500 yıllık türkçe vs 200 yıllık osmanlıca

entry4 galeri1
    1.
  1. anlaşılabilirliği karşılaştırılması gereken iki lisanın kıyaslaması.

    birinci örneğimiz 550 yıllık bir kaygusuz abdal şiiri;

    Beylerimiz elvan gülün üstüne
    Ağlar gelür şahım Abdal Musa’ya
    Urum Abdalları postun eğnine
    Bağlar gelür şahım Abdal Musa’ya

    Urum Abdalları gelir dost deyü
    Eğnimize aba hırka post deyü
    Hastaları gelir derman isteyü
    Sağlar gelür şahım Abdal Musa’ya

    Hind’den bazerganlar gelir yayınur
    Pişer lokmaları açlar doyunur
    Aşıklar gelir bunda soyunur
    Erler gelür şahım Abdal Musa’ya

    Her matem ayında kanlar saçarlar
    Uyandırıb Hak çerağın yakarlar
    Demine Hu deyüb gülbang çekerler
    Nurlar gelür şahım Abdal Musa’ya

    Meydanında dara durmuş gerçekler
    Çalınur koç kurbanlara bıçaklar
    Döğülür kudüm açılır sancaklar
    Tuğlar gelür şahım Abdal Musa’ya

    ikrarıdır koç yiğidin yuları
    Muannidi çeksem gelmez ileri
    Akpınar’ın Yeşilgöl’ün suları
    Çağlar gelür şahım Abdal Musa’ya

    Ali’m zülfikarın almış destine
    Sallar durmaz Yezidler’in kastine
    Tümen tümen Genç Ali’nin üstüne
    Sırlar gelür şahım Abdal Musa’ya

    Benim bir isteğim vardır Kerim’den
    Münkir bilmez evliyanın halinden
    Kaygusuz’um ayrı düştüm pirimden
    Ağlar gelür şahım Abdal Musa’ya
    --------------------------------

    ikinci örneğimiz ise daha yakın bir tarihe ait, 19. yüzyılın önemli divan şairlerinden yenişehirli avni bey'den bir eser;

    Dâ’imâ bir kâfirin destinde dil-âzürdeyim
    Müslümanlar rahm edin zîra garib ellerdeyim

    Ey sehâb-ı merhamet Allah için bir katre su
    Toprağından nâr-ı hasret berk urur bir yerdeyim

    Mihr-i rüstâhîzden sûzendeter bir vech için
    Matla’-ı subh-ı kıyâmetden beter bir derdeyim

    Kabza-i ihsan ile Allah kaldırsın beni
    Hod-be-hod âyîne-i ümmîdim üzre perdeyim

    Vakf-ı zülfüm Avniyâ mümkin mi cem’iyyet bana
    Mescid-i vîrân-ı aşkım kişver-i kâfirdeyim.
    -----------------------------

    evet, hangisini anladınız?

    hadi 19. yüzyıldan bir de halk edebiyatı, yani türkçe örneği verelim;
    örneğimiz dadaloğlu'ndan;

    Yedi iklim dört köşeyi dolandım
    Meğer dünya her tarafta bir imiş
    Ben dünyayı Al’Osman’ın sanırdım
    Meğer dünya yüz sultanlık yer imiş

    irili ufaklı insan piç oldu
    Onlar doğdu geçinmesi güç oldu
    Altı arap atlı şahbaz nic’oldu
    Mamur sandım yalan dünya çürümüş

    Okuttuğun tutmaz oldu alimler
    Kalmadı adalet arttı zulümler
    Terlemeden mal kazanan zalimler
    Can verirken soluması zor imiş

    Kulak verdim dört köşeyi dinledim
    Meğer gıybetimi eden çoğ imiş
    Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden
    Az yaşayıp dem sürmesi yeğ imiş

    Dadaloğlu’m der ki sözüm vasiyet
    Benim sözüm dinleyene nasihat
    Besmelesiz kazanılmış piç evlat
    O da dünyasına ziyankar imiş.
    ----------------

    öz türkçemiz, halkımızın güzel ana dili dururken, sırf inat için osmanlıca saçmalığına sarılmak nasıl bir zihniyetin ürünü acaba?
    2 ...
  2. 2.
  3. osmanlı şüphesiz ki ecdadımızdır.
    lakin dünyada halkın dili ile, idarecilerinin dili farklı olan tek devlet osmanlıdır.

    osmanlıca aşıklarına gelsin;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/708951/+
    6 ...
  4. 3.
  5. divan edebiyatını iki dakikada konuşma dili belleyen kişi iddiası. halkın sokakta konuştuğu dil ile bu şiirin alakası ne aga.
    1 ...
  6. 4.
  7. Ya yeter valla sıktınız, yazdığı cümlenin yarısı arapça ve farsçadan oluşan adamın girdiği triplere bak ya. Halk edebiyatı ve divan edebiyatı arasındaki farkı bilmiyor sanırım başlığı açan şahıs.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük