Pandemi nedeni ile kira ödeyemedikleri için tahliye edilmişler ve kapanmış. Sahibi fuat abi az önce canlı yayında açıkladı. Yazık olmuş. Beyoğlundaki en eski mekanlardan biriydi.
youtube'daki yabancı bir ses mühendisinin yalancısıyım, 33lük (lonplay) plaklara oranla bir parça daha yüksek seviyede (db) ses kaydedilebiliyormuş bu 45'liklere. Ne kadar doğru bilmiyorum tabi. Ses mühendisi diyorsa doğrudur herhalde.
tahrip gücü yüksek mermidir. ebadı yüzünden 9mm ye kıyasla bir şarjörde daha az bulunur. ateş üstünlüğünü aleyhinize çevirir.
bir plak çeşididir. çok sevdiğiniz bir sanatçıyı dinlerken, diğer dijital seslerden çok daha saf sesler duyacağınız için duygu yoğunluğu çok daha fazladır.
gösteriş meraklılarının gittiği -eski halini ne bileyim ben- beş para etmez mekan. düşünsene zaten radyoda kent fm tarzı eski 45 lik çalan radyoları dinliyosun.. canın sıkıldıkça da açıyosun bi de mekana gidip bangır bangır aynı şarkıları tekrar dinliyosun ve ayakta ve götgöte..
yersiz şişirilmiş beyhude zaman israfı içeride en fazla bir saat durulabilen daha da fazla küçültücü sözcük bulamadığım mekanımsı..
iyi ne var diye düşünüyorum eee evet bira var arkadaşlar içeride.
Eskiden her şeyin çok daha güzel, eğlenceli olduğunu işaret eden format.
70-80-90'larda ilk önce bir "öncü 45'lik" piyasaya verilirmiş. Yeni albümün habercisi olurmuş bu. esasen yaz aylarının başı/ ortası gibi sunulurmuş ki gençler tatillerinde doya doya dinlesin, diskolar döne döne çalsın, plajlarda, kumsallarda, yaylalarda yankılansın. Genelde albümün en "catchy" (akılda kalan) şarkısı olurmuş. Kaliteli grup/ şarkıcısıysa bir de o dönem daha modaysa su gibi satarmış.
Bu fırtına dindikten sonra albümün ticari olarak öncü single'a göre daha az catchy fakat çok daha uzun soluklu (kolay tüketilmeyen) şarkısı ikinci single olarak piyasaya verilirmiş. %90 bu single ile birlikte albüm de piyasaya sürülürmüş. Ya da biraz daha beklenir ikinci single'ın da iyice kabul görmesinden sonra çıkarılırmış. Yani anlayacağınız bir gruba veya sanatçıya aşıksanız, yaz başlarından kış ortalarına kadar hayatınız kıpır kıpır beklenti içinde geçermiş.
Biz bunları yaşayamadık. Şimdi daha aylar öncesinden youtube'a korsan sitelere leakler düşüyor. Bunları önlemek için albüm tarihleri önceye alınıyor neredeyse ilk single'la birlikte çıkıyor. ilk bir hafta herkes albüme hücum ediyor, itunes'dan denemelerden dinleyip bir anda, birkaç gün içerisinde tüketiveriyor. Bir tantana, bir gürültü, bir uğultu içerisinde çıkan albümler genelde birkaç parçası hariç "filler" denen saçma sapan şarkılardan oluşuyor, hayal kırıklığı yaratıyor. Zaten CD formatı yakında piyasadan kalkacak. Çünkü müzik dünyası kendi kuyusunu kazdı, bu kötü albümler yüzünden kimse albüm almak istemiyor, Itunes'dan en güzel iki şarkıyı indirip olayı kapatıyor. Öyle hızlı bir tüketim var ki dünün en ünlüsü, bir sonraki gün gram satmıyor.
Youtube'a şükretmek lazım, 70-80-90'lı yılların müziğini, heyecanını bize dolu dolu sunduğu için.
teknoloji sayesinde rahatça internetten dinleyebileceğimiz o dönemin güzel şarkılarının kayıt edildiği plağa verilen isim. sözüm ona şu anda müzik yapanların %80inin saçmalıklarının ötesinde bunlar. bir değer. dinlerken akla yeşilçam geliyor, garip duygulara kapılıyorsun, fabrikatör hulusi kentmen, yaşar usta aklına geliyor. bilmiyorum, en azından benim için öyle.
dün akşam eski halini çokça dinlediğim ıssız adama kadar bilmediğim ıssız adamdan sonra da popüler olana karşı tiksintimden dolayı daha dünya gözüyle gidip görmediğim mekan.
yalnız hacı anlatılana göre bu ıssız adamdan önce fenaymış... ortamı harbi güzelmiş...
şimdi evli barklı çoluklu çocuklu götlü göbekli abilerim buranın tadını harbi çıkarmış gözleri dolu dolu olum gençliğinin kıymetini bil! 45liğe de gitme biz gittik bu film sikmiş atmış hiçbir şey eskisi gibi olmuyo falan dediler. tamam dedim ve onlara bir kadeh daha doldurdum...
kapısındaki beyin özürlü korumaları ve özensiz garsonlarıyla, evde kalmış kızların mekanda gördüğü her erkeği potansiyel sapık olarak damgaladığı, ayakta durmanın eziyet halini aldığı boktan bar.
ıssız adam filminden sonra olsa gerek; sükse yapmış, müziği değişmiş, götü başı ayrı oynak bi mekan olmuş. ha nedir, beyoğlu'ndaki en ucuz sulu bira buradadır.