Emekliyi kimse yük olarak göremez. Bizler yıllarca prim ödeyerek bu hakka sahip oluyoruz. kimse kara kasimiza, gözümüze o parayı ha bide, bir kısmını gaspederek vermiyor. Memurlara gelince, çoğu atıl ve asalaktir. mülteciler de siktir edilmeli.
Ulan fiş kesen bir tane pazarcı gördünüz mü? Bir tane pimapenci gördünüz mü? Bir tane fırın gördünüz mü. Benzin istasyonları ve zincir marketler dışında düzenli vergi ödeyen esnaf yok. Kimi " pos cihazım yok" diyor, kimi "arızalı" diyor. Kimi "gün sonu aldık" diyor. Kimi "abi varsa nakit ve be" diyor. burosu olan avukat, muayenesi olan doktor , kuyumcu bile kendini asgari ücretli gösteriyor. Devlet sanki bunları bilmiyor mu. Holdinglerin vergi borcunu siliyor. Çok vergi veriyormuş gibi , takmışlar 350 euro maaş alan gariban emekliyle, yoksulluk sınırının altında maaş alan memura.
Türkiye nüfusunun % 30 akraba evliliği yapar. % 10 u da engellidir. Ortadoğudan daha üst seviye bir yaşam kalitesi, insan kalitesi beklemek mallık olur.
1990 da bu ülkenin nüfusu 54 milyondu. Bugün ne olduğu belli olmayan kaçak sığınmacı takımı ile 95-100 milyon civarındayız. Götünüze kına yakın. 5 milyon memur varmış da 15 milyon emekli varmış. O emekliler meslek hayatları boyunca sigorta primi ödediler. Memurlar da babalarının hayrına çalışmıyorlar.. anaaa bi de bedava mı çalışacaklardı.
Kalabalık nüfusun iyi bir şey olduğu palavrası tarikatlar tarafından halka sürekli işlendi.
Ülke kaynaklarının limitsiz olduğunu zanneden , 500 milyon nüfusa bile bakacağına inanan 45 milyon ileri zekalı insan var . Kimsenin 5 milyon memur 15 milyon emekli diye ağlamaya hakkı yok.
.
