şifa mahallesinden kalkar, dördüncü levent'te büyük kısmı boşalır. son durak cevizlibağ'dır. ramazanda iftar vaktinde istanbul'dan bu otobüse bindiyseniz iki buçuk saat yolculuğu göze almanız gerek.
cevizilibağdan binip pendik-tuzla tarafına gidilirken çok rahat uyunabilir, durağı kaçırma korkusu olmaz. ha uyanıp kafanı her kaldırdığında başka birini görürsün yanında ama korkma muavin ve şöför hala otobüsdeyse sorun yok.
çocukluğumun otobüsü. bu otobüse binmek için büyük çileler çeken insanlar var. nurtepe halkı örneğin. yıllarca üzerinde büyük taşlar olan bir yol indik. küçükken kafama koymuştum büyüyünce buraya merdiven yaparak zaten bir çile olan 500t otobüsüne binmeden önceki zaman diliminin de çileli olmasını egellemek amacıyla yapacaktım bunu. sonra yaptılar o merdiveni. şok olduk falan. ama iyi oldu.500t yi anlatamam sanırım yaşayan bilir. bende merdivenimizi anlatayım dedim.*
genellikle tıkış tıkış olan ve dünyanın en iğrenç kokan otobüsü. yağmurdan sırılsıklam olup, derse yarım saat geç kalsam da binmem dedirten cinsten. katettiği mesafe muazzamdır ama.
haftasonları kadıköy'de duraktaki sırayı görmeniz lazım dedirtir insana. ucu bucağı görünmez yeri gelir. allah'tn 500es te varda. az biraz yırtıyoruz o sıradan. *
annemin toplu iğne tacizine uğradığı otobüs. nurtepe köprüsünde bindikten sonra 20'şer saniyelik aralıklarla birisi toplu iğneyi bacağına batıyormuş en sonunda dayanamayıp çocuğu elinden yakaladığı gibi otobüsün içinde suratı kanlar içinde kalacak şekilde bir güzel dövüvermiş, çocuğun bahanesi ise nişanlısını annemden kıskanması. hayır sapıklığa bakar mısınız sözlük. ulan babama toplu iğne batırsan anlıyacam da annemi nişanlından niye kıskandın manyak herif. ama oh olsun süper dövmüş annem bir de diğer yolcular alkışlamışlar gururlanarak anlatıyor kadın.