Beyler bizim burada çoğu kişi sessiz sakin ortamda manitayı yemek için gidiyor kütüphaneye ders çalışmak amacıyla manitayı en rahat atabilecek yerdir eve gelmeye hazır kıvam da değilse daha.
sözlük ahalisine bakınca, herkes müthiş kültürlü ve kitap kurdu. ama paylaştığımız kitaplarla ilgili destek veya eleştiri sayısı az miktarda. arkadaşlar riyakarlıktan vazgeçin, biz kıraathanelerimizle mutlu bir ülkeyiz. boşuna kütüphane geyiği yapmayın. siz önce uludağsözlük yazarının yazdığı kitabı buradan takip edin, ondan sonra kütüphane sayısından şikayet edin.
bana şu zamanda kültürleşebiliceğim bir kıraathane gösterin, bende size tonla küfür içeren, sahte hikayelerden oluşan sözlerin havada uçuştuğu kıraathaneler göstereyim.
400000 kahvehane değil, kıraarhanedir doğrusu. kıraathaneler eskiden kitap okunan edebi sohbetler edilen bir yerdi. sonra birkaç soysuz işyeri sahibi kağıt ve okey oynatmaya başladı. ne olduysa ondan sonra oldu zaten.
okuyan bireylere değil kahvelerde dedikodu yapan, boş boş vakit geçiren oyun oynayan, sağa sola sataşıp dalga geçen insanlar ihtiyacımız olduğundan ülkemizin en doğru yaptığı iştir.
türkiye olması kuvvetle muhtemeldir. bu olayın birsürü farklı farklı pencereden sebebi olmalı. ama şu da bir gerçek ki; türk halkındaki bağnazlık her şeyi köreltiyor. islam'ı veya dinleri kötülemiyorum, inanan inansın; ama o tevekkül inancı bitiriyor işte olayı. biz gerekeni yapalım, her şey olacağına varır, inancı yani. bu yüzden hiçbir araştırma olmuyor halkta. bu olay nasılmış, şu da niye böyleymiş? yok öyle sorular. anatomi dersinde bile "bu kemik neden bu şekilde dendiğinde genel cevap şu: "allah öyle yaratmış." e varın gerisini siz düşünün.
Yorumlara bakinca herkesin kutuphaneye gittigi, kahvehanenin onunden bile gecmedigi anlasilmaktadir. Bu durumda bahsedilen ulkenin turkiye olmadigi aciktir.
Kutuphane ile kahvehaneyi bir tuttugunu sayisal verilerle dogrulayan ve bizim; kendisi hakkinda kutuphaneye mi yoksa kahvehaneye mi gittigi dogrultusunda fikir sahibi olmamizi saglayan kisinin bilgi aktarimidir. Kendisinin bu konuda sozlukte bir cok destekcisi vardir. Kimse karsi bir fikir yahut fikri desteklemek icin bir iki satir yazmamistir. Tam bir kahvehane kulturu!
türkiye değildir. hacettepe üniversitesi tarafından yayımlanan bir makaleye göre 1997 yılı itibarıyla türkiye'de sadece halk kütüphanesi (özel ve üniv kütüphaneleri hariç) olarak 1.310 adet kütüphane varmış.
bu kütüphane azlığını kahvehanelerin fazlalığı ile orantılamamak lazım. amerikada kaç tane kütüphane olduğunu geçiyorum. sadece harvard üniversitesinin kütüphanesinde 15 milyon kitap var. ama orada ki, cafe bar, insanların boş boş vakit geçirebileceği yer sayısını kütüphanelerine oranlarsak başlıkta ki gibi sonuç çıkar aşşağı yukarı. bizim burada ki olay kahvehanelere giden adamların kitap okumaması, ama okula giden adam da kitap okumuyor, sinemaya giden adam da kitap okumuyor. bu ülkede kimse kitap okumuyor. bu ülkede kimse araştırmıyor. kahve de iki batak atan adamlar mı battı gözünüze mk.
benim gibi kütüphane sever insanların zoruna giden durumdur. durum o kadar vahim ki adnan ötüken il halk kütüphanesinde yiyişmeye gelen liselilerden dolayı yer bulamadığım oluyor. olmaz böyle!