50 kiloluk bavulu taşımaya çalışan 45 kiloluk kız

entry13 galeri0
    13.
  1. dev buğday tanesini yuvasına taşımaya çalışan minik karıncayı hatırlatır.
    0 ...
  2. 12.
  3. yardıma ihtiyacı olduğu aşikar olan kızdır. lakin ortalama bir erkek bile tek başına 50 kg ağırlığındaki bavulu yerinden oynatabilir mi ki? ben biraz tırstım sözlük.
    1 ...
  4. 11.
  5. 10.
  6. Bu kız t-shirt, etek falan giydiyse tecavüze uğramalıdır,
    Bu kız eğer hamileyse sokakta dolaşmamalıdır, taşlanmalıdır,
    Bu kız sosyal paylaşım sitelerinden siyasi ya da insani görüşlerini dile getiriyosa hapse atılmalıdır,
    Hele hele bu kız demokratik olarak sokakta yürüyüp tepkisini dile getiriyosa biber gazı ve jop yetmez dövülüp öldürülmelidir.
    Sonuçta bu kızın 45 kiloyla 50 kiloluk valizi sokakta taşımaya çalışmasından çok daha ağır bir yükü vardır ki o da bu ülkede insan olmaya çalışmaktır.
    0 ...
  7. 9.
  8. candır o kız o bavulla cebelleşirken dünyanın en tatlı şeyine dönüşür. hemen yardımına koşulup mutlu edilmelidir.
    0 ...
  9. 8.
  10. yardım etmek yerine uzaktan bakarak eğlendiğim kızdır. hahaaha.. pazularımı kullanıp atamaz...
    0 ...
  11. 7.
  12. çirkindir yoksa o bavulu taşıtmazlar ona.
    0 ...
  13. 6.
  14. minyon ve çekici kızdır. o bavulu tek elimle rahat bir hareketle alıp diğer koltuğumun altına da bu minyon kızı alabilirim. evet. seviyorum sizi.
    0 ...
  15. 5.
  16. bilimsel açıdan bu eylemi başarısız kalacaktır.
    0 ...
  17. 4.
  18. üniversite eğitim yılı sonlarında şehir terminallerinde bolca görünen kızdır. boyu kadar bavulu sürmeye çalışır, gittikleri yerde genellikle bir arkadaşı veya babaları karşılar bunları.
    1 ...
  19. 3.
  20. insaniyet namına ve onuruna yardım edilmemesi gereken kızdır. durun da hazır özgüvenimi toplamışken anlatayım;

    üniversitedeyim, gerçi hala oradayım da şimdilik sadece sınavdan sınava; o zamanlar ise henüz 2. ya da 3 yılım filan üniversitede. yurtlar kampüsün içerisinde ve dolayısıyla sınav döneminin sonlarında toplu taşıma araçları başlıkta ifade edilenlerle dolu oluyordu. 50 kiloluk bavullar, onlardan daha hafif kızlarca taşınmaya çalışılıyordu. gerçi uzaktan bakınca bavul kızı taşıyor gibi görünürdü çoğu zaman, bavul, ağırlıktan sağa çekerse kız da sağa çekiyordu filan. neyse işte o kızlar bavulları bir şekilde minibüslerin duraklarına kadar getiriyorlardı ama asıl sorun o bavulu minibüse koyarken başlıyordu. burada da devreye yardımsever arkadaşlar giriyordu. o arkadaşlar, artık kızı etkileyip gözüne girmek için mi, yoksa kıza ne kadar güçsüz, ne kadar zavallısın demek için mi yapıyordu bilemem ama kızın bin bir güçlükle getirdiği bavula kuş tüyü yastık muamelesi yapıyordu. kızdan tebessüm eşliğinde bir 'tişikkirler' alınıp o özgüvenle akşama barda bir güzelle de tanışılıyordu muhtemelen. yani ben öyle hayal ediyordum en azından. işte başıma ne geldiyse basit bir yardımı kafamda bu kadar büyütmekten geldi.

    bir gün fakülteden çıktım ve yürüyorum minibüs duraklarına. oğlum diyorum kendi kendime; sen de bir kızın bavulunu minibüse koymasına yardım etmelisin. demesine diyordum ama bir yandan da tırsıyordum. ya bavul kalkmazsa! allah aşkına korkuya bakar mısın? bavul kalkmazsaymış. bir bavul en fazla kaç kilo olabilir ki lan ya da hadi diyelim kız guinness' e girecek kadar ağır bir bavul hazırladı ve dolayısıyla bavul kalkmadı ne olur ki lan ne olur? ama o an öyle düşünemiyorsun işte sevgili okur. sanki bavul yerden kaldıramaz isem hayatımın yönü değişecek, kaldırır isem bambaşka bir insana bir playboya dönüşeceğim. gelecekte karşı cinsle olası tüm ilişkilerimi bir bavula endeksledim ben o yürüyüş sırasında. halbuki kız arkadaşım da var o sıra -gerçi hala var da o sırada olan başka, bunu niye belirttim? hatun gelir de okursa götü kurtarayım diye- ve şans işte anasını satayım, duraklara vardığım anda diğer yönden de elinde bavulla bir kız yanaştı minibüsün ön kapısına. bu durumu defalarca tanık oldum üniversite hayatım boyunca ve her seferinde o kızlar 'pardon arkayı açar mısınız?' diye sordu o şoföre, ama başıma gelecek olan kadere yazılmış bir kere; bu sormadı. tuttu bavulu, kaldırmayı denedi. bak sözlük yemin olsun ben trt 3 ekranında halil mutlu' yu izlerken bile bu kadar stres yapıp içimden ne olur kaldırsın diye geçirmedim. minibisün ilk basamağına kadar kaldırabildi ama koyamadı oraya. dedim oğlum şu an tüm evren senin için çalıştı, istesen de kaçamazsın, gün bugündür; ''siz geçin ben alırım bavulu'' cümlesi çıktı ağzımdan. kız da bekliyormuşçasına teşekkürü edip oturdu şoförün arkasına. ulan görünüşe göre bavul ağır, e daha yardımı yapmadan teşekkürü almanın da ağırlığı eklenince o bavul bana bir an ekskalibur gibi göründü. babamın kılıcını saplandığı yerden almak boynumun borcuydu artık. gözlerimi kapayıp eşhedü en la ila... deyip sarıldım bavulun sapına. öyle bir asıldım ki zannedersin bavulun sapı arzın merkezine bağlı. ve tamam dedim dünyanın zembereğini boşalttım...

    gözlerimi bir açtım bavul yerde stabil, elimde bavulun sapı. şimdi gülsem sorun yok, pardon desem sorun yok, bavulu kucaklayıp versem sorun yok, küfretsem sorun yok... ama ben karizmatik olacağım ya, ben coolum ya, ben hep harika cümleler kurarım ya... bu durumda sorun olacak belki de tek cümleyi bulup kıza söyledim: ''ehe bunun benimle alakası yok değil mi?'' ulan zaten benimle alakası yok, bavul ağır ve bavulu taşıyamadı işte sapı ama o cümleyle ben farkında olmadan tüm sorumluluğu üzerime aldım. kız indi minibüsten, bavulun diğer tutacağına gayriihtiyari elini uzattı ama onun da kırık olduğunu anımsamış olacak ki bana dönüp ''çok güzel oldu, burası da kırık zaten'' dedi. ulan kevaşe hadi üstteki sap tamam da yandaki sapı da mı ben kırdım diyemedim haliyle. bavulu kucaklayıp yükledim minibüse. ya o an seyit onbaşı efsanesinde olduğu gibi ilahi bir güç geldi bana ya da bavul neredeyse boştu! verdim kıza bavulu gittim 2 arkasına oturdum.

    şimdi rezillik burada kalsa iyi ama dikkatli arkadaşların fark ettiği üzere elimde bir sap vardı hala. bavulun sapı bildiğin elimde kaldı lan! minibüsteyim, atamıyorum; e kıza versem olmaz mecburen attım sırt çantama. burayı hızlı geçiyorum, 2 ya da 3 gün sonra fakülteye tekrar çantamla gittiğimde çantanın içinde sapı gördüm. çıkardım, unutmayayım da atayım diye yanıma koydum; neyse ki untumadım ve atıp o lanetli saptan kurtuldum.

    o günden beri kimseye yardım etmem arkadaş. insanlar uzaktan bakıp bencil derler, hayırsız derler; oysaki bu garibin geçmişinde işte böyle bir travma vardır, ama bilmezler.
    9 ...
  21. 2.
  22. 1.
  23. insaniyet namına yardım edilmesi gereken kızdır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük