maçın ilk yarısı 0- 0 bitti. 55. dakikada alex attı, fenerliler sevindi. sevinçleri 10 dakika sürdü çünkü 64. dakikada umut bulut un golüyle maç 1- 1 oldu. 79. dakikada ise tarihin ezeli tekerrürü işlemeye başlamıştı bile. colman ın boş durumdaki engin baytar a attığı pasla topla buluşan engin baytarlugano dan sıyrıldı ve volkan ın kapattığı köşeye topu bıraktı. skor 2- 1 olmuştu. uzatma dakikalarında fenerbahçe bastırıyor, hakem maçı bir türlü bitirmiyordu. trabzonspor kaptığı bir topla kontratağa çıkıyor ve colman maçın skorunu tayin ediyordu: 3- 1. ama trabzonspor un fenerbahçe ye o yıl sürprizleri bitmemişti. bir diğer sürpriz için;
trabzonspor'un sonuna kadar hakettiği ve neticesinde kupayı aldığı maçtır. bu mücadeleyi tebrik etmeyenin tuttuğu takım mustafa sarp ile her konuda anlaşşsın inşallah.
bir trabzonsporlu olarak kendimden emin olarak izlediğim maçtır efendim. am gel görelim biz yendik diğerleri sevindi. yenmez olaydık anasını satiyim. tamam iyi güzel kazandık kupayı da bizim üzerimizden kendilerini yüceltti herifler .
trt'nin 28 sene evvel ki türkiye kupası(o zamanki adı federasyon kupası) finali olan fenerbahçe-mersin i.y. maçının 90 dakikasını yayınlamasının, hiç olmasa fb lilerin kupa hasretini bir nebze de olsa gidermesinin gerekli olduğunu gösteren maç olmuştur...
bir kaç gündür internetim olmadığı için yazmak istediklerimi geç de olsa yazacağım.
maç günü şehrin en işlek caddesi pankartlarla dolmuştu. trabzona başarılar, fenerbahçeye başarılar, başbakanımız böyle bir stadı bize hediye ettiği için teşekkürler... işin ilginç yanı urfalılar trabzonu kardeş şehir, kardeş takım ilan etmişti, trabzonlulardan habersiz. fazla gaza gelmiş olmalılar. belediye binasına boydan boya iki pankart asılmıştı. fenerbahçe'ye başarılar, trabzon spor'a başarılar diye. belediye başkanı tarafından tabi. maç da belediye binası önündeki büyük televizyondan yayınlanmıştı. e o kadarını da yapsınlar. kente maç için 16 milyon tl girecek. bu urfa gibi bir şehir için muhteşem bir rakam. bir maç için 16 milyon tl...
ayrıca o gün öğleden sonra okulda öğrencilerin sayısı acaip azalmıştı. öğleden önce hocalara "öğleden sonra okul tatil mi?" gibi sorular geliyordu artık. kantin bile öğleden sonra kapalıydı. hocalar dahil çoğu kişi yoktu. tabi fenerlilere göre galibiyet kesin. hepsi hazırlanmış kutlamalara.
maç oynandığı sıralarda olanları bilmiyorum ama maç bittikten sonra sokaktaki ablalar bile maç hakkında konuşuyorlardı. otobüse bindim muavin-şoför sohbeti de maçla ilgiliydi. belediye binası önüne geldiğimde trabzon spor adına bütün muhalif futbol severler kutlamalardaydı. üzerinde fener forması olan insan sayısı zaten anlatılamaz. kime baksam ağlayacak gibi. kim nasıl becermiş bilmiyorum ama belediye binası üzerindeki trabzon pankartının iplerinden biri kesilmişti. pankart katlanmış yani. otobüse tekrar biniyorum muavin fenerli bir yolcuyla dalga geçiyor. az kala kavga edeceklerdi.
takım tutmayan biri olarak şunu söyleyebilirim ki aslında izlenmesi gereken maç değil de şehrin atmosferiydi. tarihinde ilk defa böyle büyük bir maça, 4 büyüklerden birine ev sahipliği yapan şanlıurfa fazla heyecanlanmıştı.
trabzonspor umuzun sekizinci kez türkiye kupası nı kazanarak galatasaray dan sonra beşiktaş ile kupa sayısını eşitlediği müsabaka olmuştur. şu bir gerçek ki tarih ikincileri değil şampiyonları yazar. dolayısı ile güzel bir futbol, haketme gibi unsurlar pek te önemli değildir. bize her yer trabzon sloganı şanlıurfa da tekrar yaşandı. inanıyorum ki türkiye nin herhangi bir şehrinde de olsa yine yarı yarıya olurdu tribünlerimiz. gurur duydum. sonrasında sinan erdem spor salonu yolcusu * ardından bir olimpiyat stadı * ile trabzonspor hasretimizi sona erdireceğiz.
Trabzonun galibiyeti ve kupayı almasıyla son bulmuştur.
Şahsi kanaatim Türkiye de biz ne kadar kendilerini sevsek de büyük takım olmadığı yönündedir. Büyük takımlar yenilir, kötü de oynayabilir ama, her maç aynı mücadeleyi ortaya koyarlar.
Barcelona, milano da katı defans yapan bir oyun anlayışı sergileyip beraberlik ve ya 1 farklı skora yatsa, inter e elenmeyebilirdi. Fakat o zaman Barcelona olamazdı. Büyük takım budur.
Kimse darılmasın Türk futbolu yetersiz yöneticilerin elinde güdük kalmış bir spor dalıdır. Biz hala hakemle, şikeyle şunla bunla uğraşalım. Mesele hakemin çalmadığı ya da haksız çaldığı penaltı değil. Mesele futbol oynayabilmek.
Lucescu, her gittiği takımda başarılı oluyor da neden büyük bir takımın başına geçemiyor sorusunun cevabı Lucescu nun oynattığı futbolun içerisindedir.
Türkiye kupası önemli bir kupa kimse aksini iddia etmesin. yine de 14 sene şampiyon olamayacağıma 100 sene federasyon kupası almasam daha iyi.
Bu arada bir kaç cümlede Şenol Güneş için sarfedeyim. Hocam, senin için zamanında ileri geri konuşmuştum. Fakat yurt dışında geçirdiğin sürede kendini o kadar geliştirmişsin ki, şu an çok pişmanım.
inşallah bu duruşun değişmez. Senin gibi insanlara çok ihtiyacımız var.
sanki 27 yıl boyunca hep finalde yarışmış da, 27'sinde de kaçırmış gibi bir durum yaratılıyor. finale kalamadan elenenlere ne demeli. fenerbahçe bu maçta, bu kupayı hiç siklemediğini göstermiştir. oynamadılar çünkü. oynasalar belki daha farklı olurdu. satılmış bir maç olduğunu da düşünüyorum. trabzonsporun şampiyonluktan yana bir umudu kalmadığı için, 'gelin abi biz size türkiye kupasını verelim, hiç yorulmadan sizin olsun kupa, siz de bize ligin son maçını verin' diyerek danışıklı dövüş yapmış da olabilirler. bizim bilmediğimiz ne hesaplar dönüyor ortada. bekleyip göreceğiz.
trabzonspor'un çok iyi oynayarak ve hakederek aldığı mücadele. helal olsun der kenara çekilirim. söylenecek bir olay yok bu oyuna ve skora, hele 0-1 öne geçtikten sonra ağzımı açmam. adamlar oynadı, iyi oynadı ve yendi. umarım bu maçın etkisi lige sirayet etmez. görüp bakacağız.
ama şunu net olarak söyleyebilirim ki, dün cnr'da başlayan sodex 2010 fuarında bile durum fenerbahçe ve diğerleriydi. o sebeple şampiyonluğu alalım ama bu kupayı bir 28 sene daha almasınlar umrumda bile değil. el sikiyle takılmak bu olsa gerek net olarak, bunu burada da görüyoruz. hayırlı olsun vatana millete!*
"ahı ahı öyle tezahürat mu olur la" dedikleri "kartal gol gol gol" tezahüratını yürütüp yok iki kupa geliyor, yok şampiyonluk geliyor, yok türkiye kupası geliyor diye ota boka uygulayan,
hemen ardından beşiktaş'ın geçen seneki sloganı "şampiyonluk bizim kupa bizim"i yürütüp tribünde bas bas bağıran,
ama her sene olduğu gibi fenerbahçe'nin kupayı değil, belki geçen seneki gibi "bobo"yu değil ama yine babayı aldığı maç.
not: ayrıca fenerbahçe her sene yine kupayı alma hayali ile kupa finalinde giymek ve mağazalarda satmak için bol bol tişört hazırlatmış, ama bunlar yine elde kalmıştır. hayrına kimsesizlere dağıtın lan o tişörtleri valla bir halk kuşanır o kadar tişörtle. malum kaç sene oldu.
Fenerbahçe'nin kupaya hasret kaldığı senelre bir sene daha ekleyen maçtır. Trabzonsporumuz, fırtınamız esmiştir, ezip geçmiştir ! Helal olsun bu uşaklara ! Kupa bize çok yakıştı.
Maç analizine gerek var mı ? Yok... Trabzonspor'un sabırlı, dengeli ve bol hücumlu futbolunu herkes gördü.
Geri dönüşlerin kralını yapmak, kupayı söke söke almak ! işte finalin özeti bu...
bunun dışında adil oyun çerçevesinde güzel bir maç izledik.
fenerbahçelilere "28 sene daha bekliyceniz anlaşılan" diye kafayı yedirten maçtır. * sen yüz yüz kuyruğuna gel sonra boğul olacak işmi fener yakıştıramadım sana *
fenerbahçeli taraftarların maç sonrası ne yapacaklarını şaşırdıkları maç.
maça bakıyorsun trabzon sonuna kadar hak etmiş, söyleyecek bir şey yok. e tarihe bakıyorsun 27 yılı aşan bir trajedi var. bu durumda acıyı dindirmek için galatasaray, beşiktaş ve diğer takımların taraftarlarına "dalga geçmeyin lan!" diye sitem ediyorlar. hiç ağlanmasınlar böyle bir komedi karşısında taşak geçilmesine tahammül edecekler.