- Su anda dunya uzerinde tam ve mutlak bir hegemonya saglayacak gucte bir devlet bulunmamaktadir.
- Teknolojik, kulturel, ekonomik ve askeri bakimdan bu 4 ana unsur beraber degerlendirildiginde en guclu devlet ABD’dir.
- AB’nin ne iktisadi ne de askeri anlamda dunya politikasina yon verecek bir gucu yoktur. AB’nin ABD ile yakin hareket etme isteginin temel sebebi de budur.
- Bolgesel dinamikler belirlenen stratejileri degistirebilmektedir.
- Israil ortadoguda bircok ulke ile normallesmeye giderek bolgedeki etkisini arttirmaktadir. Bu uzun vadede Turkiye icin bir tehdittir.
- Turkiye Cumhuriyeti erdogan ve akp’den buyuktur. Dolayisiyla dis politika yalniz AKP’ye birakilamayacak kadar buyuk onem arz etmektedir.
- Iktisadi olarak gelismekte olan kirilgan bir ulke oldugumuz icin dis politikada yapilanlar ekonomiyi ve gunluk hayati dogrudan etkilemektedir.
- Turkiye’nin asla taviz veremeyecegi bazi hususlar vardir. Bunlarin en onemlisi Dogu akdeniz ve Kibris davasidir.
Ekranlarda dis politika konusunda konusan kisilerin malesef bircogu ayni hataya dusmekte. Bu hata sudur ki, hemen hemen hepsi konuyu sadece ABD ve Rusya tarafindan ele almaya calisiyor. Turkiye dis politikasini sadece bu iki ulkeye gore belirleyemez. Ve hatta sunu net bir sekilde soylemek gerekir ki Turkiye’nin dis politika konusunda elindeki kartlarin cesitliligi su anda dunya uzerinde hicbir ulkede bulunmamaktadir. Bu kartlarin etkinligi tartisilir ve fakat cesitliligi inkar edilemez.
5 yillik dis politika stratejisini neye gore belirleyecegimiz iki seye baglidir. Birincisi tehditler ikincisi ise firsatlardir.
Yakin gelecekte turkiye’ye tehdit olusturacak ulkeler ne ABD ne Rusya, ne Cin ne de Iran’dir. Ulke bazli ele almak gerekirse soyle bir tablo ortaya cikmaktadir.
ABD:
Turkiye’nin uzun vadede ABD ile mutlak bir muttefiklik iliskisi kurmasi esyanin tabiatina aykiridir. Bunun sebebi ABD’nin stratejik olarak kendisine dusman olarak gordugu Iran’dir. Iran bizim sinir komsumuzdur. Iran’in suriye veya Irak gibi dagilmasi Turkiye’nin isine gelen bir durum olmadigina gore Turkiyenin sinir komsusu ile bir gerginlik yasamak istememesi gayet normal ve mantikli bir tutumdur. Bu turkiyenin abd’den bagimsiz olarak zaten ortaya koymasi gereken bir davranistir. Bugun abd-iran geriliminde abd yerinde cin veya rusya olsaydi Turkiyenin tutumunun yine degismesi beklenemezdi. Yani yarin olasi bir Cin-Iran gerilimi olursa Turkiye’nin tavri yine iran’dan yana olacaktir.ABD’de politikacilarin veya analistlerin bunu kavrayamamasi ise ayri olarak ele alinmasi gereken bir konudur. Unutulmamilidir ki Iran ile 1639 yilinda Kasr-i Sirin antlasmasi yapildiginda ABD daha ortada yoktu! ABD’de bir grup aptal analistin bolgedeki iki kadim millet olan ve herseyden onemlisi sinir komsusu olan Turkiye ve Iran’i birbirine dusurmeye calismasi bos bir hulyadan ibarettir. Iran’in oldugu bolgede bugun eger Almanya olsaydi Turkiye’nin tutumu yine ayni olmaliydi bu arada.
ABD ile tam olarak muttefiklik anlayisi icinde hareket edememezin bir diger sebebi ise Rusya’dir. Rusya ile hem turki cumhuriyetler hem de karadeniz’de catisma alanlarimiz ayni zamanda da ortak cikarlarimiz vardir. Dolayisiyla Rusya ile Turkiye arasinda bir gerginlik de Turkiye’nin isine gelen bir durum degildir.
Iran ve Rusya uzerinden konu ele alindiginda, ABD turkiye icin ne Mutlak bir dusman ne de mutlak bir dosttur. ABD istedigi icin Turkiye Iran’a veya Rusya’ya dusman olarak bakamaz. Turkiye bu konularda mustakil bir politika izlemelidir.
RUSYA:
Rusya ile olan iliskilerimizde tarihsel olarak sorunlarimiz turki cumhuriyetler ve Kirim meselelerinden kaynaklanmaktadir. Fakat son zamanlarda Rusya’nin guney sinirimiza dayanmasi yani Rusya’nin Suriye’de aktif yer almasi Turkiye icin uzun vadede bir tehdit olarak gorulebilir. Bu tehditin yaninda ABD’nin hem kurtleri hem de Israil’i kullanarak sinirlarimizda bir garnizon devlet kurma istegi de asikardir.
Abd’nin hem kendisi hem de israil ve kurtleri kullanarak sinirimizda Israilin isine gelecek bir devlet kurma istegini bildigimize gore Turkiye’nin Rusya ile cikarlari dogrultusunda hareket etmesi gayet mantikli ve tutarlidir. Fakat ozellikle Kirim ve karadeniz’de Rusya ile cikarlarimiz catistigi icin Turkiye’nin nato veya ABD ile hareket ederek Rusya’yi frenlemesi de kacinilmazdir. turkiye jeopolitik konumu sebebi ile bu sekilde hareket etmesi gayet normaldir.
Bu bilgiler isiginda Turkiye’nin Rusya ile tam bir muttefiklik veya tam bir dostluk anlayisi icinde hareket etmesi de mumkun degildir.
IRAN: Iran konusunda lafi fazla uzatmanin anlami yok. Iran ile sinirimiz var. Iran ile Turkiye arasinda yasanacak gerginlik iki ulkeye de hicbirsey kazandirmayacaktir. Dolayisiyla Turkiye Iran ile bir catismaya girmeyi goze alamaz.
ABD, Rusya ve Iran ile goruldugu uzere ne mutlak bir dusmanligimiz var ne de mutlak bir dostlugumuz.
Onumuzdeki yillarda bize tehdit olabilecek ve turkiyenin 5 yil icerisinde uzlasma saglama ihtimali olmayan ulkeleler;
Israil,
Birlesik Arap Emirlikleri,
Misir,
Yunanistan’dir.
Eger uzlasma saglayamiyorsak bu ulkeler Turkiye icin tehdittir. Bu ulkelerin etkinligini azaltmak turkiye icin cografi olarak da kacinilmaz bir gerekliliktir. Asil odaklanilmasi gereken ulkeler bunlar iken Rusya ve ABD uzerinden tartisma yapmak mantikli degildir.
Bunlarin disinda Turkiye’nin
AB icerisinde
Ispanya, Italya ve Polonya ile
Asya’da
Hindistan ve Filipinler ile
Amerika kitasinda ise Brezilya ve Meksika ile stratejik ortaklik, ticareti arttirma, iliskileri gelistirme konusunda somut adimlar atmasi gereklidir.
Sağlık sektörüne hakim ve etkili olmalıyız. Bilim adamları yetiştirip ilaçlar üretmeliyiz. Yeni dünya düzeninde savaşlar artık ilaçla virüsle falan olacak çünkü.
Piyasadaki fırsatçı ibneleri çıkarmalıyız
Ekonomiyi tek elimizde tutmalıyız yani yahudi ve amerikalılara fabrika satılmasının önüne geçmeliyiz