tokalarin kupelerin didik didik aranip cikartildigi fakat turbanin icinin disinin kenarinin kontrol edilmeden gecirtildigi bir sinav olmustur. özgurlukten oluyoruz amk!
ayrica sihirbazlik yetenegimi kullanarak cebimden kulak arkama alabildigim 1 liram ile kopyanin amina koydugum sinav oldu. 100 bekliyorum. ösym'ye girsin!
edit: ayrica sinava kolay diyene de kafam girsin, zor deseniz ölmeyeceksiniz amk. tiki orospu gibi "cok kolaaydddiiiii". bok kolaydi. bize giren kol neydi o vakit?
gire çıka kpds'yi folloş etmiş biri olarak, bu sınavın daha öncekilere nispeten kolay bir sınav olduğunu söyleyebilirim,
ve sanırım birazdan çıkacak arkadaşlar da bana katılacaktır; ancak,
kapıdaki inanılmaz güvenlik önlemi sayesinde, altı yıldır kullanmaya inanılmaz alıştığım ve artık ayrılmaz bir parçam olan kol saatimi ve getirmezsem evime nasıl girip-çıkacağımı -hala- bilemediğim anahtarlarımı kapıda öylesine bir yere bırakınca üç saat boyunca aklımı, saatimi ve anahtarlarımı bıraktığım o tabandaki mermerden alamamış bulunmaktayım,
hatta bir ara anahtarlarımın çalınıp evime girildiğini bile hayal ettim, -hırsızlar, laptop'umu alıyor, gerisine tenezzül etmiyorlardı-,
öyle ki, sınavı da son ana kadar bitiremediğimden, tuvalate de çıkartmadıkları için üç saat küçük abdestimi tutarken ne fanteziler kurdum,
teşekkürler ösym.
edit: sıradan bir saatim var, belki getirilmeyebilir; ama -yalnız yaşıyorum- anahtarlarımı nereye sokayım be kardeşim?
ha bugün çalışırım, ha yarın bakarım, amaan daha var nasılsa dediğim, ohooo daha üç gün var amuğa bile goyarım o sürede diyerek çalışmayı ertelediğim ve bir süre sonra aynen üniversite yıllarımdaki gibi çalışmayı yine son güne bırakacağımı farkettiğim sınav..
05 aralık 2010 pazar günü gerçekleşecek olan, yine geçen hafta gerçekleşen kpss sınavı gibi saçma sapan güvenlik önlemleri ile karşılaşılması muhtemel sınav olacak. 100 kalın soruya gelecek olursak, 80. sorudan sonra beynin enseye kayan kısmında derin bir ağrı oluşabilir. *
gazi üniversitesi mühendislik fakültesi'nde girdim sınava, enteresan bir poğaçacı ekibi karşıladı, tezgahlarına "emanet alınır!" yazmışlar, oha dedim. poğaçacıya telefon emanet ettiğinizi düşünsenize, ha pardon telefonla alınmıyordu değil mi?
son kopya skandalından sonra baya bi güvenlik önlemi almaya başlamışlar. biz kuyruktayken insanların, "ulan cüdanları nasıl sokmazsınız mınakoyim" diye sızlanarak sıranın sonuna geri döndüklerini gördüm, küfür ettim.
söylenen çok kişi olmuş olacak ki, "yeni talimat geldi gençler, cüzdanlar kontrol edilip sokulabilinecek" dendi.
neyse efendim girdik sınıfa, 3 gözetmen var, 1'i belli, evde kalmış kızıl saçlı kızkurularından. soruları kendi hazırlamış da bizi sınava sokuyor modunda. diğeri kendi halinde bi genç bayan. öteki de yine aynı beyinsizlikte süzüle süzüle hıh kopya çekenın mınakorum havasında bir genç bayan, şırfıntı.
kalem sokulmaması gerekiyormuş, keza böyle birşeyi sınav giriş kartımda okumadığımdan kalem ve silgi ile gitmiştim. sınava böyle gidilir değil mi? az önce bahsettiğim kızıl saçlıdan azar yedim bir güzel.
neyse efendim, kalemime çöküldükten sonra * ösym tarafından sunulan sınav mühimmatları dağıtıldı bizlere. içerisinde
peçeteye sarılmış 2 adet fatih marka sınav kalemi *
3 adet olips marka şeker *
1 adet rubenis marka kalemtıraş
ve son olarak da markasız bir silgi.
bu mühimmat aslında oldukça hoş bir uygulama gibi göründü, yanında 1er şişe de su verilseydi bence efsanevi olabilirdi.
sınava gelelim, baya kolay gibi geldi bana kopya furyası olmaz ise bakacağız akıbetimize.
tahmin edildiğinden çok daha rezalet güvenlik önlemleriyle karşılaştığım sınav. istanbul üniversitesiedebiyat fakültesi önündeki kuyruk beyazıta kadar uzanıyordu ki aranmayı beklerken binaya geç girmiş insanlar bile oldu. sınav ise bi öncekine göre daha kolay gibiydi.
tek kelime çalışmadan girdiğimden ötürü sınavın kolay mı zor mu olduğu hakkında bir bilgi veremeyeceğim üzgünüm a dostlar. yalnız ege üniversitesi kavşağı tıklım tepiş olduğundan kavşağın ortasında arabadan inip ta cehennemin dibine kurulan ege meslek yüksek okuluna kadar yürümek zorunda kaldım. millette bi telaş bi telaş. hatta bi amca arabasının ufak olmasını fırsat bilip tek tekeri kaldırımda, tek tekeri yolda gitti üniversiteye kadar.
sınavda abuk subuk sesler çıkaran angutlara da değinmek istiyorum.
sınavda olduklarını unutmuşlar heralde ki paaat diye sıraya vurmalar, çaaat diye kalem düşürmeler acayip sinir etti. sırf tepki olsun diye ben de aynısını yapmaya çalıştım ama nası olduysa beceremedim. ayrı bir yetenek istiyomuş demek ki.
sonuç olarak eğer attıklarım tutarsa bi 60 gelir diyorum zaten fazlasında da gözüm yok.
kelime çalışmaya başlamak ızdırap,
erken yatıp erken kalkmaya alışmak tabiat sikertici,
bünye ve beyin kendini arındırsın diye rakıya ara vermek ayrılık acısı.
sınavdan çıkıp saatin 3ünde bi ufak rakı dövmek, paha biçilmez.
kolpadan tanım geliyo, sıkı dur bebeğim: soruların zor mu kolay mı olduğunu anlayamadığım sınavdır. ama 3 saat boyunca sınıftaydım, özveriliyim lan!