uzun cümleler kurmak gerçekten hoştur fakat artık türkçe ye önem verilmediği için türkçe de yozlaştı.oysa fazla değil 30-40 sene evvel böyle değildi kim istemez ki şimdi eski kayıtlarda atamızdan duyulduğu gibi cümleler kurmak.uzun cümleler aynı zamanda dinlemeyi de öğretir.
Öyle çokta meziyet isteyen bir şey olmadığı aslında aşikadır bütün nokta işaretlerini yutarakta dilimizdeki enfes bağlaçları kullanarak cümleleri birbirine bağlayabilir ve hatta satırlarca uzatıp istediğimiz yere çekebilir, arından muhtemelen okurken bile bu cümleyi " ne demişim lan ben " olup tekrar okumaya niyetlenip vazgeçeriz ki anlatmak istediğimiz aslında bir kaç kelimelik bir özden ibarettir.
Demek istediğim o ki, sadelik diye bir olay var dilimizde. Az yazacaksın, öz yazacaksın. Ağdadan yersiz uzatmalardan uzak, yoksa ispatını verdiğim üzere herkesler satırlarca yazabilir. *
anlatırken "bir soluklanayım" ihtiyacını sık sık duyan ya da kıçına başına nokta koymayınca yani cümleyi arada tamamlamayınca kendini açıkta birşey bırakmış da herkes ona bakıyormuş gibi hissedecek kişilerin yapamayacağı, yapabilecekse de yapmayacağı bir eylem olmakla birlikte kimisinin de "aman nokta koymadan yoluma devam edeyim de o noktanın yaratacağı "dur cümlesi bitti, anlatacağı da bitti sanırım, hemen diyeceğimi diyeyim" diye fırsat kollayan karşıdaki dinleyici kişiye tüm yolları kapama düşüncesiyle başvuracakları, ancak kime ne hayrı oluduğu anlaşılamamakla birlikte bir çok okuyucuda "aaa ama bu cümle ne kadar da uzun, yükleme gelene kadar özneyi unutuyorum, dikkattim dağılıyor" sızlanmalarına sebebiyet veren gereksiz ve de anlamsız bulduğum bir meziyettir.
marifet cumlelerin uzun olmasinda midir yoksa ifade edilmek istenen dusunce ve duygularin veya olaylarin okuyucuya en etkin, en anlasilir ve en manidar sekilde iletmek midir sorusunun yaniti ayni zamanda bu konu uzerine soylenmesi kesinlikle ama kesinlikle unutulmamasi gereken bir sozdur.
sirf cumle uzun olsun diye kendimizi zorlarsak, okuyucuya cumlenin sonuna geldiginde cumlenin basini unutabilme ihtimalini de asilamis oluruz ayni zamanda. bu acidan onemli olanin cumlelerin uzunlugu degil, anlam yonunden derinligi ve anlasilirligidir.
ornegin tam 25 cm boyutlarinda bir penis dusunun. ne kadar buyuk degil mi? cok etkileyici. fakat ayni penisin bu devasa boyuna ragmen her defasinda 5 saniyede bosaldigini dusunun.
marifet beş satır uzunluğunda cümle kurarak bir şeyler anlatmak değil yeğen, marifet anlatması beş satır uzunluğunda sürecek bir şeyi üç beş kelime ile ifade edebilmek.
-mal geldi mi?
+geldi efendim... filhakika malımız kantara girdi buna mukabil mallarımızın beher hacmindeki kokain miktarı ne olsa beğenirsin?
(bkz: cem yılmaz)
anlatılmak istenen olayın kısa cümleler kullanılarak anlatılması her zaman makbul olanıdır.uzun cümleler insanları yorar,bıktırır ve kimi zaman yazardan soğutur.
inci'dekiler boşuna demiyorlar.
(bkz: özet geç piç)
devlet memurluğu sayesinde beş satır değil tam bir sayfalık yazıyı noktasız virgüllerle süsleyerek yazabilmekteyim. ne bağlaçlar ne edatlar vay anam vay..