bu karar ile birlikte altını çizerek söylüyorum "akılcı kullanıldığı takdirde" türk takımları avrupa kulüpleri ile boy ölçüşebilir.
"türk futbolu gelişmez" diye bu kuralı eleştirenler ve yıllar yılı yabancı sınırlaması koyanlar türk futbolunun oligarklarıdır...
bakınız bugün dünyanın en önde gelen futbol ülkelerinde takımlar pek çok yabancı futbolcu oynatabiliyor.
almanya öyle, fransa, ispanya, ingiltere, italya öyle. bir biz miyiz uyanık?
yabancı sınırlaması olmayan ingiltere, ispanya, almanya gibi ülkeler futbolda geri kalmış değil, çağ atlamış ülkeler. ve biz yıllardır sınırlama koyan bir ülke olarak dünya futbolundaki geldiğimiz nokta ve marka değerimiz ortada...
hal böyle iken yabancı sınırlamasına son vermek türk futbolu için atılmış önemli bir adımdır.
yıllarca sınırlama koyduk bir halt olmadı, bir de böyle deneyelim. ne kaybederiz ki?
ayrıca kadroda 14 yabancı bulundurmak için finansal kriterlere uyulmak zorunda.
-uefa'ya borç olmayacak,
-vergi borcu olmayacak,
-sgk prim borcu olmayacak,
-fifa'ya borç olmayacak,
-sözleşmeli futbolcuna borcun olmayacak...
şayet bu kriterlere uyuyorsan 14 yabancı bulundurabilirsin.
aksi takdirde babayı alırsın.
bu kararın en güzel yanlarından biri de apaçi türk futbolcularının kalkan götlerinin inecek olması.
bir bursasporlu olarak söyleyebilirim ki, serdar aziz'in 5 milyon euro, ozan tufan'ın da 10 milyon euro etmeyeceği gün gibi aşikar.
sercan yıldırım'ın nasıl şişirilerek bir balon haline geldiğini de çok iyi biliyorum.
ama yabancı kısıtlaması olduğundan transferde futbolculara ve kulüplere değerinden çok fazla paralar ödeniyor ve bu paraların da büyük kısmı batıp gidiyor.
bakınız abartılı yerli transferler yerine, afrikadan, güney amerika'dan ucuz transferler yapılabilir.
örneğin bursaspor 2009 senesinde batalla'yı sadece 250 bin euro maliyetle almıştı.
bu karar ile 1 milyonluk futbolcuya 5 milyon ödeme devri son bulacaktır inşallah. biz de hollada, belçika fubolu gibi dünya futboluna yıldız futbolcular sunabilecek hale geleceğiz.
tabi en başta belirttiğim gibi bu kuralı "akılcı kullanmak" kaydiyle...
olumlu bulduğum kuraldır.
yerli futbolcular erasmus'la yurtdışına gitmiş sevgilisinin "aşkım hulyo'yla tanıştım.." mesajını görmüş erkek kökenli birey vatandaşımız misali üç buçuk atacak ve silkinip kendine gelecektir.
genel olarak olumlu bulduğum, ama bir türlü anlamlandıramadığım 2015-2016 sezonunda uygulanacak olan karardır.
olumlu buluyorum çünkü güzel futbol izleme ihtimalimizi artıracaktır bu uygulama. bakın kesin olarak konuşmuyorum, neticede bu kuralın istismar edilip ligin yabancı çöplüğüne dönme olasılığı var ki muhtemelen öyle de olacaktır. ancak şu devirde hala yabancı oyuncu kotası koyarak kulüplerimizin avrupada başarı elde etme olanakları hemen hemen hiç yok. öte yandan akıllı bir yönetim bile iş başına gelse, şu anki sistem ile avrupa kulüpleriyle yarışabilecek bir kadro oluşturamaz. ilk 18 de 10 tane, ilk 11de 6 tane yerli oyuncuyu nereden bulacaksın kardeşim? mümkün mü öyle bir şey? şimdi en azından avrupada başarı için bir bahanesi kalmadı yöneticilerin.
ayrıca adam gibi yönetilen kulüpler bu sistemle çok büyük fark atabilirler rakiplerine. iyi bir gözlemci ağı kurmanın önemi fazlasıyla artacak. hem oyunculuğu hem de karakteri bakımından profesyonel oyuncular ve iyi araştırılmış genç oyuncular ile (yerli yabancı fark etmeksizin) iyi bir kadro kurulabilir, takımında parlayan genç oyuncuların bonservisinden kar edilebilir. elbette bu kısa vadede olabilecek bir şey değil. o yüzden bu sistemin başarılı olabilmesinin altın şartı istikrar. iki sene sonra bir yönetici daha çıkıp "bu da olmadı, eski düzene geri dönüyoruz" derse, bundan herkes zararlı çıkar.
en önemlisi de fazlasıyla şişmiş yerli topçu balonunun patlaması artık kaçınılmaz. 5 milyon avro para verilip sabriyi kesemeyen (gerçi sabrinin de bu aralar maaşallahı var) oyuncular artık bu piyasada 500 bin avro bile etmemeli. bu iyi bir şey. ben takımımın bir milyon bile etmeyecek adamlara 5-6 milyon para saçmasını izlemek istemiyorum artık.
ama anlamlandıramadığım şeyler var tabi. birincisi, yabancı sınırı son zamanlarda sürekli düşürülürken şimdi neden serbest bırakılıyor? hani planlamaydı şuydu buydu? eee, şimdi türk kulüpleri bu sezon 5 tane yabancıyla oynayıp seneye 6 yabancı takviyesi yapma planları mı kurdular? kaldı ki sözleşmeleri, yabancı sınırına göre yapılan yerli oyuncular var (bizde selçuk ve burak mesela). bunlar ne olacak şimdi?
tff her zamanki gibi çok mantıksız ve kel alaka bir karar aldı. bu tarz kararlar alınırken sadece iki üç senelik düşünülmez. bir vizyon konulur ortaya. yabancı oyuncu sınırı konusunda tff sınırlandırmaya mı gidecek, yoksa sınırı esnetme yoluna mı başvuracak? bu konuda alınan kararlar sonraki federasyon yöneticileri tarafından bile benimsenmeleri gerekirken bizde aynı yönetici dün tükürdüğünü bugün yalıyor. gerçi çok şaşırmamak lazım. bu ülkede ne doğru ki futbol federasyonu doğru olsun?
hele milli takım, bundan kısa vadede çok olumsuz etkilenecektir. önümüzdeki yıllarda torba düşmemiz çok olası bana kalırsa. ha benim umurumda mı? çok da değil açıkçası. şu anki milli takım, ne kadar milli ki umursayayım? ama şu anki duruma göre yerli oyuncuların eskisi kadar forma şansı bulmaları pek mümkün görünmüyor. düşünün ki önümüzdeki sezon umut bulut galatasaraydan gönderiliyor, burak yılmaz yedeğe çekiliyor ve yerine bir yabancı forvet alınıyor. mustafa pektemekler, cenk tosunlar vs eskisi kadar forma şansı bulamayacakları kesin değil mi? peki böyle bir durumda milli takımın forveti kim olacak?
öte yandan detaylarından anladığım kadarıyla uygulamaya konulacak olan karar, altyapıdan çıkan oyuncuların yararına değil. ben beklerdim ki kulüplere ilk 11de ve ilk 18 de altyapıda yetişmiş oyuncu kullanma zorunluluğu getirilsin, transfer harcamalarından altyapıya pay ayırılsın falan... hepsi hikaye oldu. zaten bu yönetimden böyle bir şey beklemek de hata olurdu. mesele sadece milli takım değil. biz futbolcu üretemiyoruz, tam tersine tüketiyoruz. hem de her anlamda! hazır yetişmiş oyuncuyu getirip çürütüyoruz. bu sistemde bunu değiştirecek hiç bir şey olmadığı gibi teşvik edecek pek çok faktör var. neden bir iki milyon avroya hazır yetişmiş yabancı oyuncu alıp taraftarı da gaza getirmek varken, gidip altyapıya her sene milyonlarca dolar harcayasın ki? hem altyapıyı güçlendirsen, en iyi ihtimalle meyvelerini 5 yıl sonra toplamaya başlarsın. o zamana kadar da ne yöneticin başta kalır, ne de teknik direktör. o halde en mantıklısı altyapıyı boş verip futbolcu aramaya yönelmek bu sistemde.
işte bu büyük bir sıkıntı. çünkü futbol ekonomisi sürekli büyüyor ve inanılmaz rakamlara ulaştı. biz bu kafayla yüz binlerce lisanslı türk futbolcusunu sokağa salıyoruz adeta. kendi gençlerimizden vazgeçerek elin oğluna basıyoruz parayı. milliyetçilik olsun diye söylemiyorum bunları. ama bu sektörden bizim vatandaşımız neden istifade etmesin? düşünün ki çocuğunuz ya da kardeşiniz futbola çok ilgili. şu vaziyette ona "hayallerinin peşinden koş" diyebilir misiniz? ben diyemem açıkçası. çünkü bu sistemde o çocuğun bir yere gelebilme ihtimali çok zayıf. altyapı yok, altyapıdan gelen oyuncuyu kullanabilecek vizyona sahip bir üst yapı yok, profesyonel futbolcu olamadığında bir alternatif yok... kısacası şu halde aklı başında bir velinin çocuğunu futbolcu olmaya yönlendirmesinin mümkünatı yok.
vizyonsuzca yapılan her iş gibi bu işi de ellerine yüzlerine bulaştıracaklar, bundan eminim. ama en azından senelerdir taraftar olarak çok çektiğimiz bir maçta parlayıp, kontratı kapıp, sonra da kontrat sonuna kadar yatan yerli topçu furyasından kurtulacağımız için mutluyum.
football manager 2015' de bile bir bank asya ligi futbolcusu için astronomik rakamlar istendiği görülünce giderek daha da hak verilen kuraldır.
bursaspor başkanı '' ozan tufan' ın bonservisi 6 milyon euro' dur '' diyor ama bonservisi elinde, en az ozan kadar yetenekli güney amerikalı, fransız, alman, rus gencecik futbolcular türkiye' ye gelmeye başlayınca yerli futbolcuların bonservisleri bu kadar yükselmeyi sürdürecek mi ? çok zor bir ihtimal...
zaten patrice evra' nın manchester united' den juventus' a 1.5 milyon euro bonservis bedeli ile geçiş yaptığı bir transfer borsasında yerli futbolcularımızın bu kadar yüksek bonservislerle transfer yapması kural gelmese de düşündürücüydü, o ayrı.
18 kulübün de mutabık olduğu kuralmış. peki anadolu kulüplerinin en önemli gelir kalemlerinden biri 4 büyüklere futbolcu itekleyerek elde ettikleridir. x futbolcuna artık 5 milyon euro dersen kardeş biz bi orta avrupayı tarayalım cevabını alırsın. e peki bu neyin kafası? hangi kafayla mutabık oldun bi anlatsanıza.
4 sezon uygulanacak denmiş umarım kalıcı olur bu kural çünkü sayısız faydası var Türk futboluna.
-milli takım türk futbolcular kendi takımlarında bugüne kadar görmedikleri rekabeti görüp kendilerini geliştirmek zorunda kalacak. veya yurtdışına gidip oralarda tutunmaya çalışacak. bu durumda yeteneklerini, vizyonlarını ve performanslarını artırmak zorunda kalacak. bu durumda milli takım daha hırslı, çalışkan, kendini göstermek isteyen oyunculardan oluşacak.
-anadolu klüpleri 3 büyüklerde kendine yer bulamamış veya istediği parayı alamayan futbolcular yavaştan bursaspor, trabzonspor, kasımpaşa gibi takımlarda toplanacak. yani ligimizin tottenham'ı everton'u olacaklar. yine kendi içlerinde çıkardıkları yerli yıldızlar klüpte kalacak, takımlar zayıflamayacak. ayrıca afrikadan oradan buradan getirdikleri zenci yarmaları geliştirip yine 3 büyüklere veya yurtdışına satabilme imkanları olacak eskisi gibi.
2015-2016 Futbol Sezonu Birinci Transfer ve Tescil Döneminden itibaren başlamak ve 4 sezon uygulanmak üzere karar alınmıştır.
- 3 büyükler mali yönden nispeten daha güçlü bu 3 klüp istediği yabancı takviyeleri yapıp avrupa'da çeyrek final, yarı finalleri zorlayabilecek(bi zahmet artık). sıradan futbolcuları yat,kat,ferrari alabilecek kadar para kazanamayacak.
şimdi kendisini nimetten sanan türk futbolcuları ile büyük takımlara kazma futbolcuları milyon eurolara ittiren anadolu takımlarının fırsatçı ibne yöneticileri düşünsün.