Mehmet Ayvalıtaş davasında soruşturmayı yürüten savcı olay yerinde keşif yapmadı. Görgü tanıklarını dinlemeyi reddetti. iddianamede MOBESE kayıtlarına yer vermeyi uygun bulmadı.
Sanığın lehine olan delillerin çoğu zaman Cumhuriyet Savcıları tarafından göz ardı edildiğini çok gördük ama sanığın aleyhine olan bir delil Cumhuriyet Savcısı tarafından dikkate alınmıyorsa, orada bir işler dönüyor demektir.
Bugün yine Kartal Adliyesi'nin önü gaza boğulacak ve adalet isteyenler yine polis şiddetiyle karşı karşıya kalacak. Eğer ki, mahkemeler adaleti sağlayamıyorsa, mahkemeler birilerinin hizmetindeyse, mahkemeler yanlı bir tutum sergiliyorsa, mahkemeler adalet arayışına bir cevap veremiyorsa, artık orada ihkak-ı hak ortaya çıkmaya başlar ki, bunun olmasını hiç kimse istemez.
Duruşmanın daha büyük bir salona alınması isteğinin reddi bize neyi ifade etmektedir? Duruşmanın selameti açısından mı böyle bir karar verilmiştir, yoksa birileri halka açık olması gereken mahkemeleri halktan mı sakınmak yoluyla bazı gerçeklerin üstünü mü örtmeye çalışmaktadır. Bugün bunların cevabını hem adliye içinde hem de adliye dışında polisin tutumundan çıkartacağız.
Daha da önemlisi, mahkeme heyeti değerlendirmesinde sadece "trafik kazası" ihtimali üzerinde mi duracak, yoksa bir kasıt arayacak mıdır? Kasıt arayacak ise, sanığı suçu işlemeye yönelten saiki araştıracak ve bu kastı işlemesinde kusuru bulunanları deşifre edecek midir? Tabi ki bunlar esasa ilişkin konular, şu duruşmada olmasa bile, mahkemenin tutumu ilerleyen duruşmalarda yavaş yavaş netleşecektir. Bunun sonucunda kararda "trafik kazası" mı yazacak, yoksa kasten adam öldürmek suçundan mı hüküm kurulacak bunu yavaş yavaş anlamaya başlayacağız.
Her şeyden önemlisi, halk bu davaların takipçisi olmalıdır. Zira siyaset destekli bu cinayetlere sebep olanların deşifre edilmesi ve hangi görüşten olursa olsun bir daha demokratik haklarını kullanan insanların bir kazaya (!) kurban gitmemesi için her daim gündemde tutulması bu bakımdan önem arz etmektedir. Yukarıda da belirttiğim gibi, toplum vicdanını yaralayacak olan kararlar, toplumu ihkak-ı hakka sürükleyecektir ki, bunun sonucu da anarşiden başka bir şey değildir.
Büyüklüğüyle övünülen adalet sarayının en küçük salonların birinde görülen-gördürülen duruşma. içeri bu yüzden sığmayan insanlara da polis copu ve gazı reva görülüyor.
- Çok orospuluk gördüm ama bu kadar aleni yapılanını görmedim.