zamanında sercan yıldırım ve yine mustafa sarp'ın gollerine arda turan'ın tek golüyle karşılık verdiğimiz eski maç. yusuf şimşek yine döktürmüş ayrıca. ismi geçen futbolcular nerden nereye gittiler geldiler, hey gidi...
galatasarayımızın ilk golü yemeden önceki yaptığı hareketleri oyun olarak bile nitelendiremediğim maçtır. tamam hali hazırda sakatlar lisetesi kabarık ve sakatlıktan çıkmış futbolcular da tam kapasite oynayamıyorlar ama örneğin ardacım sen neden sakatken oynamaya çalışırsın be yavrum? gol attıktan sonra yüzünün hali içimi parçaladı, hem acı çekiyorsun hem oynamaya çalışıyorsun. servet sana ne demeli koca insan? kim sana her topta forvete koş dedi? sen ileri çıkınca çabucak geri dönmelisin, içinde forvet olma hevesi varsa bilemem ama sen stopersin hatta başarılı bir stopersin, bırak dağınık kalsın be yavrum.
neyse bir dahaki maça daha iyi performanslar sergileyeceğinizi biliyoruz bu sebeple sizi desteklemekten hiçbir zaman pişmanlık duymuyoruz.
pek muhterem skibbe kardeşim ne zaman öğreneceksin merak ediyorum ayhan akman "tek ön libero" oynamaz diye. her maç bunu söylemekten ben bıktım sen oynatmaktan bıkmadın. ayrıca arda turan sağ açık, hakan balta ön libero, servet çetin de ileri dönük orta saha oynamaz. gerçi defansta oynadı ama daha çok ilerde gördük nedense. perşembenin gelişi çarşambadan belliydi zaten. *
galatasaray farklı kazanıyor fakat orta sahası çok açık veriyordu. galatasaray dağınık oynuyordu, gol yiyordu, fakat yediğinden fazla attığı için bu göz ardı ediliyordu. orta sahası güçlü takımlara daha çok pozisyon vereceği belliydi. ki öylede oldu. sikilmiş götün davasını yapmayalım şimdi, önemli olan ders çıkarmak. umarım gerekli kişiler gerekli dersleri çıkarır...
4,5 yaşındaki oğlumun stada yürüyen Bursaspor'lular için " bunlar delirmiş gibi nereye gidiyor anne" sorusuna "futbol maçı var yavrum" diye cevap versem, çocuk spordan nefret edecek diye susmayı tercih ettim.
ha akşam şaypa önünde silah patlatanlara hiç bulaşmıyorum.
önce tanım: bursasporun galatasaray'ı hakkıyla yendiği karşılaşma.
bursaspor'lu değilim fakat bursa'lıyım. memleketimin takımının kazanmış olması da beni oldukça gururlandırdı. ancak gs'lı arkadaşların herşyeden önce şunu göz önüne almalarını istiyorum, elinizde öyle bir kadro var ki geneli milli takım kadrosunda yer alıyor, elinizde gereken imkanların çoğu mevcut, türkiyenin en büyük 3 takımından birisin üzerine bir de öyle bir taraftarın var ki burnu kaf dağında dolaşıyor *** ama sen bundan birkaç sene önce lig düşmüş, tesisleri oldukça kötü ve olanakları senin kadar iyi olmayan bir takıma yeniliyorsun.
neden? çünkü o takım hırslı, senin oyuncularının aksine yere gayet sağlam basan ve kocaman yürekleri olan mülayim tipler. bursasporun taraftarına deyinmiyorum onlar ne kadar ateşli taraftarlar olduklarını zaten kanıtlamış durumdalar. **
diğer taraftan bu maç bana şunu gösterdi, düşmez kalkmaz bir allah, ayrıca top yuvarlak nereye gideceği belli olmaz. galatasaray kendini ispat etmiş bir takımdır bu yenilgi onlara koymaz bursaspor'a gelince "helal olsun lan". *
not: aklıma gelmişken bursasporun kalecisinin inanılmaz başarılı olduğu maç olmuştur. *
bursaspor'un galatasaray'dan daha iyi oynayıp kazandığı, seyir zevki yüksek futbol kalitesi düşük turkcell super lig maçı. bir galatasaraylı olarak bu maçtan beklentim 1 puandı ama olmadı, ne yapalım canımız sağolsun.
her iki takımında kötü oynadığı bursa'nın biraz daha iyi oynadığı maç. maçı bursa'ya getiren adamlar ise sağolsun servet ve sabri'dir. hep diyoruz burda servet formda değil emre iyileşse onu kesecek diye. sabri zaten bildiğiniz gibi sağ kanattan ileri çıkıyor bir daha geri gelmiyor.bu maçta hocaya kabahat bulmaktan çok oyuncuların isteksizliği gözüme çarptı. neyse giden 3 puan olsun belkide bu yenilgi sayesinde takım akıllanır, ne bileyim şu 2 maçtır oynanan ruhsuz futbol biter.
öncelikle kimseyi kandırmayalım, her iki takım da rezalet oynadı, maçtan aklımda kalan sadece yusuf un attığı birkaç pas ve servet in alışılagelmiş kazmalıkları.
kewell olmayınca galatasaray en ufak bir organizasyon bile yapamadı, maçın sonlarında meira yettiniz gari çıkışları yapmasaydı sıfır atak ve bir golle bitecekti maç.
bu kadar şişirilen kadroyu da görmüş olduk böylelikle, boş alan bulamayınca kaybolan bir baros, topla ilginç hareketler yapan sabri, kaptığının elli katını kaybeden ayhan, oyunda beş dakika bile gözükmeyen lincoln, nötr adam balta...
nonda yı 2 kişi markaj altında tutarken ne kanatlara yüklenen var, ne de adam orta sahaya kadar gelip top alınca boşa kaçan, bu nasıl bir organizasyon eksikliğidir! bu kadar adam alınıp laf edilip hala arda nın kendi halinde yapacağı işlere kadıysa bu takım yine dedelerin amcaların liginde şampiyonluk kovalar daha da öteye gidemez.
en önemlisiyse servet handikapı; artık maçlara 10 kişiyle çıksak diyorum en azından daha az sinirleniriz...
olmuyor olmuyor olmuyor. daha önceden (#4022202) nolu entryimde şunu demiştim.
- ne zamanki galatasaray bir derbi kazanır, taş gibi bir anadolu takımını deplasmanda yener, uefa da ciddi bir rakibi yener ve gene uefada lüzumsuz bir takım karşısında madara olmazsa işte o zaman skibbe hakkında ''yav çok yanılmışım oysaki ne iyi teknik adammış:(('' diyeceğim.
skibbe gene sakatlık diyecek, ön liberom ve sağ kanadım yok diyecek. tekrar tekrar söylüyorum; "kardeşim sen bu takıma kişilikli bir futbol oynat, istersen gene kötü sonuçlar al. biz o zaman senin arkanda taraftar olarak dururuz. ama türkiye liginin en güçlü kadrosu sende olmasına rağmen hala takımının belli bir karakteri yoksa o zaman sende daha fazla karaktersizlik yapma ve çek git bu takımın başından kovulmayı ve tazminat almayı bekleme!.."
tanım: taş gibi bir anadolu takımına yenilmiş ümit vermeyen gs nin maçıdır.
skibbe ile bu işin olmayacağını bize gösteren.
hakan balta yerine sahaya bi balta sapı koysak daha etkili olacağını ispatlıyan.
hakan balta'dan ön libero yapılmaya çalışıldığı.
milan baros'un top almak için defansa geldiği.
uefa grup maçlarında galatasaray'ın paramparça olacağını bizlere gösteren türkcell süper liğ 6. hafta maçı.
Takımımın yenildiği, iddia kuponumun tuttuğu, bursaspor'un hak ederek kazandığı maçtır. bursaspor, galatasaray'ı bir daha böyle eksik yakalayamayacaktı ve bunun bilincine varmışlardı anlaşılan. ilk yarı galatasarayımızın orta saha sorunu nedeniyle bursaspor çok net ataklar yakalamış ve golü bulmuştur. ancak ikinci yarı büyük bölümde oyunu kendi kalesinde kabul etmiştir.* ve bildiğimiz eksiksiz galatasaray olsaydı en azından beraberlik çok rahat gelecekti..
sakat futbolcu sayısının çok fazla olmasından dolayı aslında galatasaray'ın teknik direktör ve bir kaç oyuncu haricinde eleştiriyi çok fazlada hak etmediği maç olmuştur. takımın neredeyse yarısı oynamıyordu. skibbe yine sınıfta kalmıştır ve "ben bu takıma teknik direktörlük yapamam" mesajını herkesin gözüne soka soka göstermiştir. harry kewell'in olmadığı bir maçta àrda turan'ı hala sağ açık oynatabiliyorsanız futbol bilginiz çok çok zayıftır. hakan balta'dan sol açık yaratmaya çalışmak, volkan yaman - hakan balta ikilisini aynı anda oyunda tutmak saçmalıktan başka bir şey değildi. yapılan kadro tercihlerinin yanı sıra oyuncu değişiklikleri ve zamanları yine skibbe'nin çok küfür yemesine sebebiyet vermiştir. 2-1 yeniliyorsun, rakip takım savunmaya kapanmış dakika 70 ve hala hakan balta oyunda aydın yılmaz yedek bekliyorsa yine senin futbol anlayışın çok yanlıştır hoca.
Milan baros, yine koştu, pres yaptı, çabaladı, orta saha'ya kadar gelip top aldı, defansa yardım etti, bir de asist yaptı ancak istediği topları bir türlü alamadı.. yine de kalitesini göstermiş ve iyi bir orta saha ile çok gol atacağını göstermiştir.
cassio lincoln, istekli başladı ancak kendisi haricinde milan baros'tan başka çaba harcayanın olmadığını farkettiği an o da durdu. orta saha'da birlikte oynadığı adamların kötü performansları ve hatta dökülmeleri sonucu pek bir varlık gösteremedi.
yani birlikte oynadığı arda turan sakatlığından çekindiği için topa basmıyor, ayhan akman aldığı her topu rakibe atıyor veya geri dönüyor, stoperden bozma sol bek hakan balta sol açık oynatılmaya çalışılıyorsa cassio lincoln'ün yapacak pek bir şeyi yoktu.. bu adam ciddi anlamda harry kewell, aydın yılmaz, sakatlık problemi yaşamayan arda turan ve sağlam bir mehmet topal ile ancak çok iyi işler çıkarabilir.
fernando meira, aslında hiçbir hatası olmayan stoper. şöyle ki, atılan ara paslarında suç stoperlerin değil ön liberolarındır. top yusuf şimşek'in ayağında ve tek pas ile stoperler ile karşı karşıya. meira, yusuf'a müdahle etmeye çalışsa tuttuğu forvet oyuncusu boşa çıkmaktadır. o yüzden kendisine yüklenilmemesi gerekmektedir. önünde tobias linderoth, mehmet topal gibi isimler oynarsa eğer herkes kalitesini daha iyi anlayacaktır. ayrıca çokta iyi çalım atıyor, pas yapabiliyor ve geriden oyun kurabiliyor.
ayhan akman, artık yedek kulübesine dönmesi gereken, takımın her daim bir kişi eksik oynamasına sebebiyet vermiş, olur olmadık yerlerde saçma sapan fauller, top kaptırmalar ve geriye oynama hastalığı ile bu takımda yeri olmadığını açıkça kanıtlamıştır. tobias linderoth ve mehmet topal'ın iyileşip sahalara dönmesi ile birlikte formaya hasret bırakılmalıdır.
volkan yaman, malesef ki bu takımda yeri olmayan bir diğer oyuncudur. en fazla iyi bir yedek olabilir o kadar. bir oyuncu kendisini hiç mi geliştiremez çok şaşırıyorum.
hakan balta, sol bekte bile sırıtıyorken sol açık oynatılması tam bir facia olan oyuncudur. oyunda kaldığı süre içerisinde pas hataları haricinde herhangi bir katkısı olmamıştır.
sonuç olarak galatasarayımız çok çok eksik çıktığı bir maçı kaybetmiştir. olmuştur, ileride yine olacaktır ancak bu teknik direktör ile yürümeyeceğide açıktır.
skibbe'nin iki tane tam isabet değişiklik yaptığı maçtır. fakat yanlışlık şurda ki değişiklikleri çok geç yaptı. kör müsün be adam nonda 80. dakkaya kadar ne yaptı ki tutuyorsun oyunda ? kanatlardan birisi işlemiyor, niye beklersin ki değişiklik için 70'e kadar ?
ayrıca eklemem gerekir ki, bir kez daha galatasaray'ın linderoth'u mumla köşe bucak aradığı maçtır. bunu basit bir şey olarak söylediğimi sanmayın sakın. maçın gitmesinin yegane sebebi bu denebilir. hani derler ya tablolara bakarken "bi objeyi çıkarsanız tamamen çöker her şey" diye, o obje bugün galatasaray'da linderoth'du işte. hatta sezon başından beri linderoth en önemli eksikti ve kötü futbola dur diyecek adamdı ama 2 maç sağ bek oynayabildi malesef. orta sahada top kapacak, pas atacak, şut çekecek ve de yusuf şimşek gibi dinamoları durduracak futbolcuydu kendisi ve malesef sakat. arda,kewell,baros olunca olmuyor, dört atmakla olmuyor diyip de çamur atmaya çalışan arkadaşlara hele otur bi soluklan yegenim demek istiyorum. iyi kadro kuran takım her maçı kazanacak diye bir şey yok. zamanla oturacak her şey. bir kesim önce konya'ya dört atmayı bırakıp mettalica mıydı gitarist miydi, o takımdan dan 4 yememeyi veya diğer kesim önce bir 10 puan toplamayı başarıp öyle konuşursa daha hoş olacak.
bursaspor'un yaklaşık 75 dakika gerçekten de harika bi diziliş ve oyun mantığıyla oynayarak galip geldiği maç.. maçtan önce kadroları gördükleri için teknik direktörler, sanırım samet aybaba ona göre dizmiş takımını.. kısacası galibiyeti hakettiler..
galatasaray'ın orta sahasındaki 4lü arda-hakan balta-ayhan ve lincoln'den oluşmaktaydı.. görüldüğü üzre sağ kanadı savunan pek bi kimse yok.. sabri tek başına kaldı ve hep belirttiğimiz ağır adamlardan kurulu galatasaray savunmasının [servet-meira] arasına atılan toplarla etkili oldu bursaspor.. önde 4 kişiyle basarak nefes aldırmadı galatasaray'a bursaspor -ki aslında büyük bi kumardı bu.. zira galatasaraylı topçular günlerinde olup o baskıyı aşabilselerdi bursaspor'un da savunması eksik ve zayıf yakalanabilirdi.. ama uzun zamandır bi anadolu takımı hocasından görmek istediğimiz cesaretle ve yürekle oynattı takımını samet aybaba.. tebrik ediyorum kendisini..
şimdi eleştireyim diyorum ama adama da kızamıyorum.. kimse yok elinde.. son zamanlarda en formda olan adamlardan kewell sakat, ümit karan yok, arda iğneyle oynuyo, mehmet topal yok, nonda sakat.. yani çıkarabileceği en ideal kadroyu oyuna sürmüş gibi skibbe.. belki aynı şekilde ortayı ayhan-mehmet güven ikilisi ile kapatıp sağa aydın'ı sola arda'yı, önlerine lincoln'ü koyup ileriye ise nispeten kontra atağa uygun olan baros'u mu bıraksaydı diye düşünüyorum.. ama tercih onun tabi ki.. ben olsam çift forvet tercihimden bi maçlık vazgeçerdim.. çünkü bu kadar çok adamın olmadığı bi takımda orta sahayı kapatmak az da olsa bi avantaj sağlatabilirdi belki galatasaray için.. naçizane benim fikrim tabi ki.. kararlar skibbe'nin..
arada olur böyle iş kazaları.. her maçı kazanamazsınız.. bu mağlubiyet yine de galatasaray'ın en büyük şampiyonluk favorilerinden biri olduğu gerçeğini değiştirmez.. bu arada bursa'nın hakkı bursa'ya.. gerçekten de çok iyi oynadılar.. orta sahayı çok hızlı bi şekilde geçmeleri ağır galatasaray defansını zorda bıraktı.. hele bi adam var ki ismi yusuf şimşek.. mükemmel oynadı gerçekten.. bu yaşta bu form.. helal olsun diyorum kendisine.. keşke akıllı olup fenerbahçe'de kalabilseydi.. en azından böyle bi ihtiyar delikanlı izlerdik.. elin ispanyoluna milyon dolarlar akmazdı.. bi de sercan yıldırım'dan bahsetmek istiyorum.. football manager oynayanlar çok iyi tanırlar zaten bu ismi.. aynen oyundaki gibi devam etmekte.. yeni bi yıldız doğuyo demicem zira doğmuş bile.. en kısa zamanda milli takım formasıyla kendisini izlemek dileğiyle diyorum ve bursaspor'u tebrik ediyorum..
hakemin her takdir hakkını galatasaray'dan yana kullanmasına rağmen, bursaspor'un hem göçek'i hem de galatasaray'I mağlup ettiği maç. hakem beyefendi her vesile ve bahane galatasaray lehine faul çalmak için galatasaraylı futbolcuların kendisini yere atmasını bekledi resmen.
ayrıca milan baros'un bursasporlu futbolcunun kasten üzerine basması sonucu vermediği kırmızı kartla ve volkan'In adriano'nun amiyane tabirle ağzını burnunu dağıtmasına seyirci kalmasıyla, galatasaray'ın fark yemesini önleyen hakem, maçta galatasaray'In en iyisi olarak göze çarpmıştır.
benim football manager oynarken dahi yapmadığım hataları yapan bir teknik direktörün takımının kaybettiği maç...
lan bu kadro bu kadar mı kötü oynatılır yahu? eksikler var denmesin, 10 tane mevki varsa bir tek sağbek eksiği var bu takımın ama sanki gören de 6-7 bölgede oyuncusu yokmuş sanır.
bursaspor' un başından sonuna kadar hakettiği, yusuf şimşek' in yıllanmış şarap misali zevkle izlendiği, arda turan' ın takdire şayan çabalarının yeterli olmadığı, sert lodos altında oynanmış maç.
bursaspor'u tebrik ettiğimiz karşılaşmadır. bileğinin hakkıyla kazandı adamlar. her ne kadar türkiye'de gönlümüz galatasaray'dan yana da olsa, hatunun memleketi, varsın bursa kazansın mna koyim diyip geçiyoruz.
galatasaray iyi ki yenilmiştir, puan kaybı pek önemli değil lig uzun bir maraton muhakkak telafi edilir. maçta nerelerde yanlış yaptıklarını görmeleri için mükemmel bir fırsattır. bunlardan ders çıkarmalı, gelecek haftalarda tekrarlanmamalı.
galatasay ın gerçek yüzünü anlamamıza imkan sağlamış maç gelene gidene 4 gol atıyolarmış şöle bi mantıklı baktığımızda gs nin bu sezon zorluk derecesi yüksek 4 maç yaptığını görüyoruz bunların ikisi bükreş maçları biri kayseri deplasmanı diğeri ise bursa deplasmanı idi bunlardan 2 malubiyet 2 beraberlik aldığını görüyoruz yani gs nin bu sezon aldığı en büyük galibiyet isviçre liginde sondan ikinci olan bellinzona yı yenmek olabilir yani galatasaraylı tarartarların biraz daha düşünmesi gerekir öle konya spora 4 gol atmakla olmaz bu işler.