allah allah. işte kendi tarihini bilmemenin verdiği rahatlıkla konuşmak da böyle bir şey olsa gerek. atatürk döneminde, misak-ı milli sınırları içinde olan musul, kerkük ve batum nasıl verildi acaba? 50 gramın üzerinde bir ağırlığa sahip olduğunu düşünüyorum bu toprakların. neyse, boşverin siz bunları, bozmayın ezberlerinizi, kuru slogana devam. hayat böyle daha güzel.
yaşamış olduğumuz kutsal vatan toprakları yani türkiyemiz için geçerli durumdur. zanagillerle masaya oturan diyalogculara inat ne mutlu türk'üm diyebilmekle eş değerdir.
not: evet ateş düştüğü yeri yakıyor. abisi şehitlik mertebesine ulaşmış yazar isyanıdır. hariçten gazel okumayın amına koyim.
not2: bu ülke için tırnağının ucunu dahi vermeyen zihniyetlerin toprak verme taraftarı olması ne kadar ilginç.
burada anlatılmak isteneni anlamak istemeyen veya anlamayanlar vardır.
burada anlatılmak istenen; bizim şerefsizlere verecek bir gram bile toprağımız yok
ve onlara bir gram toprak vermemek için kanımızın son damlasına kadar savaşırız.
ama buna 50 milyon insanın ölmesi olarak bakanlar da var.
boyun eğerek ölmektense savaşarak ölmeyi tercih edecek bir toplumuz biz.
50 milyon şehit demek 50x4 milyon insan demek. Azı da fazlası da vardır fakat bu herkesin bir ailesi olduğu gerçeğini değiştirmez. Ancak orospu çocuklarının yok olması için bu gerekliyse, feda olsun.
50 milyon şehidin içinde olmak kısmet olur inşaallah.
verilen şehitlerin boş yere olduğunu kavrayamamış vatandaşın pankartında yazan yazıdır. kağıttan hallice duvarlı karakollarda gencecik delikanlıları gözünü kan bürümüş teröristlerin önüne atmakla vatan kurtarılmaz. ancak silah tüccarları vb. bu işten kârı olanların ekmeğine yağ sürer.