haklarını vermek gerekir bjk iyi oynadı ama maç 0-1 iken beşiktaş ın kale önünde elle rakibin golünü engellediği ancak ne hikmetse penaltı çalınmayan pozisyona sahne olan maç olmuştur. ayrıca olcay şahan ın o pozisyonuna penaltı çalınacaksa hemen bir sonraki pozisyonda rakibi düşürmesine de çalmak gerekir. sonra da çıkıp "galatasaray a çalmıyolar yeaa" diye zırlamazlar mı...
Dünyanın en komik tiyatrolarından biri sergilendi 2 hafta önce. 3 Eylül günü yerden biter gibi ortaya çıkıveren bir güruh Beşiktaşın ipini çekme operasyonunun tüluat kısmını sahaya dökülerek gerçekleştirdi. Maksadın ne olduğu o kadar açıktı ki deha olmanıza hiç gerek yoktu. Sahaya girenler göstermelik bir gözaltıdan sonra salınıverilirken, gezi direnişinin kahramanı olan Çarşıya karşı operasyon başlatıldı. iktidar ve ona bağlı güçler bir taşla 3 5 kuş vuruverdiler. 4 senedir devletin handiyse bütün kurumlarının işi gücü bırakıp desteklediği ama ona rağmen yürümeyen Galatasarayın konumunu korumak / sağlamlaştırmak, Çarşı üzerinden Sivil Toplum Kuruluşlarına ve halka Mutlaka intikam alırız. Yasa, delil, hukuk umurumuzda değil! mesajı vermek ve sözümona stat güvenliğini sağlamak için polis yapılamaya elverişsiz 10 bin silahlı yandaş devşirmeden oluşan bir AKP kolluk gücü oluşturmak gibi işler Beşiktaşın dilim dilim doğranıp, sonrasında uydurma bir sahaya girme tezgahıyla biçildiği maç üzerinden uygulamaya kondu.
Türk Basını ise her zamanki gibi avantanın yanında ve şakşakçısı olarak yerini aldı. Sorular gün gibi ortadayken sormadılar. ilk gün karnından konuşup, iyi ama kim bunlar, nasıl girdiler, polis ne yapıyordu o sırada? diye inceden giydirenlerin ise kulağı çekildi her şey süt liman oluverdi. Slaven Bilicin 3 maç ceza alıp, Melonun o ortamda faciaya yol açabilecek tahriklerinin ise 1 maçla cezalandırılması bile Türkiyede futbol düzeninin neler üzerinden döndüğünün göstergesi adeta.
Dünkü maça gelirsek; Arka arkaya gelen Galatasaray ve Antalyaspor yenilgileri sahada oynnan oyundan çok saha dışı faktörlerle ilgiliydi. Galatasaray maçında Fırat Aydınus ipi çekerken Antalyaspor maçının yenilgiyle bitmesinin sebebi Samet Aybabanın intikam arzusu idi. Tecrübeli ama motivasyon sorunları yaşayan bir kadroya sahip olan Antalyaspor bir faciadan çıkmış Beşiktaşı biraz da talihinin yardımıyla yendi fakat sahada oynanan oyun ve Beşiktaşın ortaya koyduğu karakter siyah beyazlılar için sevindirici.
Dün de Eskişehir gibi çok sıkıntı verici bir deplasmanla imtihanı vardı Kartalın. Türk Futbolunun Arkaya kümelen nasılsa bu ligde yaratıcı oyuncu sayısı az. Yenemiyorsan yenilmezsin şifresini en iyi çözen teknik direktörlerinden biri olan Ertuğrul Sağlamın çalıştırdığı Eskişehirspor ile oynamak her takım için zor. Didişen, ısıran, zorlayan bir futbol bu. Beşiktaş da kaçınılmaz bir şekilde bu sarmala düştü. Maçın başlarında bir gol bulabilselerdi farklı da kazanabilirlerdi ancak 70. dakikaya kadar bekleyince kalan 20 dakika da ızdırap halini alıverdi.
Dün siyah beyazlıların şans hanesine yazılabilecek en önemli faktör Bienvenünün sakatlanıp Necati Ateşin oyuna girmesiydi. Daha diri ve yırtıcı olan bu oyuncu ileride yaptığı baskıyla da Eskişehirsporun oyununu rahatlatıyordu fakat yerine giren Necati Ateşin adeta adım atacak mecali yoktu ve Es-Es o dakikadan sonra kaçınılmaz bir mağlubiyete doğru adım adım yol aldı.
Slaven Bilic veya futbol oynatmak isteyen her antrenörün sorunu Türkiyede oynanan itiş kakış ve altıpas sonrası 20 metrede kümelenmeye dayalı rezil futbolu aşmak. Çok yaratıcı orta saha oyuncuları, çok etkili hücumcu bekler ve ayağına gelen fırsatları en azından yüzde 25 oranında gol yapabilen fiziği güçlü forvetlere ihtiyacınız var. Bu nitelikte oyuncuların sayısı dünyada da fazla değil. Toplasınız belki 1.000 isim zor çıkar. Bu oyuncuları parayı bastırıp transfer etmekse çok zor. 4 tane alsanız maliyeti 100 milyon euro ( en az) kendini kanıtlamamış ama potansiyelli oyuncular bulup çıkarmanız ve bunlardan bir de takım yaratmanız gerekiyor ki bu da bir süreç meselesi ve en az 3-4 yıla yayılacaktır. Bu açıdan Beşiktaş taraftarına büyük iş düşüyor. 1940 model, masa altından mazotlanıp, televizyonda esip üfüren spor yazarı esnafı abiler bıçakları bilemeye başladı bile. Çünkü Bilic Özen hamlesi (bu satırların yazarı başarılı olacaklarını tahmin etmiyordu bazı dinamikler yüzünden) tuttu. Bu da bazı fincancı katırlarını çok ürküttü. Taşıma suyla dönen, amca yeğen enişte ilişkileriyle yönetilen kulüpçülüğün avanta muslukları tıkanıverirse diye ödleri kopuyor. Çünkü yüzbinlerce dolar ücretle çalışan bu adamların en bilgilisi bile 80lerin, 90ların futbolunu konuşabiliyor en fazla. Bir çoğu o kadarından bile habersiz. Kulüpleri batağa sürükleyen yönetimlerin ve kaşarlanmış teknik adamların, futbolcuların avukatlığı dışında bir meziyetleri yok.
Eğer bir kulüp kirlenmiş düzeni aşıp, içindeki parazitleri temizler ve Avrupa Standartlarına ulaşırsa bugün trilyonluk piyasada ekmek yiyen tayfanın tamamı tasfiye olur. Fenerbahçe, Beşiktaş, Lucescu, Rijkaard gibi kişi ve kurumlara düzenlenen operasyonların arkasında hep bu avanta lobisi vardı. Rijkaard, Hiddink, Löw ve sayısız ismi daha ikinci, üçüncü ayda başarısız ilan edip tartışmaya açan bu adamlar kendilerine yakın bir isim gelince bir anda sabır selametten başka laf etmez oluverirler. Bunlara karşı Beşiktaş camiasının uyanık olması lazım.
Tekrar maça dönersek; Beşiktaş gerekeni aldı, Eskişehirspor ise 3-4 takviyeyle bu sene pişip, önümüzdeki sene zirveye oynama şansı olduğunu kanıtladı.
Hakem oldukça kötü bir yönetim sergiledi. Velinin pozisyonunda vermediği söylenen penaltının penaltılıkla ilgisi yok. Eskişehirspor aleyhine ise çıkmayan bir kırmızı kart ve verilmeyen bir penaltıdan söz edebiliriz.
beşiktaş'ın zor deplasmandan kritik bir galibiyet çıkardığı maç.
maç bir kenara maçtan sonra eskişehirspor başkanının bir muhabirin gazıyla maçın hakemine saydırması çok ilginçtir. maçın ilk yarısında erman kılıç ikinci sarı karttan atılacakken hakem atmamıştır, ki böyle olsa ikinci yarı 11'e 11 esir oynayan eskişehir'in hiç şansı olmayacak.
ayrıca olcay'ın pozisyonu %100 penaltı. futbolda çekme hareketi her zaman fauldür, futbolcunu senin önündeyken 1 adım dahi atmasını engellersen fauldür bu. omuz omuza olsa anlarım ama bariz faul olan pozisyonda hakem penaltı şiddeti görmedi galiba. ama bunun şiddeti yok futbolda 1 adım çok önemli.
"allah bereket versin" maçı. 2 hafta rakiplere karşı doğru düzgün top oynayamayıp yenildikten sonra 3 puan ilaç oluyor. yine o bildiğimiz oyunu oynayamadık ancak bu kez kazandık. kendi oyunumuzu oynayabilşmek bir yana, rakibin çok sert olması durumunda oynayamadığımız zamanlarda da kazanmak önemli.
- fernandes galatasaray maçıyla birlikte çok bozdu. adam 3 haftadır ilk kez kendini oyuna verdiğinde de gol attık. sonrasında rahatlayıp yine işini yapabilmeye başladı. umarım gelecek hafta bu maçın sonunda oynadığı gibi oynar.
- oğuzhan'ı hala arıyoruz. eskişehirspor fizik mücadeleye dayalı bir oyun oynuyor ve bunun ilacı veli&necip ama ferdi'ye bir şeyler oynadığında teknik yetersizlikten göz gözü görmüyor.
- teknik direktör değilim ama olcay'ın gerçekten kulübüye çekilmesinin zamanı geldi. oynamıyor, oynamaya da çalışmıyor. bugün biri koluna dokununca kendini yere bırakmasını gördük. yapmasaydı, gol pozisyonundaydı. hakem yemeyince olan pozisyona oldu.
- escude her maç daha iyi, bu maç süperdi. hala beğendiremediği kişiler var kendini, ilginç.
- ömer şişmanoğlu'nun golü mustafa pektemek'in şansının sonu oldu herhalde.
- bizim golde top dışarıdan geldi diyenlerle, veli son dakika topu eliyle engelledi diyenler hep aynı elemanlar. ilk pozisyonda topun gölgesine bir bakın. ikinci pozisyonda da allah akıl fikir versin ne diyim, top velinin göğsünden sekmişken.
samet aybaba nın takımı nasıl gecen hafta beşiktaşı yendiyse , ertuğrul sağlam da beşiktaşı bildiği için beşiktaş adına zor geçecek bir karşılaşma eskişehir banko gözüküyor.
mustafa pektemek insanıyla maça çıkarsak maçı takip dahi etmem o derece tiksiniyorum. geçen milli maç arasına tecavüzlerle girdik bu araya da kötü gireceğiz gibi bir his var içimde. böyle cok zorlu deplasmanlara gidince aklıma hep 2011 yılındaki bursa beşiktaş maçı aklıma geliyor. 83 sivok 90 holosko 2-1 o sezon nerede puan kaybetsek hep ya bursa maçını almıştık ona sayalım derdım. öyle haz almıştım. neyse konu dağıldı yine olcay-frei ve almeida-x(without muspek) değişiklikleriyle bir puan çıkarmamız mucize değil. atibanın besiktas formasıyla bir maçını daha izlemek belki de en güzel tarafı es es deplasmanının. özetle ümudum pek yok ama totemler var. sonuc olarak 2-0 goller sivok ve x.
milli ara öncesi beşiktaşımızın mutlak kazanması gereken maç. 2 maçtır alınan mağlubiyet, bilicin cezalı olması, olcayın formsuzluğu, mottanın grip olması sebebiyle oynayamaması ve onun yerine kendi görev bölgesi olmamasına rağmen hutchınson ın oynaması, kerim frei ve ömer şişmanoğlunun ilk kez ilk 11de oynayacak olması (kesin belli değil) almeidanın yokluğu beşiktaşın olumsuzlukları (ki oldukça fazla). Rakip güçlü ancak fernandesin havasında olması ve takım halinde savunma yapılması bizi galibiyete götürür diye düşünmekteyim. Ligde henuz golu bulunmayan Pektemeğinde son vuruşları becermesi gerekiyor artık. Hadi karakartal göster gücünü.
başka bir beşiktaş mağlubiyeti ile sonuçlanacak olan maçtır. biliç'in yokluğunda beşiktaş puan ve puanlar kaybetmeye devam edecektir.
benim tahminim 8 puan kayıpla geçecek bu dönem.