Aziz Yıldırım'ın, klüpler birliği başkanlığından istifa edip, tff, tahkim kurulu, ve merkez hakem kurulu olmak üzere tüm türkiyeye savaş ilan ettiği maçtır.
koskoca fenerbahçe klübünün başkanı kendi sahanda kasımpaşadan 5 6 yiyebileceği maçta, "ama üçüncü gol ofsayttı". ve bugünkü maçta eskişehirin TAÇ ATIŞINDAN asist yaptığını önemsemeden ihaleyi hakemlere yıktığı maçtır.
bir fenerbahçeli olarak takımıma yazıklar olsun dediğim maçtır. yahu mücadele edin gözünüzü seveyim böyle takım mı olur? biz size değil renklere aşığız.
fener'in hakem diye ağlamaya başlamasına vesile olan maçtır. ne oldu gençler, elle goller atarken, ofsayt golle derbi kazanırken hiç sesiniz çıkmıyordu.
HAKEMiN GEREKSiZ YERE MAÇI 5 DAKiKA UZATMASINDAN DOLAYI fenerbostan takımı ittire kaktıra bir gol bulmuştur, averaja -2 yerine -1 etkileyecektir, eğer sezon sonunda fener +1 averajla şampiyon olursa bu hakeme dua edecektir...
Galatasarayımızda da aynı problem var. Ağır ve temposuz futbolcularla hücum yapılamıyor. galatasaray'da elano, arda, nonda, kewell fenerbahçe'de ise dos santos, alex, semih ve topuz... Bu ağır hücum dörtlüleriyle takımların işleri son derece zor. Hadi galatasaray'da kadroya yarın öbür gün baros ve keita dahil olur. Fenerbahçe'nin şu an böyle bir imkanı da yok.
zamanında beşiktaş teknik direktörü rıza çalımbay ile 'rıza efendi 2 ekmek 1 süt' diye dalga geçen fenerbahçe taraftarına kapak olan maç. gördünüz mü 2 ekmeği, 1 sütü!
Bu Fenerbahçe takımının ruhu nereye siktir olup gittiyse bir an önce geri gelsin. yoksa bu taraftar statta ve televizyon karşısında sinirden ruhunu teslim edecek.
Maç başlamadan Fenerbahçe takımı sahaya çıkıyor. istanbul dan 500 km yol tepip sevdasının peşinden giden insanlar " Fenerbahçe buraya" diye takımı çağırıyor. Beyefendiler lütfedip üç adım atıyorlar tribünleri selamlıyorlar. Olmaz olsun öyle selamlama. Ruhsuzluğunuz buradan belli. Maç içinde Lugano, Bilica hariç bir kişi agresiflik gösteremiyor rakibe karşı. Karşındaki takım Rıza Çalımbay ın takımı. Futbol oynamasa da tüm oyuncuları canını dişine takar oynar, seni de oynatmaz. Sen de onlar kadar mücadele etmezsen silinir gidersin sahadan.
Artık bir an önce devre arası gelsin de düzelelim diye bekliyoruz. Yapacak bir şey yok.
hakemin bir fenerbahçe forması giymediği kaldığı karşılaşmadır. gereken cevap verilmiştir. es es'imin gollerini adem sarı , fenerin golünü ise hakem ile ite kaka 90+5 de lugano denen psikopat kaydetmiştir.
fenerbahçe'nin kötü futbol oynamaya devam ederek yenildiği maçlardan biridir.
fenerbahçe'nin yenilmesinin beşiktaş ile ancak dolaylı bağlantısı olabilir; beşiktaş mağlubiyetinden sonra morallerin bozulması, hoca ve futbolcular arasındaki diyaloğun kopması gibi.
bunlar dışında beşiktaş ile hiçbir alakası olmayan maçta beşiktaş'ın adını anmak fanatikliğin cılkını çıkarmaktır. maçları götüyle değil gözüyle takip eden fenerbahçe'li arkadaşlarımı tenzih ediyorum tabi.
bu kadar ısırmayan, rakibi seyreden, ancak izin verilip baskı yemediği zaman futbol oynayabilen bir takımın aldığı bu mağlubiyetlerde de bir anormallik yok. anormal olan daum gibi tecrübeli bir hocanın bu duruma karşı bir plan geliştirmemesidir.
an itibarı ile tüm tahminlerimi doğru çıkartan maç olması nedeni ile iddaa tahmincisi olarak herhangi bir gazetede tahminci olarak çalışmam gerektiğini bir kez daha tokat gibi yüzüme çarpmasına neden olan müsabaka olmuştur.
edit: ayrıca adem sarı'nın milli takım seviyesinde bir oyuncu olduğunu kanıtlamıştır bu müsabaka, golcü arayanlara duyurulur.
edit 2: es es es ki ki ki domal domal ye siki tezahuratı yapanların münasip yerlerinde patlayan maç olmuştur ayrıca.
beşiktaş teknik direktörü iken dalga geçmek adına yaratıcı fenerbahçe (!) seyircisi tarafından aşağılanan rıza çalımbay'ın bu kez de es es'in başında eşeğin çükünü fenerbahçe'ye gösterttiği maç olmuştur. helal olsun es es. helal olsun rıza çalımbay.
"bir Brezilyalı yarar, iki Brezilyalı karar, üç Brezilyalı zarar"* sözünü hatırlatmıştır. fenerbahçe'yi güney amerika'nın en iyi sermayesi haline getirenler utansın. brezilyalıların ne kadar istikrarsız olduğunu göremeyenler düşünsün.
beşiktaşlıyım, ama şu söyleyeceklerimi beşiktaşlı olduğum için söylemiyorum, örnek teşkil etsin diye söylüyorum: beşiktaş kadar son 6 senenin en basiretsiz takımı bile anlamış artık güney amerika'dan futbolcu alınmayacağını. kadrosuna ne zaman ki avrupalı, disiplinli ve soğukkanlı adamlarını aldı o zaman beşiktaş istikrara kavuştu. kim bunlar? sivok, ferrari ikisi de italya liginde pişmiş, avrupalı topçular. ernst-fink, almanya'da pişmişler. brezilyalılardaki lakayıtlığın hiçbirisi yok, disiplinliler. üstün yetenekli değil bu saydığım futbolcular ama mevkileri de zaten üstün yeteneği değil, disiplini gerektiriyor.
şimdi aziz yıldırımın durup düşünmesi lazım. her kış sezonu oynamamaya başlayan brezilyalılarla nereye kadar gidecek fenerbahçe? baroni, santos, bilica bu adamları alıyorsunuz. neden? hepsi brezilyalı diye. peki bu fiyata avrupa'dan daha siiplinli ve mevkileri gereği daha soğukkanlı futbolcular alınamaz mıydı? soruyorum. kaç sezon oldu brezilya furyası başlayalı, 4 sezon mu 5 sezon mu. sayamadım artık. ancak aziz yıldırım hiçbir zaman anlamadı bunu.
brezilyalılar maç seçer. istediğinizi söyleyin. bu adamlar türk futbolcular gibi, büyük maçları severler, oynarlar. ancak karşılarına küçük rakip çıktı mı yorulmak istemezler. umursamazlar.
dediğim gibi, beşiktaş kendine belli bir avrupa ekolu yaratmış. savunmasını avrupa'nın en disiplinli 2 liginden oluşturmuş. en zayıf halkası olan savunmasını ise yine güney amerika'dan almış.
ya da galatasaray'a bakıyoruz. tek brezilyalısı var: elano. (yanılıyorsam dürtünüz) diğer futbolcuların da tamamı avrupa ekolünden gelmiş. nonda, keita, kewell. avrupalı olmasalar bile futbollarını avrupada oynamış adamlar. şimdi oturup düşünmesi gerekiyor aziz yıldırımın. fenerbahçe 4 sezondur niçin ruhsuz oynuyor.
avrupadaki büyük takımlarda niçin 1 taneden fazla brezilyalı yok. iyice bir düşünmesi gerek.
