fazlası hiç bitmeyen kızdır. tığ gibi kaldığı zaman bile 1 kilo fazlası vardır hep. vücut kalınlıklarına göre belirliyorlar sanırım fazla kilolalarını. şişman bir kızın 2 kilo fazlam var demesi abestir çünkü.
ben bu kızı bugün kırtasiyede fotokopi çektirirken gördüm. saçları kızıldı, kabarıktı. başını dik tutuyordu ve bu, güzel boynunun narinliğini gösteriyordu. kibirli değildi belki ama müşkülpesent tavrını gizleyemiyordu. hödükçe değil ama ısrarla baktım yüzüne, gözlerine. dalgalı kızıl saçlarının arasından en fazla üçte ikisi görünen(sanki bu oranı artırmak istercesine parmaklarının ucuyla yüzüne düşen saçlarını tutup yanlara atıyordu) yüzünde en çok ufak burnu ve maskara sürüldüğünü düşündüğüm kirpikleri dikkatimi çekmişti. gözleri derin derin uzaklara bakıyordu, bense yakınındaydım. belki de tek kusuru (kusur demeye dilim, yazmaya elim gitmesede...) basenlerinde birikmiş, işte o lanet olası fazla 5 kilosuydu. elbette onu suçlamadım. suçlayamam da zaten. fiziği gayet iyiydi, ne göbek, ne başka birşey... ama olur ya işte ne kadar uğraşırsan uğraş düzeltemezsin bazı şeyleri. öyleydi işte basenleri. ben bunları düşünürken tezgahtar çocuk yaklaştı ve istediği neşriyatı teslim etti ona. uzaklara bakan gözleri döndü gerçek dünyaya bianda. kağıtlara gelişigüzel bir bakış attı ki gelişigüzel bakışı bile güzeldi gerçekten. sonra teşekkür etti. teşekkür ederken dudaklarının hareketleri insanı sarhoş edici özellikteydi sanki. sanki dudak okuma yeteneğim olsaydı ve okumaya çalışsaydım bu güzel dudaklardan çıkan sözcükleri, kafam bir hoş olacaktı da üstünü tamamlamaya meyhaneye gidecektim. neyse... sonra arkasını döndü ve yekpare cam olan kapıyı çekti kendine(oysa ki çoğu kişi dışarı açardı bu kapıları üstünde yazan -çekiniz- yazısına aldırmadan.) kapının açılmasıyla içeri giren rüzgar son bir kez gösteri yapmak istercesine saçlarını dalgalandırdı. "fotokopileriniz hazır!" sesi duyuldu birden. tüm o birkaç dakikalık güzel hatıradan geriye kalan simsiyah karakterlerin bulunduğu beyaz kağıtları aldım elime. onun baktığı gibi gelişigüzel bende inceledim kağıtları. ücretini ödedim. ilerledim kapıya doğru ve onun tekrar karşıma çıkma ihtimalinin milyonda bilmem kaç olduğu dünyaya çıktım. beş kilo fazlası olan o kızın yaşadığı dünyaya...
Gerçekte sağlık ocağı ideal boy-yaş-kilo tablolarına göre sınırın altında bulunan kızdır. inanmayın efendim amerikanın oyunudur bunlar. Verdiler elimize barbiyi böyle oldu işte.