ekrem memiş'in hiçte yabana atılmayacak olan, kanıtlar ile desteklediği iddiadır.
--spoiler--
Eski Doğu üçgenini oluşturan üç medeniyet merkezinden Mısır ve Mezopotamya, M.Ö. 4. binyılın sonlarında, kendilerine has birer yazı icat ederek tarihi devirlere girdikleri halde, Anadolu yazıya ancak M.Ö. 2. binyıl başlarında kavuşabilmiştir. Buna rağmen, M.Ö. 3. binyılın son çeyreğinde (M.Ö. 2250lerden itibaren) Anadoluda neler olup bittiğini dolaylı olarak öğrenebiliyoruz. Zira, Mezopotamyadaki Sümer sitelerini teker teker yenerek Mezopotamyanın ilk siyasal birliğini sağlayan, ardından da iran, Anadolu ve Mısır gibi ülkelere seferler düzenleyerek Eskiçağın ilk sömürgeci imparatorluğu olmayı başaran Akkadlar, Anadolu üzerine düzenlemiş oldukları seferler hakkında bize ayrıntılı raporlar sunmaktadırlar. Bu raporlardan biri, Akkad imparatorlarından Naram-Sinin M.Ö. 2200lerde Anadoluya yapmış olduğu askeri bir seferi anlatmaktadır. Şartamhari Metinleri adıyla anılan bu yazılı raporda,30 adı geçen Akkad imparatorunun Sedir Ormanlarını (Amanoslar) ve Gümüş Dağlarını (Toroslar) aşarak Anadoluya girdiği ve Hatti kralı Pampanın önderliğindeki 17 şehir devletinden oluşan Anadolu koalisyonuna karşı savaştığı anlatılır.
Şartamhari metinlerinin Hattuşaş arşivinde ele geçirilen kopyasının (KBo III, 13 numaralı metin), ilk 7 satırı kırık olup, metin, 8. satırdan itibaren şöyle devam etmektedir:
8. Bana karşı bütün memleketler isyan ettiler.
9. Guşua kralı Anmanailu, Pakki kralı Bumanailu
10. Ulluwi (Ullama) kralı Lupanailu, sonra.. kralı............inmipailu
11. Hatti kralı Pampa, Kaniş kralı Zipani....kralı Nur-Dagan
12. Amurru kralı Huwaruvaş, Paraşi kralı Tişenki
13. Armanu kralı Mudakina, Sedir dağları kralı işgippu
14. Larak kralı Ur-Larak, Nikku kralı Ur-Banda
15. Türki kralı ilşu-Nail, Kuşaura kralı Tişkinki
16. Toplam 17 kral, ki onlar savaşa girdiler ve ben onları vurdum
17. Hurrilere karşı bütün orduyu seferber ettim ve sonra (tanrılara) şarap takdim ettim.
18. O zaman savaşçılarıma, binlerce düşman askeri hiç mukavemet etmedi.
Metnin çok bozuk olan arka yüzünde, geceleyin düşman karargâhına bir baskın yapıldığı ve onların yenilgiye uğratıldığı anlatılmakta, alınan ganimetlerden eksik cümleler halinde bahsedilmektedir.
Görülüyor ki bu metin, Anadolu kökenli olmamakla beraber, Anadolu hakkında bilgi veren en eski yazılı vesikadır. Bu metinden anlaşıldığı kadarıyla, M.Ö. 3. binyılın sonlarında Anadoluda büyük bir devlet yoktu. Ancak, her şehirde küçük bir krallık hüküm sürmekte idi. Aralarında hâkimiyet mücadelesi yaptıklarına şüphe olmayan bu şehir devletleri, dıştan gelen tehlikeler karşısında, içlerindeki en güçlü şehir kralının liderliği altında birleşerek, tek bir güç halinde mücadele etmesini de biliyorlardı. Gerçekten, bu vesikada da belirtildiği üzere, Akkad imparatoru Naram-Sin, 17 Anadolu kralının oluşturduğu koalisyona karşı savaşmış ve onları mağlup etmişti. Bu krallardan biri de metnin 15. satırında geçen Türki kralı ilşu-Naildi. Burada geçen "Türki kelimesinin Türk olduğuna şüphe olmadığı gibi, ilşu-Nail ismi de kulağa pek yabancı gelmemektedir.
Demek ki, günümüzden yaklaşık olarak 4200 yıl önce Anadoluda değişik ırklardan muhtelif kavimler yaşamakta olup, bunlardan biri de Asya kökenli Türk kavmi idi.
Öyle sanıyoruz ki, M.Ö. 3500lerde Sümer Türkleri Mezopotamyaya yerleşirken, muhtemelen aynı tarihlerde Kafkaslar üzerinden gelen bir başka Türk kütlesi de Doğu Anadoluya yerleşerek burada bir şehir devleti vücuda getirmişti ki, bu, yukarıda adı geçen Türki Krallığı idi. Ancak, M.Ö. 4. ve 3. binyıllarda Anadoluda yazı mevcut olmadığı için, bunların yaşantıları hakkında yeterince bilgi edinemiyoruz. Bereket versin ki, yukarıda sözü edilen çivi yazılı metin (KBo III, 13), hiç değilse M.Ö. 3. binyılın son çeyreğinden itibaren Anadolunun siyasal yaşantısına, bu arada dolaylı olarak Anadoludaki Türk varlığına da ışık tutmaktadır.
--spoiler--
--spoiler--
O halde şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Anadolu, 26 Ağustos 1071de kazanılan Malazgirt Zaferinden sonra Türk yurdu olmuş değildir. Türkler, günümüzden yaklaşık 4200 yıl önce Anadoluya yerleşerek, bu toprakları kendilerine yurt edinmişlerdir.
Şu noktayı da özellikle vurgulamak istiyoruz: Biz eğer Anadoluyu, Malazgirt Zaferinden sonra yurt edindiğimiz şeklindeki eski bilgileri durmadan tekrar eder ve binlerce yıldan beri bu toprakların bize ait olduğu gerçeğini görmezlikten gelirsek, Rumlar ve Ermeniler başta olmak üzere, pekçok Türk düşmanı ortaya çıkar ve bize: Mademki siz Anadoluya sonradan geldiniz. O halde, geldiğiniz yere (Türkistan/Orta Asya) defolup gidin diyebilirler. Bu tür yanlışlıklara düşmemek için, tarihimizi çok iyi bilmemiz ve yeni araştırmaları mutlak surette gözden geçirmemiz icap etmektedir.
--spoiler--