manavken yaşadığım durumdu, kadın her şeye kulp takıp soru bombardımanının üstüne dükkandan evine kadar taşıttı aldıklarını, ha ama ihya da etti,bereket versin.
benim annem öyledir. ama öyle olmayan beni de esnaf mütemadiyen havada karada zikmiştir, türkiye´de öyle olmazsan büyük kazık yersin.
aslinda o esnafın genel duruşuna müşterinin verdiği genel tepkidir. mutlaka sağlam esnaf vardır, ama biz müşteriler olarak onu adamların yüzünden okuyamıyoruz.
kandırılmadığımı bilsem ilk önüme geleni alırım, der annem hep. valla bütün dükkanı indirir, millete illallah dedirtir, kendisiyle alışverişe çıkılmaz. ama bizim aldığımız içi kağıt kemer gibi kemer almaz.
ben tahtakale de bi eşek yükü paraya bi düğüne gitmek amaçlı kemer aldım, kemerin içine mukavva sıkıştırmışlar, düğün yerine vardığımızda koptu kemer...babam falan olm eşşek kadar adam oldun hala keriz gibi kazıklıyolar seni, diye bana ne biçim kızmıştı...bi de satan adam bana, gerçek deri tamamen saf deri diye satmıştı.
o yüzden artık türkiye´de öyle pahalı şeyler almıyorum.
Varsın 20 liralık malı 25 liraya satsın. Küçük esnaf bir ülkenin ekonomisinin belkemiğidir. Aşırı durumlar haricinde pazarlık yapmam veririm kaç liraysa ücretini. Ben bu ülkenin esnafına güvenirim. Öyle ota boka pazarlık yapmaya çalışan fiyatı indirdiğinde de bir şey becerdiğini sanıp mutlu olan müşterileri de hiç sevmem ve esnaf değilim.