarda 522 yerine yanlışlıkla binmişligimin oldugu tam anlamıyla halk otobüsü. konserde bile bu kadar içiçe olamıyor insan. *
Yollardaki emniyet şeritlerini kendileri için hazırlanmış özel parkur olarak kullanan otobüs hattı. Bu anlamda daha metrobüs fikri ortada yokken kendileri bu görevi görmekteydiler. Yine de maltepe e-5'ten nereye gitmek istersem isteyim kullandığım tek araçtır, o derece bağımlı o derece hastası olmuşum. Bir yere gideceksem önce bir 500t'ye bineyim de sonrasını düşünürüz diye planlar yapıyorum o derece. bu bir sevdadır, Hani şairin dediği gibi;
"oyle deme, 500t'yi sevmeyene bir zulumdur
bu kadar insanin neden 500t'yi bu kadar cok sevdigini anlamadan
500t ile yolculuk yapmak.