berabere kalınsa dahi trabzonsporun şampiyon olacağı maç,96 senesinde şampiyonluğu kaçırdıktan sonra 12 yaşındaki çocuğun kendini trabzonspor bayrağına asarak öldürmesine neden olan maç
sonuçları:
- fanatik taraftarının yarısı bu maçtan sonra trabzonspor'a olan desteğini çekmiştir.
- bu sene şampiyon olamayan trabzonspor'un bir daha şampiyonluk göremeyeceği kesinleşmiştir.
- fenerbahçe'ye karşı diğer takımları örgütlemesine rağmen (o sezon her iki maçta da fenerbahçe'ye yenildiği için) şampiyon olamaması, rakibinin şampiyonluğunu daha anlamlı hale getirmiştir.
- 2010 yılı itibariyle ziraat kupasına göbek atacak kadar alçalmıştır.
fenerbahçe düşmanlığında kendini anlamdıran her kulüp küçülmeye mahkumdur. bunun en iyi iki örneği beşiktaş ve trabzonspor'dur. galatasaray için bu geçerli değildir.
tam 14 yıl 11 gün sonra, fenerbahçeyi iki hafta içinde hem kupadan hem de şampiyonluktan ederek hesabı kapatılmış hatta fenerbahçeye borçlu kaldığımız maçtır. şimdi onların bizimle hesabı vardır. ayrıca o maçta nasıl rüştü hami'nin bombalarını çıkartarak parladıysa 14 yıl 11 gün sonraki maçta da o zamanlar henüz 8 yaşında olan onur recep kıvrak fenerbahçe'nin önünde duvar olmuştur.
o günlerde 6 yasında olup hiç hatırlamadıgım maç. ancak gecenlerde trabzonspor lu olan amcamla yaptıgım sohbette dikkatimi ceken bu macı gecenlerde baya bir arastırdım ve o zaman yasayacagım üzüntüyü simdilerde yasadım diyebilirim. berabere kalsa dahi sampiyon olacagı mac hele ondan bir onceki 1-0 kaybedilen vanspor macı talihsizliklerin talihsizligini yasayan trabzonspor aslında sadece sampiyonlugu kaybetmemiş bir 10 sene geriye gitmiştir ve bir daha asla sampiyonluga bu kadar yaklasamamıstır..
fenerbahçe düşmanlığında kendini anlamlandıran her kulüp küçülmeye mahkumdur. intikam böyle alınıyorsa biz intikam nedir bilmiyoruz. ha trabzonlular bursa şampiyon olunca kendileri şampiyon olmuş gibi sevindiyse orası ayrıdır neyse fazla konuşmaya gerek yok. nefretiniz gururumuzdur .
ilginçtir, bu maçın oynandığı haftasonunda galatasaray ali sami yen'de kocaelispor'a 4-0 mağlup olarak bize rezilliklerden rezillik beğendirmişti. beşiktaş ise inönü'de denizlispor karşısında 4-0 gibi bir skorla kaybetmişti. bu iki takımın da bu tarihi hezimetleri türk futbolunun tarihine geçen bir maçın oynandığı haftada almaları da ilginç bir tesadüftür. zaten maçtan sonraki hafta inönü'de karşı karşıya geldiler, galatasaray evren ve hakan şükür'ün golleriyle deplasmanda 2-1 kazanmıştı. unutmadan, beşiktaş o sezon ligdeki son 5 maçında sıfır puan almıştı, her neyse.
trabzonsporluların, hala acısını içlerinden atamadığı maçtır. 15 sene evvel futbolcu aykut'un tokadını yediniz, bu sene de teknik direktör aykut'un tokadını yiyeceksiniz. alışıksınız siz çok da koymaz size. hadi şimdi gidin bir çay koyun gelene kadar da kolbastı oynayın.
1996 mayıs ayıydı. esenler menderes mahallesinde çoğu trabzonlu olan bir sokakta oturuyorduk. evimizin altında trabzonlu kardeşler krahathanesi vardı. 5 mayıs 1996... henüz 7 yaşımdaydım. 4 mayıs günü gözüme uyku girmemişti. o gün gelip çattığında üzerinde emlak bankası yazan sarı lacivert çubukları olan arkasında 11 numaralı formamı giymiştim. trabzonlular kahvesinde cine5 vardı ama girebilmek ne mümkün. hele fenerbahçe formasıyla... ama her trabzonlu gibi kahvenin sahibi trabzonlu temel abide gerizekalıydı. çünkü maçların yayınlandıgı televizyonun tam karşısına ayna koymuştu ve dışardan herkes para vermeden izleyebiliyordu. mahalle trabzonlu olduğu için ben gibi deli casaretli iki üç fenerli bulup kahvenin önünde yer tuttuk. maçta son anlardı. aykut KOCAMAN golü attığında hayatımda birdaha ne bir kadını nede bir ilahi varlığı bukadar sevemeyeceğimi anlamıştım. maç bittiğinde çelik jantlı bmx bisikletime fenerbahçe bayrağı asıp saatlerce dolaştığım o günü hala unutmuyorum..
yaşım itibariyle hatırlamasam da büyüklerim anlatırlardı hep bu maçı. akıllarda kalan bir manşet ise bu maçın gerçekten de türk futbol tarihinde ne kadar önemli bir yeri olduğunun göstergesidir.
trabzonsporu günahım kadar sevmedim hiçbir zaman ama adam sanki şampiyonluğun o saatten sonra daha kolay kolay gelemeyeceğini önceden görmüş gibi. her şey bir yana kendini tuttuğun takıma ne kadar adamış olursan ol insanın bir şeye kendinden daha çok değer vermesi gerçekten de yazık denilebilecek bir haldir.
Efsane olmuş maçtır. bir taraf için yıkım, diğer taraf için mutluluktur.
bu tarihte 12 yaşındaydım. evimizin altında birahane vardı babam maçı izlememe izin vermedi radyodan dinliyordum. ilk yarı atılan gol ile evin altındaki birahaneden gelen trabzon sesleri işkence gibiydi. hayatta ilk defa o gün evden kaçtım "ben maçı izlemezsem yenileceğiz, gidip izlemem lazım" diye tribe de girmiştim ayrıca.
beni odamda zanneden peder içeride tv izliyordu rahat rahat. kendisi beşiktaşlıdır o sebeple umurunda değildi bu karşılaşma ama ben hasta derecede fenerliydim o zamanda. Kapıyı yavaşça açtım anahtarı da aldım kapının üstünden. anahtarı takıp o şekilde kapattım kapıyı ses olmasın diye. Ve hiç unutamayacağım bir 45 dakika yaşadım. Aykut-Oğuz deliler gibi sevinmemi sağlamıştı ve bu benim gördüğüm ilk fenerbahçe şampiyonluğu olarak ayrıca önemlidir.
Yakacıklı ikizler vardı tribünde hep pankartları olurdu aynı isimle. onlar kamyonculuk yapardı kartal/yakacık ta... Onların kamyonuna binip tur atmıştık. * Eve nasıl gittiğimi hatırlamıyorum ama sağlam bir tokat yediğimi çok iyi hatırlıyorum.
trabzonsporun hiçbir zaman 4.büyük olamayacağını türk sporuna ifade eden maçtır. yılların kuyruk acısı,nefreti nesilden nesile geçmiştir. hala daha o maçı yaşayan trabzonsporlu jenerasyon fb nin çubuklu formasını gördüğünde aklına bu maç gelir. psikolojik travmadır. keza fb li olarak söylemek isterim ki benzer sonucu denizlide, ve kaçan bursa şamp. da, gs ile oynadığımız 4lü final maçında yaşadık. Fenerbahçe büyüklüğü işte budur. Son maçta giden şampiyonluklara inat bir sonraki sezon açılış maçında tribünlerin aynı şampiyonluk inancıyla,aşkla full olmasıdır.bu yüzden trabzonspor asla büyük kulüp olamayacaktır.