avrupanın pota altında açık ara en iyi ülkesiyiz, iddia ediyorum bizim ülke kadar iyisi yok bu konuda. tüm dünyada ilk 3-4 gibiyiz.
ama gelin görün ki 1 ve 2 numaralarda 3. sınıf oyuncularımız olursa, adam gibi bir oyun kurucumuz olmazsa, ender gibi üst düzey olmayan bir oyun kurucunun eline bakıyorsak başarılı olmamız imkansız.
keşke zamanında preldzic'i devşireceğimize dünya çapında amerikalı bir oyun kurucu devşirseydik.
eskiden, eskiden dediğim şu son 10 yıl içinde savunmamız hep üst düzey olurdu, bu turnuvada o da yok malesef.
hidayet desen ne zaman kritik bir maçı bize kazandırmış, ne zaman tek başına takımı sürüklemiş?
sonuç olarak bu kadar muhteşem pota altı gücü olan bir ülkenin, avrupada herkesin kıskandığı pota altı gücüne sahip bir ülkenin bu durumlarda olması yazıktır.
melli gibi çok çok sıradan bir oyuncuyu bile kahraman yapabiliyoruz. inanılır gibi değil, ruhsuzluk almış başını gitmekte.
önce tanjevic gitmeli bu turnuva bitince. akabinde revizyona gitmek zorundayız. adam gibi 1-2-3 numara çıkaramazsak muhteşem 4 ve 5 numaralarımıza yazık olacak.
şu maçı kazanamazsak ki öyle görünüyor, isveç maçı dışında kalan maçlarda minimum 20 sayı fark yeriz.
itina ile milli takımın ağzına nasıl sıçılır, izliyoruz işte. sikeyim bu aşkın ızdırabını.
ek : ersan'a giydirmeyi unutmuşum. ersan için hiç basketbol izlememiş birisine ''bak bu ersan'a dikkat et, nba de 30 sayı 15 ribaunt yapabilitesi var'' desek cevap olarak ''siktir len, bu çocuk tesadüfen basketbolcu olmuş'' der yeminle. ersan sen ne yapıyorsun arkadaşım, nedir bu halin? kabahatin büyüğü tenjevic te gerçi. kafa olarak bile hazırlayamamış seni bu turnuvaya.
savunmada son derece iyi başladığımız maç. düne göre daha derli topluyuz ama bunu 40 dakikaya yaymak lazım. dengesizleşirsek ilerleyen dakikalarda fark bi anda 20 sayıya çıkabilir.
kazanmak zorundayız ama dünkü maçtan sonra umutsuzluk hasıl olmuş durumda.