Galatasaray bu maçlarda önümüzdeki sezon için iyi ve kötü sinyaller vermiştir. Az da sezon için yorum yapabilmemiz gerekli verileri bize veren karşılaşmalardı.
KALE: Öncelikle Rijkaard biran önce kaleci işine kafasında son noktayı koyması gerekiyor. Bakın transfer yapılsın demiyorum, Aykut mu,Ufuk mu? ikisinden birisi üzerinde karar kılıp, ısrar etmesi gerek, kötü de oynasa diğer maçta yine aynı isme yer verecek ki, adamın kendisine güveni gelsin. Tamam belgrad'ın 2 maçında da Aykut oynadı dediğinizi duyar gibiyim, ama yine de Rijkaard'ın tam olarak karar verdiğini zannetmiyorum nedense..
DEFANS: Defans dörtlüsünün geçen seneye göre daha alternatifli olması ciddi avantaj, sağda Ali turan, solda Çağlar gibi rahatlıkla ilk 11'de oynayabilecek kapasitede oyuncular var elimizde. Ancak Rijkaard'ın kafasında Servet problemi sürüyorsa, orta 2'li (ki bence en çok istikrarın olması gereken yer) bu sene yine sıkıntı yaratabilir. Bu durumda Çağlar'ın performansına göre Hakan Balta'yı yine Neill'le yanyana oynatması akıllıca olabilir diye düşünüyorum.
ORTA SAHA: Rijkaard'ın sisteminin en can alıcı yeri. Burada oyunu 2 yönlü oynayacak oyuncumuz ne yazık ki yok. Saman alevi gibi parlayan Mustafa Sarp'ın ya da Ayhan'ın oyunu ile olacak iş değil bu sistemde. Lorik Cana ise bildiğimiz tipik bir kesici orta saha, ilerleyen maçlarda takım defansına ciddi katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ama hepsi bu, onun varlığının, belki orta sahada Elano'nun(kalırsa tabii) olmayan dafansif özelliklerini tamamlayıcı olabileğini düşünüyorum ama tabii ki maç performansı nasıl olur, bakmak lazım. Ayrıca yapılacak olan transferde bu bölgeye yapılacağından dengelerin değişmesi muhtemel.
FORVET: Kağıt üzerinde en az zorlanacağımız bölge olarak gözükse de, Pino'nun, Serdar Özkan'ın, Emre Çolak'ın, Mehmet Batdal'ın maç performansları, Baros'un, Kewell'ın sakatlık durumları bu bölgeyi oldukça etkileyecektir. Tek alternatifsiz oyuncumuz Arda olarak gözüküyor. Arda'nın da mental durumu maç maç, takımı ya bir adım ileriye ya da geriye götürecektir. Ardanın sahada olup da etkisiz olduğunu hiç görmedim. Her zaman ya olumlu ya da olumsuz etki etmiştir maça. Tabi bu bölgeye de transfer geldikten sonra daha ayrıntılı yorum yapabileceğiz.
Ligin başlamasına sadece bir hafta kaldı ve emin olalım bu saatten sonra yapılacak her transfer, takıma ligin en az ilk 3 haftası katkı sağlayamacaktır. Yani Belgrad maçında izlediğimiz oyuncularla lige başlıyacağız. Sakat oyuncular iyileşse dahi, en azından ilk maçta olmayacakları aşikar.
Vahim olan durum ise, Galatasarayın ilk maçlarda Belgrad maçından daha şanslı olması gerektiğidir. Yoksa kötü sonuçlar arka arkaya gelirse, oyuncuları düştüğü yerden kaldırmak için bir hocanın takımda olduğunu düşünmüyorum. Zira Rijkaard'ın psikolojisinin bu sene geçen seneye göre daha kötü olduğu kanısımdayım.
maçın ilk yirmibeş dakikası, çok iyi oynayan galatasaray, 52.dakikada olan penaltıya kadar içime fenalık getirmiştir. maç içinde üç ayrı maç oynandı gibi oldu. harika başlıyorsun, rezalet ötesi bir yarım saat öynuyorsun, son yirmi dakikayı yine harika bitiriyorsun. bu bir sorundur, zira başka bir takıma karşı o yarım saati oynarsan mutlaka yersin. galatasaray'da dün genel olarak herkes standart performans ortaya koyunca galibiyet de rahat geldi. tek tek ele alırsak, takımda en çok dalga geçilen adam sabri, yine iyi oynadı. ileri geri çalıştı, son goldeki ortası da nefisti. balta hep aynı. standart oynuyor. yalnız çimlerin saçama sapan kesilmiş olmasından dolayı acaip bir hata yaptı. neill çok iyiydi. servet ise aksine bence takımın en kötüsüydü. kendisinin en önemli özelliği hamleli bir futbolcu olması. iyi olduğu dönemde ilk hamleyi hep servet yapardı. ama artık, hamle yapmıyor rakibi kovalıyor fakat çok ağır olduğu için yanında koştuğu rakibine eskortluk yapıyor sadece. ali turan servet'i kesebilir zamanla. lorik defansif anlamda ve mücadele yönünden takımı inanılmaz rahatlatmış. zamanla sisteme alışınca çok daha iyi olacaktır. ayhan arkayı toparladı dün. fena değildi, bu yaştan sonra fazlasını beklememek lazım. serdar özkan, yine bal yapmayan arı. iyi kaçıyor, hızlı filan ama netice yok. yine de kornerden golu attırdı diyelim ama pino iyi bir futbolcu, serdar'ı kesecektir bence. arda dün akşam hiç yoktu oyunda, yine de çok fantastik bir gol attı. uzaya diktiği top kaleye girdi, hiç öyle aşırtma görmemiştim. kewell ise müthiş bir adam. duracağı yeri çok iyi biliyor. ikinci golden sonra karşı karşıya bir pozisyon harcadı, bir tek orda, kaleye vurur dediğim anda çalım attı, gereksizdi bence. ayak içiyle atardı o golü ama içgüdüsel olarak süslemek istedi golü belki de. ve sarp; bir gol bir asistle oynadı. bursa'da oynarken samet hoca kendisini böyle oynatırdı ve çok verim alırdı. okuyorum ediyorum, bugün bile hala kötü oynarken bir gol bir asist yaptı filan deniliyor. dün için söylüyorum, herkesten iyi oynadı. genel olarak beğenmeyebiliriz ama dünkü performansına saygı duyalım en azından. galatasaray, defans zaafiyetlerine zamanla çözüm bulamazsa avrupa liginde zorlanır. süper ligde problem yok bence sonuna kadar kovalar işi. yalnız aykut net olarak kötü kaleci. dün akşam bir kaç fantastik kurtarış yaptı tamam ama, üç kez yan topta iki adım öne atıp bir adım geri attı, defansı alak bullak etti. yediği golde ise, ayakta durması gerektiğini mahalle takımının kalecisi bile bilir. yine de çimler bir acaip biçilmişti bir şey diyemiyorum. oynarsa zamanla idare edebilir kaleyi ama ancak bir valdes olabilir kimse casillas olmasını beklemesin.
sergen yalçın'ın maç sonrası yaptığı yorumlarla taraf tuttuğunu gözümüze gözümüze soktuğu maç. bu maçtan sonra bile, şeyyy.. aslında galatasaray iyi oynamadı ehehe, gibilerinden şeyler geveleyebilmiştir.
kameramanın topun oyunda olmadığı hemen hemen her bölümde statta bulunan hatunları çektiği maçtır. ben de dahil olmak üzere maçı izleyenler biraz olsun maçtan kopmuştur dikizci reji sayesinde.
maçın ikinci yarısını izledim galatasaray çok vasattı penaltıya kadar ama çok da eleştirmemek lazım dikkat ettim yerden yuvarlayarak birbirlerine pas atamıyorlardı top bir süre sonra sekmeye başlıyordu. kısacası zemin felaketti. daha çok hazırlık maçı tadındaydı.
galatasaray ın tertemiz bir skorla kazandığı karşılaşma...
maçı izleyen galatasaraylıların büyük bir bölümünün maçın herhangi bir bölümünde gerildiğini düşünmüyorum. galatasaray gayet rahat bir maç çıkardı. bir kaç futbolcu dışında geneli turu atlayacağına inanmıştı. Kewell ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu bir kez daha kanıtladı ve galatasaraylı taraftarların onu neden bu kadar sevdiğini tüm türkiye ye gösterdi. Arda Turan a gelirsek bence yönetim onu bu sene takımda tutarak yılın transferini yapmıştır. pino galatasaray da iyi işler çıkaracağa benziyor. maça dahil olduktan sonra takıma hareketlilik getirdi. kaleci aykut iyi bir kaleci ama çok dengesiz. önünde oynayan defans elemanlarına güven verdiğini düşünmüyorum. uefa ve süper ligi çıkarabileceğini düşünmüyorum. iyi bir kaleci transferi şart. ayhan a sadece geçmişteki emeklerinden dolayı teşekkürü bir borç bilir başka da bir yorum yapmam. SERDAR Ö. birşeyler yapmaya çalışıyor ama galatasaray a alışması için biraz daha zaman gerekiyor. CANA yı şu an için beğendiğimi söyleyemem. galatasaray ın topçusu değil gibi. MUSTAFA SARP attığı gol ve verdiği muhteşem ara pasına rağmen daha çok çalışması gerekiyor. SABRi adamım ona laf yok. MEHMET BATDAL ufak ufak pişiyor ama daha çok ekmek yemesi gerekiyor. gücü kuvveti eksik. SERVET bildiğimiz servet. NEILL cidden çok iyi. H.BALTA bu adamı seviyorum.
galatasaray 5 gol atmasına rağmen milan baros un eksikliğini derinden hissediyor. genel anlamda önemli noktalardaki futbulcular eksik olduğundan sistemi eleştirmek için çok erken bu yüzden tek tek futbolcular üzerinde durdum. galatasaray ın ileriki günlerde eksiklerinde takıma dönmesi ile beraber çok iyi bir takım olacağı inancındayım. önemli olan bu süreci kazasız belasız atlatmak.
açık söylemek gerekirse herkesin ''galatasaray yener, geçer turu, telaş yapmaya gerek yok'' tarzı konuşmasına karşılık şahsım adına biraz çekinerek maçı izlemeye başladığımı söyleyebilirim. ki bu galatasaray'a güvenmediğimden de değildi. ne biliyim işte his. geldi gitti zaten öyle. 4-1 den sonra zaten rahatladık iyice. oha. kewell'ın attığı gollerin yanı sıra sürekli kendini çimler üstünde bulması pek hoşuma gitmedi ve kewell şu maçı güzelce bi atlatsa diye bekledim maç süresi boyunca. neyseki kendisinin maç sonu konuşmasını izlerken pek bi keyifliydik. rakip takım oyuncularından biri gelecek de arkadan omuz falan atacak düşüncesinden uzak tuttum kendimi, susturdum o an bilinç altımı. hayal gücü de bi yere kadar zaten. arda'nın golünü tam olarak o saniyelerde anlayamamış olsam da tekrarını verirler şimdi nasılsa diye pek takmadım. ama gel gör ki golün tekrarında da ''arda orda ne dedi lan acaba'' diye yine göremedim pek ne şekilde bi gol attığını. çok şık diyebilirim kaptana burdan. dedim hatta. evet en çok bu yorumu bekliyordu, ne var? hee bu arada pino'nun muhteşem pasını gördüm ama. o pas kaçar mı zaten saçmalama. neyse kısa kesmem lazım gelirse eğer, galatasaray'ın galatasaray dan beklenen sonucu öyle ya da böyle, güzel futbolla, bol golle veya daha tam hazır olamamış şekliyle dahi aldığı ve bir üst tura göz kırpıştırdığı maç oldu. ne kırpması be bildiğin bi üst turdayız. çok da iyi oldu. 5-1 lan. az bişey sanki.
gollerin güzelliğine karşın hala defansta eksiklerin bariz ortada olduğu maçtır. aynı zamanda taraftara "ulan bu aykut bizim leo franco kadar iyi kurtarıyo ee biz niye nonda'yı yollayıp şampiyonlukta ve avrupa kupasında boku bokuna sıkıntı çektik?" sorusunun bir kez daha sorduran maç olmuştur.
kazanmamız gereken maçtı, kazandık. bu kadar küçük maçlar büyük takımı fazla motive etmeyebilir. daha da çok erkendir ayrıca.
unutmayalım ki galatasaray geçen sezon bu zaman her maçını 3-5 farklı kazanıyordu. çözüldüler gittiler sonra. hızlı giden atın boku seyrek düşer derler. şimdiden karamsar olmaktansa biraz sabredelim, bi transferler falan gelsin. 10.haftaya doğru galatasaray'ın durumu belli olur üç aşağı beş yukarı.
galatasarayın iyi oyun-kötü oyun'un ötesinde kesinlikle kazanması gereken maçtı. yani burada oyunun değil sonucun önemi vardı. çünkü o güzel oyunun gelmesini sağlayacak olan futbolcular, avrupa kupalarında kalma hakkımızın devamı halinde bize gelecekti.
galatasaray bazı oyuncuları hariç (pino, kewell, mustafa sarp ve gol harici pino) vasat bir performans ortaya koydu ve tarihinde ilk kez bir sırp takımını yenip avrupa kupa deplasmanlarındaki yenilmezlik serisini sürdürdü. 2-1'den sonraki dönem ile 2.yarı'daki bazı kısımlar hariç çok da kötü oynamadık bence. ama bazı zamanlar lakayıt oynamamız bana saç baş yolduruyor ki bu konu'da en baştaki oyuncu hakan baltadır. bu gidişle yerini kaybeder benden söylemesi. saçma sapan ve gereksiz hareketler yapmakta.
galatasarayın defansı hala rezalet. bir sürü pozisyon veriyoruz. hücumumuz hala iyi. forvetsiz bir şekilde 5 tane gol atmamız da bunun göstergesi.
ben herşeye rağmen galatasarayın iyi yolda olduğunu düşünüyorum. bu takıma 1 stoper (mesela ferrari), 2 orta saha (rosicky ve ledesma) ve bir tane de forvet alınırsa galatasaray için güzel günler yakındır.
prekazi de galatasaraya partizanlı bir oyuncu önermiştir ; branislav jovanovic. o tavsiye ediyorsa kesinlikle değerlendirilmelidir.
bir diğer konu da prekazi ve sırp bayanlar. prekazinin ilginç türkçesi ve yaptığı dürüst yorumlar kulaklarımıza tribündeki bayanlar da (ki ilerinde bir tane bile çirkin yoktu) gözlerimize ziyafet verdi. hatta bu sebeple prekazi türkiye'De yorumculağa başlamalı biz de hazır vizeler de kalkmışken sırbistana gidip doğal güzellikleri yerinde görmeliyiz.
harry kewell'ın farkını ortaya koyduğu maçtır. son 20 dakikada mehmet batdal'dan olumlu sinyaller aldık. ileride kalabalık savunma arasında güzel top saklıyor mehmet.
belgrad takımı bizim rakibimiz değildi bir galibiyet bekliyordum şahsen ama bu farkı beklemiyordum. önümüzdeki maçlara bakıyoruz artık.
(#8894707) galatasaray' ımızın bizi üzmediği ve 5-1 gibi temiz bir galibiyet alarak belgrad' ı ezdiği maçtır. harry kewell güzel bir dönüş ve mehmet batdal ilk resmi golünü atıp siftahı açmıştır, yeni transferler de takıma uyum sağlamaya başlamışlardır. sonuç olarak galatasaray bizi umutlandırmış ve sevindirmiştir. fenerlileri ise ezikliklerinde yalnız kalmanın üzüntüsü sarmıştır...
galatasaray'ın ciddiyetsiz oyunuyla turu geçtiği maçtır. rakip zayıf olsa da bu ciddiyetsizlik kabul edilemez. istediğimiz anda gider golümüzü atarız modunda oynamak nedir? ya atamazsan? defansta servet'in vals filan yapması ayrı bir olay. skor güzel, mentalite yanlış. bak sabri'ye bile çizgiden top çıkarttırdınız. bi daha görmiyim.
penaltı ve kırmızı kart olmasaydı da yüzde yüz turu geçerdik diyemediğimiz bir maç oldu. kime karşı? ofk belgrad.
şu takımın herhangi bir maçını şimdiye kadar 5 dakika izlemiş bir kişi varsa tanışmak isterim çünkü muhtemelen arsenal'in scout ekibinde çalışıyor kendisi. böyle bir takımdır işte galatasaray'a ecel terleri döktüren.
bir sonraki turda ortasahası taşaklı takım gelmesi durumunda gs'nin işinin zor olacağını gösteren maçtır. heleki defansta kaptırılan toplar ve begenilmeyen aykut'un mucizeler yaratması.. maç uzun süre 2-1 gidip öyle bitip tur atlasalar gs'lilerin tur için sokaklara çıkmasına sebep olacak cinstendi.. kimse kendini kandırmasın ama türk futbolu avrupa'da birşeyler yapacak gibi sinyaller vermiyor.. ama bellide olmaz sezon uzundur..
prekazi'nin rijkaard'ı resmen okuduğu maç. Galatasaray'ın sorunları ile ilgili güzel tespitler yapmıştır. Ayrıca Galatasaray'a ladesma'dan çok daha ucuz ve kendi deyimi ile 3-4 gömlek üstün bir genç futbolcu önermiş. hayırlısı diyelim.
Bu arada galatasaray'da yetenek avcısı olarak görev alabilirmiş önümüzdeki sezon.
"cevad prekazi: biz orjinalidik..." maçtan çok prekazi'nin samimi cana yakın yorumlarından zevk alınan maç olmuştur. galibiyet işin kaymağı oldu. prekazi hala bizden birisi olduğunu gösterdi.
helal sana cevo!