Yugoslavya da yaşanan iç savaş esnasında sırp ordusuna çağrılan ve müslümanlara kurşun sıkmamak adına türkiye ye kaçan o zamanlar 20 li yaşlarının başında ve tek kelime türkçe bilmeyen bir akrabamız, ingilizce türkçe sözlük yardımıyla ve bolca sosyalleşerek, 3 ayda ana haber bülteni spikeri gibi türkçe konuşmaya başlamıştı.
Kısaca insan gerçekten isterse yada zorda kalırsa değil ingilizce öğrenmek, çince yazmaya bile başlayabilir.
bir profesöre ingilizceyi ne kadar sürede öğrenirsin diye sormuşlar, onu öğrenmeye ömür yetmez demiş. doçente sormuşlar, 10 seneye öğrenirim demiş. asistana sormuşlar, teziydi şusuydu busuydu 3-5 senemi alır demiş. öğrenciye sormuşlar sınav yarınsa bu gece hallederiz demiş.
Hani klasik laf var ya bana derdimi anlatacak kadar ingilizce yeter. Işte tanışmak için ingilizce öğreneyim diyenler için 5 ayda are you sex,ara you coladan i am glad to meet you maybe we can drink a cup of coffee düzeyine gelinebilir.
5 ayda bi sik ogrenenezsin. Gunluk 3 5 kelam edebilir, gazete basliklarini biraz okuyabilir , cat pat kisa essay yazarsin en fazla. Sonra gidersin kulturlu bi kizla sohbet edeyim diye " this is obnoxious" dediginde agzina bakarsin.
5 ayda başka hiç bi işle uğraşmadan istisnasız her gün 10-15 saatini ingilizceye ayıracak insanların cevabının evet olduğunu bulabileceği soru.
ben şahsen 7-8 ayda öğrendim. bu yöntemle demicem çünkü amacım ingilizce öğrenmek değildi. dışarı çıkmadığım için sadece evde oturup ingilizce dizi film izliyodum. inatla türkçe altyazılı izlemedim. anlamadığım yer olduysa illa açacaksam ingilizce altyazı açtım. (bkz: inat)
gerçek anlamda öğrenmek için yıllar lazım.yurt dışında yaşarsan felan öğrenirsin diyenler tamamen sallıyor.sadece hayatta kalmak için gereken ingilizce öğrenilir.tabii ki de 5 ayda bir miktar öğrenirsin bir miktar anlarsın ama dil biraz süreklilik işi.öyle matematik gibi bir anda kasıyım yapıyım diye bir şey yok.sürekli olarak o dile maruz kalmak lazım.
