önceki dönem patlayıp, tam bu sefer yeteri kadar puan yapacakken ** , sebebi belli olmayan bir şekilde sınavımın geçersiz sayıldığı sınav. dilekçeyi yazdım, bakıp göreceğiz.
150 aldığım sınav. vay be sözlükte ne kadar da süper insanlar varmış hhiçbiri de 90 altında bir puan dahi almamışlar. sanırım ben daha süperim 150 aldım çünkü ben. 150 almak çok zor değilmiş. yaptım oldu.
sonuçların nezaman açıklanacağı merak konusu olan sınav. iyi ki bilgisayardan taranıp okunuyor sınavlar, teknoloji ilerlemeseydi vay halimize artık 2 senede ancak okunurdu heralde.
17 aralık gibi sonuçların açıklanacağı yönünde muhabbetler dönüyor ortalıkta ama pek inandırıcı gelmiyor bana. 2 mayıs bahar sınavı 24 gibi falan belli olmuştu galiba. aynı mantıkla bu sınavın da bu ayın sonuna kadar sonuçlanacağını düşünüyorum. düşünmek istiyorum, anlıyor musun beni?
edit: ya aga sen niye eksiledin şimdi bunu? olum belki bi bilen vardır çıkar der ki "olum şu tarihte açıklanacak". napalım illa formatın amına koyup "beyler kpds ne zaman açıklanacak bilen var mı" diye başlık mı açalım? rahatsız mısın sen? yok rahatsız olduğun belli de nası bi rahatsızsın, neyin var onu merak ediyorum. bana anlatabilirsin her şeyi.
3. kez girmeden önce sıkı çalıştığım, soğuk ve yağmurlu * bir havada idealtepe'deki bir ilk öğretim okulu'nda girdiğim ve üstümün didik didik aranıp * şemsiyemin sınavın bitimine kadar alıkonduğu sınavdır. bana c kitapçığının düştüğü sınav, genel olarak kolaydı, soruların hepsini yetiştirdiğim gibi gözden geçirme şansım da oldu. bu sınavda genelde çevre sorunlarıyla ilgili bayağı soru vardı, paragraf sorularının bazıları ve bazı gramer soruları çeldirici türdeydi. kendim adıma 2008 kasım'da aldığım 73'ün üstünde bir sonuç bekliyorum. tahminim en az 90.
kendimi suçlu gibi hissettiğim sınavdı. üstüm didik didik arandı, cebimden çıkan 1 tl ve 25 kuruşa suç teşkil edebileceği için el konuldu.
sınav öncesi ise daha bir kötüydü. sabah beklediğim otobüs geç geldi, ancak benim kolumda saat olmadığından ne kadar geç geldiğini bir türlü kestiremedim. sonra sınav yerinde indim, binanın önünde pek de uzun olmayan bir kuyruk vardı. ancak aramalar o kadar uzun sürüyordu ki, geç mi kalacağım acaba diye endişelenmeye başladım. sınav salonuna girdiğimde gördüm ki sınavın başlamasına 5 dk. var. dışarıda sırada bekleyen diğerlerinin akıbetlerinin ne olduğunu merak ediyorum.
saçmalıkların diz boyu olduğu sınav kısacası. bu tip aptalca önlemler alınacağına, kopyacılara ibretlik cezalar verilmeli ki insanlar daha dikkatli olsunlar. koya çekmeye niyetli olanlar zaten bir şekilde çekecekler o kopyayı...
tokalarin kupelerin didik didik aranip cikartildigi fakat turbanin icinin disinin kenarinin kontrol edilmeden gecirtildigi bir sinav olmustur. özgurlukten oluyoruz amk!
ayrica sihirbazlik yetenegimi kullanarak cebimden kulak arkama alabildigim 1 liram ile kopyanin amina koydugum sinav oldu. 100 bekliyorum. ösym'ye girsin!
edit: ayrica sinava kolay diyene de kafam girsin, zor deseniz ölmeyeceksiniz amk. tiki orospu gibi "cok kolaaydddiiiii". bok kolaydi. bize giren kol neydi o vakit?
kelime çalışmaya başlamak ızdırap,
erken yatıp erken kalkmaya alışmak tabiat sikertici,
bünye ve beyin kendini arındırsın diye rakıya ara vermek ayrılık acısı.
sınavdan çıkıp saatin 3ünde bi ufak rakı dövmek, paha biçilmez.
kolpadan tanım geliyo, sıkı dur bebeğim: soruların zor mu kolay mı olduğunu anlayamadığım sınavdır. ama 3 saat boyunca sınıftaydım, özveriliyim lan!
tek kelime çalışmadan girdiğimden ötürü sınavın kolay mı zor mu olduğu hakkında bir bilgi veremeyeceğim üzgünüm a dostlar. yalnız ege üniversitesi kavşağı tıklım tepiş olduğundan kavşağın ortasında arabadan inip ta cehennemin dibine kurulan ege meslek yüksek okuluna kadar yürümek zorunda kaldım. millette bi telaş bi telaş. hatta bi amca arabasının ufak olmasını fırsat bilip tek tekeri kaldırımda, tek tekeri yolda gitti üniversiteye kadar.
sınavda abuk subuk sesler çıkaran angutlara da değinmek istiyorum.
sınavda olduklarını unutmuşlar heralde ki paaat diye sıraya vurmalar, çaaat diye kalem düşürmeler acayip sinir etti. sırf tepki olsun diye ben de aynısını yapmaya çalıştım ama nası olduysa beceremedim. ayrı bir yetenek istiyomuş demek ki.
sonuç olarak eğer attıklarım tutarsa bi 60 gelir diyorum zaten fazlasında da gözüm yok.
tahmin edildiğinden çok daha rezalet güvenlik önlemleriyle karşılaştığım sınav. istanbul üniversitesiedebiyat fakültesi önündeki kuyruk beyazıta kadar uzanıyordu ki aranmayı beklerken binaya geç girmiş insanlar bile oldu. sınav ise bi öncekine göre daha kolay gibiydi.
gazi üniversitesi mühendislik fakültesi'nde girdim sınava, enteresan bir poğaçacı ekibi karşıladı, tezgahlarına "emanet alınır!" yazmışlar, oha dedim. poğaçacıya telefon emanet ettiğinizi düşünsenize, ha pardon telefonla alınmıyordu değil mi?
son kopya skandalından sonra baya bi güvenlik önlemi almaya başlamışlar. biz kuyruktayken insanların, "ulan cüdanları nasıl sokmazsınız mınakoyim" diye sızlanarak sıranın sonuna geri döndüklerini gördüm, küfür ettim.
söylenen çok kişi olmuş olacak ki, "yeni talimat geldi gençler, cüzdanlar kontrol edilip sokulabilinecek" dendi.
neyse efendim girdik sınıfa, 3 gözetmen var, 1'i belli, evde kalmış kızıl saçlı kızkurularından. soruları kendi hazırlamış da bizi sınava sokuyor modunda. diğeri kendi halinde bi genç bayan. öteki de yine aynı beyinsizlikte süzüle süzüle hıh kopya çekenın mınakorum havasında bir genç bayan, şırfıntı.
kalem sokulmaması gerekiyormuş, keza böyle birşeyi sınav giriş kartımda okumadığımdan kalem ve silgi ile gitmiştim. sınava böyle gidilir değil mi? az önce bahsettiğim kızıl saçlıdan azar yedim bir güzel.
neyse efendim, kalemime çöküldükten sonra * ösym tarafından sunulan sınav mühimmatları dağıtıldı bizlere. içerisinde
peçeteye sarılmış 2 adet fatih marka sınav kalemi *
3 adet olips marka şeker *
1 adet rubenis marka kalemtıraş
ve son olarak da markasız bir silgi.
bu mühimmat aslında oldukça hoş bir uygulama gibi göründü, yanında 1er şişe de su verilseydi bence efsanevi olabilirdi.
sınava gelelim, baya kolay gibi geldi bana kopya furyası olmaz ise bakacağız akıbetimize.
