korkuyla gittiğim ama gayet memnun ayrıldığım maçtır.. beşiktaş'ın 4 gol atması uzun zamandır karşılaşmadığımız bi durumdur bu da ziyadesiyle memnun etmiştir.. ligde üstündeki rakiplerin puan kaybetmesiyle birlikte çok daha anlamlı hale gelmiş bir galibiyet almıştır karakartalım..
Beşiktaş'ın son zamanlardaki en iyi futbolunu oynadığı maç.
yine de beşiktaşlı futbolcularda büyük bir özgüven sorunu var. Çünkü ne taraftar ne de oynayan futbolcular bu takımın kalitesine güveniyor. takımın önemli hücum adamları nihat ve tello çıkarken ıslıklanıyorlar. rakibini teknik kapasite ile değil fizik gücü ile yenmeyen çalışan bir takım var sahada. düşünsenize takımın en büyük yıldızı ön libero ernst.
futbol işte renkli ve güzel bir oyun. ikinci yarıda gençlerbirliği'nin kontraları iyice tehlikeli olmaya başlamıştı. hatta bir pozisyonda mustafa'nın kafasını rüştü çizgide tuttu. o gol olsa stad ve bu başlık yine "yeter yıldırım demirören" diye inlerdi. neyse her şeye rağmen çok karlı bir hafta geçirdiler.
enteresan maç olmuştur tribünlermiz boş kalmıştır yok eylemdi ayaklanmaydı demek yerine birlik olup takımızı desteklesek çok daha iyi günler göreceğiz.
bob'oydu, holos'koydu..
(bkz: yıldırım demirören yeeeteeeer)
mustafa denizli'nin yokluğunu fırsat bilen oyuncuların futbol oynadığı maçtır.
maçı canlı izlemedim. eve gittiğimde tekrarı vardı gece. skoru bilerek daha bi heyecanlı seyrettim. tribünlere hiç girmek istemiyorum, herkes kafasına göre bi eylem planı oluşturmuş. kimse ortaklaşa bişey düşünmediğinden, sen stadı niye terkettin/terketmedin muhabbeti yapmayalım.
koca 19 hafta geçti ligde ben bu kadar iyi, dirençli, herşeyiyle sahada olan bir Beşiktaş görmemiştim.* sadece işlerini yapmak için çıktlar sahaya. kimileri yine boş boş geziyodu. birisi ispanya'dan geri dönen evladımız *, diğeri ise rodrigolar konçertosunun kıdemlisi*.
attığımız 4 gol de barcelona gibi paslaşarak gol attık diyenlere şemsiye olur umarım içlerinde açılır. ilk golde harika bir futbol zekası gördük sivok'ta. topu kaptı yardıra yardıra gitti ve sene başından beri nihat'ın yapamadığı belki de çoğu forvet -evet forvet stoper değil- oyuncusunun vuruşu yaparak takımını öne geçirdi. golden bir önceki pozisyonda da 50 metre depar atarak takımının gol yemesini engelledi.
ikinci golde, rodrigo tabata'nın yine ben buyum dediğini gördük. alıp vermeler falan. bobonun türkiye'deki hiç bir santrafora benzemediğini ona bok atanların attığı bokların eline yapıştığı bir gol attı. bi benzerini de fenerbahçe'ye atmıştı hatırlatırım.
üçüncü gol ise tabata'nın ezbere pas atması yüzünden gümbürtüye gitmek üzereyken kara şimşek yusuf topu savunmacının ayağından aldı ve holoskoya kimsenin vermeyeceği bir pas verdi. o da antalyaspor maçında yapamadığını bu maçta yaptı.
ve gelelim sahanın sivok ile beraber yıldızına.* attığı golü çoğu insan seyretmiştir. o vuruşu yapmak hakikaten iyi bir kumaşı olduğunu gösterir. o top o şekilde dönmese dağlara taşlara da gidebilirdi ama döndü ve gol oldu. çok da güzel oldu. hep böyle oyna tabata. adamsın. delgado'nun yapamadıklarını yap. 8 milyon euro feda olsun sana. *
(bkz: yıldırım demirören yeeeteeeer)
beşiktaşımızın 2.sezonda ortaya koydugu en iyi futbol ve en iyi performansı sergilediği mac.mustafa denizlinin yokluğu beşiktasın bu yokluktaki oynayıs tarzı ve futbol anlayısı mustafa denizlinin beşiktasa neler verdğini gözler önüne seriyor vede mustafa hocanın futbolcular üzerindeki olumsuz etkisi ..
(bkz: tabata)
beşiktaş'ın mustafa denizli'nin eksikliğini 4 gol atarak hissettiği maç. bu taraftar ibrahim toraman'ı sol bek yapan, yusuf'u çizgi oyuncusu olarak oynatan, tello'yu mümkün mertebe rakip ceza sahasından uzak tutan, ölü nihat'a american express tadında kredi açan, bobo gibi adamı uzunca bir süre futboldan soğutan, zapo gibi adamı yollayıp fink gibi süperstarı takıma ekleyen mustafa denizli'yi değil de yıldırım demirören'i konuşuyor hala.
varlığıyla takımı sabote etmekten zevk alan mustafa denizli'nin yokluğuyla takıma motivasyon dopingi yaptığı maçtır. bu adam 15 hafta hastayım ayağı yapıp ortadan kaybolsun, 'senin için hoca' gazıyla bu takım ortalığın ..na koymazsa benim de adım saylon tayyip olsun.
nihat kahveci ve rodrigo tello'nun test sürüşü yaptıkları maç. baktılar, motorları maviliklere iyi süremediklerini gördüler, tayfur havutçu tarafından holosko ve yusuf ile yer değiştirildiler. sonra motorun vitesi yükseldi tabi. başka da önemli birşey yok.
nihat'ın uğursuzluğu belgelendi. lütfen oynama artık. hiç oynama! ah, pardon. havalar soğuk o yüzden takıma ısınınamıyor bu abimiz. tabi ya!
sivok'un içine cannavaro kaçması, oyunu satanan şerefsiz olması, bu takımın hırslı olduğu takdirde taraftarın gönlünden çıkmayacağı ve tabata'nın, gerçek tabata'nın hoşgeldim demesiydi.
beşiktaş'ın çok iyi oynamamasına rağmen kazandığı maçtır. ama şunu söyleyebilirim; mustafa denizli bir daha maçlara gelmesin, bütün maçlara tayfur çıksın. gol sıkıntısı çekerken 4 gol birden olması garip.
beşitaş taraftarının 3.golden sonra gençlerbirliği aleyhine "yere yatsanaaa yere yatsanaaa gençlerbirliği yere yatsanaaaa" şeklinde bağırdığı maç. beşiktaş'lı değilim ama gençlerbirliği haketti bu tezahürata maruz kalmayı.
Tribün gün itibariyle temizlenmiştir. Artık Demirören'e küfür edilmemekte, normal olan gibi "Ananın ..ı Galatasaray" sesleri yükselmektedir tribünden. Daha 1 ay önce birbirini döven adamlar "iyi günde kötü günde hep omuz omuzayız" diye şarkı söylemektedir. Burada "Protesto, kesin" diyen adamlar -ki sayıları kağıt üzerinde 100'leri bulmakta idi- muhtemelen 15. dakikada etrafına bakıp "Abi kimse çıkmıyor yahu boşver" demişlerdir, sonra da gelen gollerle çılgınlar gibi bağırmışlardır. "Takım desteklenir, gerçek Beşiktaşlıyız" diye bağrınan elemanlar Nihat'ı ıslıklamışlardır. Bu insanlar gene galibiyette en büyük payı kendilerine çıkaracaklardır, çünkü basın "Beşiktaş taraftarı maşallah hiç susmadı tü tü tü" diye gazlayacaklardır onları.
Benim gibi Beşiktaş'a belirli sebeplerden bağlanan adamlar, normal bir futbol izleyicisi kıvamına dönmüştür. Artık gol olduğunda bağırıp etrafımdakileri korkutmuyorum, iki lafımdan biri Beşiktaş değil. Kim oynamış kim oynamamış umurumda da değil açıkçası. Madem öyle, işte böyle.
Zaten işin daha çok hicivindeydim, tarihindeydim ben; öyle arada devam ederiz yazmaya çizmeye. Ama taraftar ve tribün hakkında bir kelam daha edersem iki olsun. Cacık olmazmış.
15. dakikada nikah cüzdanımı kırarak alemlere aktığım maç. o koca kafalının başında olduğu takımın taraftarı olan kadınla daha fazla birlikte olamazdım.
15. dakika itibariyle numaralı tribünü terk ettiğim karşılaşma , münferit olsa da tepkimi gösterdim vicdanen rahatım ve 4-1 biten maç sonrası demirören e rağmen takımı nasıl destekleyebilirm onun araştırması içerisindeyim ; güzel yüzlü holosko , aslan yürek sivok , her maç birer tane asan bobo , tek başına ernst , mücadeleci fink gibi adamlar varken kulübü terk etmem mümkün değil ama koca kafalının yönettiği bir kulübü desteklemekten çok büyük üzüntü duyuyorum umarım bir daha maça gelmez ekran başından da olsa üzüntümüzü bir nevi hafifletir.
tanım: beşiktaşımı numaralı kombinemi kırarak ekran başından desteklemeye devam etmeye başladığım maç.
edit: ikinci yarıda tabata nın çok iyi oynadığı maçmış ,ben maçın tamamını izleyemedim ama golü inanılmazdı umarım aynı gazla devam eder.
(#7223137) no'lu entryimden dolayı beni utandırmadığın için teşekkür tabata. tabata attığı golün dışında da beşiktaş'ın en iyisiydi. neredeyse %90 pas isabetiyle oynadı. bobo'nun atmış olduğu golde de büyük katkısı vardı. bu adamı 15 haftadır oynatmayıp, hayatının hiçbir döneminde sol bekten başka birşey oynamamış, en fazla gol attığı sezon 2 gol atmış olan tello'yu 10 numara mevkisinde oynatmaya çalışan mustafa denizli umarım bundan sonra o tarz hatalarında ısrar etmez de, hem beşiktaşımız şampiyonluğa koşar, hem de tabata gibi bir yeteneği kazanmış oluruz.
tabata'nın bonservis bedelini eleştireyim derken ipin ucunu kaçırıp adamı itin götüne sokan, topçu olmadığını iddia eden küçük hıncal uluç'çuklara kapak olmuş bir maçtır. tabata neredeyse ayağına gelen tüm topları olumlu kullanmış, 2. golün hazırlayıcısı, 4. golün de sahibi olmuştur.
(#7170390) bugünün gelişi geçen haftadan belliydi. önümüzdeki maçların gelişi de bu haftadan. ona göre, entry'leri editlemeye başlayın şimdiden.
hurşut'un beşiktaş yarı sahasında düşürülmesi sonucu verilmeyen faul sonrası beşiktaş 2. golü buldu ve ipler koptu. tabata'nın golü harikaydı gerçekten. şu adamı oynatmayan denizli'ye ders olsun.
rodrigo tabata'nın çok iyi oynadığı bir ilk yarıya sahne olan maç. geldiği günden beri söylüyorum, bu adamın kumaşı çok iyi, 2 tane delgado eder diye. son 2 sezonda beşiktaş neredeyse hiçbir şey verememiş delgadodan çok daha faydalı olacak, yeter ki denizli mevkisinde oynatsın ve 60 .dakikada oyundan almaktan vazgeçip, 90 dakika oynatsın. inşallah tabata'nın beşiktaşta ilk defa 90 dakika oynadığı maç olacaktır. ilk yarı itibariyle beşiktaşımızın bir topu da direkten dönmüştür. tabata'nın nihat'a enfes ara pasında ise serdal kulbilge topu kontrol etmiştir. ayrıca, fabian ernst'in doksana giden topunu çıkaran serdar ilk yarının farklı kapanmasını engelleyen isim olmuştur.
edit: ama serdar maçın fark bitmesini engelleyememiştir.*