--spoiler--
mahkemeler milletin vicdanıdır...
millet ender durumlarda sanıkları değil mahkemenin vereceği kararı yani
kendi vicdanını yargılar..tarih ve toplum türk milletinin vicdanını yargılayacaktır..
ama biz inanıyoruz ki bu millet kendisine bir katre kadar hizmet edeni şerefle yad etmiştir..ve yine
edecektir...
--spoiler--
Dedeme "paşa naber ?" dedim. Emekli asker olduğundan paşa diye hitap edilmesinden hoşlanırdı. Ama bu sefer yüzü düştü, halinden belliydi utanıyordu, 2007'den beri yanlış tarafa destek verdiğini çok acı ve adaletsiz bir şekilde anlamıştı "Bana daha paşa deme baksana hepsini içeri aldılar, onlara taşıttırılmayan sıfatı ben de taşıyamam" dedi.
kararın haklılılığı ve delilerin gerçekliği tartışılacak hükümler.
bir çok delilin uydurma olduğu kanıtlanmışken, kalan delillerin ne kadar güvenilir olabileceği soru işareti. ayrıca yargılanan kimse genel olarak insanlık suçu olarak adledilen eylemlerinden değil, akp
hükümetine karşı komplodan ceza aldı, kısaca bir intikam hareketide oldu. yani askeri diktadan kurtulduk diye bir şey yok, bir sonraki eylemde sokakta polisin yanında askeride görürseniz, hiç şaşırmayın.
kişilerin kimliklerini geçersek, genel olarak baktığımızda, her daim menderes davasında hukuki yanlışlardan dem vuran hükümetin tutumu çok ikiyüzlü. ortada bir ton uydurma delil * dolanırken, hukukun
üstünlüğü ile darbecileri dize getirdik laflarını söylemeri, aslında hali hazırdaki hükümetin şeref anlayışını ortaya koyuyor.
3 yıldızlı oteldeki insanları yakıp,5 yıldızlı otellerde birbirlerine iftar verenler ve pkk yandaşlarının alkışladığı kararlardır. Şakşakçıların hepsi de 5 yıldızlı genelev çocuklarıdır.
Ne 28 şubatta ne de yobaz gerici ortaçağ kafalı bademlerin sık sık söyledikleri "benim türbanlı bacılarımı üniversiteden attılar" dedikleri dönemlerde, kendilerini laik, vatansever, atatürkçü diyen kesim asla "siktik soktuk, aldılar boruyu" tarzı söylemlerde bulunmadılar.
Ama görüyorum ki ortaçağ kafası, bu hükümlerden sonra ağzının köpüklerini o iğrenç sakallarından siliyorlar.
Atatürkçü kesimi hiç bu kadar bilenmiş ve kin duygularıyla dolu görmedim .
Ortaçağ kafası unutmasın; bu ülke etrafındaki 300 sene öncesini yaşayan bedevilerin arasında bir vahaysa bu o küfrettikleri adam sayesindedir. Yobaz kafa bedevi çadırını özleyebilir ama atatürkçüler buna hiçbir zaman izin vermeyecek.
Taptıkları adam iki ayyaş dediği adamı bile açıklayamadı.
Bilmem kaç bin sayfa iddianame var ortada (avukatlara kağıt masrafı olmasın diye USB belleklere gönderilmiş iddianame ) hala hiç bi suçu olmayan insanları hapse attılar diyenler var , ilginç . Hiç bi suçu olmayan dan kasıt , bunlardan çok daha büyükleri var işin içinde, bu attıklarınız piyon , gibi bi şeyse azda olsa anlayış gösterilebilir tabi.
twitterda bazı dingiller (ki buna bazı milletvekilleri de dahil) akp'ye doğrudan laf koymak yerine adaletle ilgili olan peygamberimizin hadislerini veya kur'andan ayetleri yazıyorlar. ulan ortalığa bi baksana, dinciyim diye geçinenlerin yemediği bok kalmamış hala neyin imasındasın? adam dört dörtlük bir müslüman olsa, kul hakkına girmenin en ağır cezalardan biri olduğunu bilse 11 yıldır ülkenin amına koyar mıydı? din'le imanla alakaları yok, hala imada bulunmak için ayet, hadis yazıyor. adamın anladığı dil bu değil kardeş, bunu bi bil allah aşkına.
Bu dünyada şeriatçı, kemalist, ulusalcı, pornocu farkının olmadığının kanıtı. Güç kimin elindeyse diğerleri! nin tepesine çöküyor. Adalet milattan once de taraflıydı şimdi de taraflı. Değişen bir sey yok milyonlarca yıl sonunda.
(bkz: Evrim bizi teğet geçti)
Sıradan vatandaş olan beni rahatsız eden kararlar olmuştur.
Yorumlarıma başlamadan önce şunu belirtmek isterim. Gerçekten suça bulaşan insanların cezalandırılmasına itirazım olmaz. Suçu darbe olur başka bir şey olur o önemli değil. Yargılama hızlı ve adil olması , delillerin kanunlara uygun toplanmış, gerçek ve sağlam olması esas alınmalıdır. itirazlar da bu noktada başlar.
Dava ile ilgili pek çok hukuk ihlali oldu.Örneğin,
- Bitme aşamasına gelen danıştay saldırısı davası, Ergenekon ile birleştirildi.
- ilker Başbuğ genelkurmay başkanı iken başlayan davanın ortalarında ilker Başbuğ davaya dahil edildi.
-Sahte deliller ortaya çıktı,pek çok delil toplama talebi, toplanan delillerin gerçek olup olmadığını araştırma talebi reddedildi.
-Işık Koşaner gibi getirilen kişilerin dinlenme talepleri reddedildi.
-Sanık ve avukatların savunma esnasında söyledikleri sözler için davalar açıldı. Bu durum sıkıyönetim mahkemelerinde dahi olmamıştır.
- Telefon konuşmaları niyet okumalarla insanlar aynı örgüt üyesi olmakla itham edildi.
-Gizli tanık uygulaması tamamen yanlış uygulandı. Gizli tanıkların yorumları ve medyadan duyduklarını beyan ettikleri sözler kullanıldı. Gizli tanıkların bazısı açık tanık olarak da dinlendi.
-Tuncay Özkan CHP'yi ele geçirme suçuyla itham edildi ama kendisi CHP üyesi bile değil.
-Ergenekon'un kasası olmakla itham edilen Kuddisi Okkır öldüğünde ailesi cenazeyi Edirne'den istanbul'a getirmek için belediyeden yardım istedi.
-Mustafa Balbay Cumhuriyet gazetesine bomba attırmakla itham edildi.
-Mütalaa da örgüt bulundu ama hangi dayanakla bulunduğu yazılmadı.
Şu sorulara da cevap bulunamadı
-Susurluk davası ile ilgili yazdıkları sebebiyle arası açık olan ibrahim Şahin ve Tuncay Özkan yanlarına Doğu Perinçek ve Veli Küçük'ü de alıp nasıl örgüt kurdular?
-3 gazeteci 3 emekli asker, 2 eski rektör 30 el bombası ile nasıl darbe yapacaklardı?
-ilker Başbuğ darbe yapacak olsa ordunun başındayken yapmaz mıydı?
ilker Başbuğ (Eski Genelkurmay
Başkanı emekli Orgeneral):
Müebbet hapis Şener Eruygur (Eski Jandarma
Komutanı Başkanı emekli
Orgenaral): Müebbet hapis Hurşit Tolon (Eski Birinci Ordu
Komutanı emekli Orgeneral):
Ağırlaştırılmış müebbet hapis Alparslan Arslan (Avukat): iki
kez ağırlaştırılmış müebbet
hapis Muzaffer Tekin (Emekli
Yüzbaşı): iki kez ağırlaştırılmış
müebbet hapis ve 117 yıl hapis Veli Küçük (Emekli
Tuğgeneral): iki kez
ağırlaştırılmış müebbet hapis
ve 99 yıl hapis Doğu Perinçek (işçi Partisi
Genel Başkanı): Ağırlaştırılmış
müebbet hapis Tuncay Özkan (Gazeteci):
Ağırlaştırılmış müebbet hapis
ve 15 yıl hapis Dursun Çiçek (Emekli Albay):
Ağırlaştırılmış müebbet hapis Hasan Iğsız (Eski 1. Ordu
Komutanı): Müebbet hapis Nusret Taşdeler (Emekli
Orgeneral): Müebbet hapis Mustafa Özbek (Sendikacı):
Müebbet hapis Mehmet Eröz (Emekli
Korgeneral): Müebbet hapis Durmuş Ali Özoğlu:
Ağırlaştırılmış müebbet hapis Kemal Kerinçsiz (Avukat):
Ağırlaştırılmış müebbet hapis Fikri Karadağ (Emekli Albay):
Ağırlaştırılmış müebbet hapis Sevgi Erenerol (Eski Türk
Ortodoks Patrikhanesi Basın
Sözcüsü): Müebbet hapis ibrahim Şahin (Eski Özel
Harekat Dairesi Başkan Vekili):
30 yıl 2 ay hapis Fuat Selvi (Emekli Albay):
Ağırlaştırılmış müebbet hapis Hasan Ataman Yıldırım:
Ağırlaştırılmış müebbet hapis Mustafa Dönmez (Emekli
Yarbay): 49 yıl 2 ay hapis Arif Doğan (Emekli Albay): 25
yıl hapis (Toplamda 47 yıl 2 ay) Mehmet Haberal (CHP
Milletvekili): 12 yıl 6 ay hapis Mustafa Balbay (CHP
Milletvekili): 34 yıl 8 ay hapis Sinan Aygün (CHP Milletvekili):
13 yıl 6 ay hapis Fikret Emek (Emekli Binbaşı):
41 yıl 4 ay hapis Oktay Yıldırım (Emekli asker):
33 yıl 10 hapis Serdar Öztürk (Emekli Asker):
25 yıl 6 ay hapis Hikmet Çiçek (Aydınlık
gazetesi yazarı): 21 yıl 9 ay
hapis Mehmet Otuzbiroğlu
(Koramiral): 20 yıl 6 ay hapis Adnan Bulut: 6 yıl 3 ay hapis Alaaddin Sevim: 10 yıl hapis Adil Serdar Saçan (Eski
Emniyet Müdürü): 14 yıl hapis Emekli Tuğamiral Alaattin
Sevim: 10 yıl hapis Fatih Hilmioğlu: 23 yıl hapis Hasan Atilla Uğur (Emekli
Albay): 29 yıl 3 ay hapis Emekli Korgeneral ismail Hakkı
Pekin: 7.5 yıl hapis Ali Yasak: 6 yıl 3 ay hapis Yalçın Küçük (Yazar): 22 yıl 6
ay hapis Mehmet Demirtaş: 22 yıl hapis Levent Göktaş: 23 yıl 9 ay
hapis Noyan Çalıkuşu (Teğmen): 8 yıl
6 ay hapis Hıfzı Çubuklu (Emekli
Tümgeneral): 9 yıl 6 ay hapis Mehmet Perinçek: 6 yıl hapis Adnan Akfırat: 19 yıl hapis Adnan Türkoy: 10 ay hapis Osman Yıldırım: 8 yıl 9 ay hapis Sedat Peker: 10 yıl hapis Semih Tufan Gülaltay: 12 yıl
hapis Levent Temiz (Eski istanbul
Ülkü Ocakları Başkanı): 10 yıl
hapis Turan Özlü: 9 yıl hapis Deniz Yıldırım (Eski Aydınlık
Dergisi Genel Yayın
Yönetmeni): 16 yıl 10 ay hapis Ferit Bernay (Eski 19 Mayıs
Üniversitesi Rektörü) : 10 yıl
hapis Mustafa Abbas Yurturan (Eski
Rektör): 10 yıl hapis Ferda Paksüt: 2 yıl 6 ay hapis Bedirhan Şinal: 18 yıl hapis Kemal Alemdaroğlu (Eski
istanbul Üniversitesi Rektörü):
15 yıl 8 ay hapis Zekeriya Öztürk (Emekli
Astsubay): 19 yıl 6 ay hapis Özlem Usta: 6 yıl 3 ay hapis Muhittin Erdal Şenel (Eski
Genelkurmay Başkanlığı Adli
Müşaviri): 7 yıl 6 ay hapis Hayrettin Ertekin: 12 yıl hapis Sami Hoştan: 10 yıl hapis Tuncer Kılınç (Eski MGK Genel
Sekreteri): 13 yıl 2 ay hapis Ferit ilsever (işçi Partisi Genel
Başkan Yardımcısı): 15 yıl
hapis Mehmet Ali Çelebi (Teğmen):
16 yıl 6 ay hapis Boğaç Kaan Murathan: 17 yıl
hapis Ergut Ersoy: 11 yıl 15 gün hapis Hayrettin Ertekin: 16 yıl hapis Vedat Yenerer (Gazeteci): 7 yıl
6 ay hapis Ünal inanç (Gazeteci): 19 yıl
hapis 1 ay hapis Güler Kömürcü: 7 yıl hapis Nusret Senem (Avukat): 20 yıl
3 ay hapis Emcet Olcayto: 13 yıl 2 ay hapis Fatma Cengiz: 11 yıl hapis Kemal Yavuz (Emekli
Orgeneral): 7 yıl 6 ay Ergun Poyraz: 29 yıl 9 ay hapis Serhan Bolluk (Eski Aydınlık
Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni): 7 yıl 6 ay hapis Prof. Dr. Erol Manisalı: 9 yıl 8 ay
hapis Gürbüz Çapan: 1 yıl 3 ay hapis Doç. Dr. Ümit Sayın (Adli Tıp
Uzmanı): 4 yıl hapis Kemal Gürüz (Eski YÖK
Başkanı): 13 yıl 11 ay hapis