başroldeki ali atay'ın * çılgın attığı filmdir. sürekli duyuyoruz, komik videolarını izliyoruz bu delikanlının ama meğerse harbi bir cevher varmış adamda.
konusu itibariyle beyaz türklere hiç mi hiç hitap etmez. varoşlardaki hayat sıkıntısı, mültecilik kavramı, hayatın anlamı kargaşası derken bir solukta akıp gitmiştir.
hele ki son sahnesi tam olarak yarmış, ibret aldırmış ve karşıya geçmenin ne kadar basit olduğunu tekrar ispatlamıştır.
oyunculuklar;
ali atay başta olmak üzere güzel performanslar izletiyor bize oyuncular ancak deniz çakır biraz sönük kalmış gibi rolünü büyütebilirmiş açıkçası zira aldatılmış bir kadın hayatının en büyük fırsatını yakalıyorken gerekli parlamayı göremiyoruz.
yönetmenlik;
istanbul'un "pis yerlerini" abartısız ve çok başarılı bir şekilde perdeye yansıtmayı başarmış emre şahin, özellikle istanbul'un sonbahardaki o rutubetli havasını yaşattı bana bu sıcak yaz gününde.
senaryo;
her şey iyi hoş da sonu olmamış baba. tamam güzel bir fikir üzerinden gitti film 80 dakika boyunca merakla seyrettik ama baş rolün sonu gerçekten zorlama olmuş. sayılarla ilişkili güzel ayrıntılar gizlenmiş senaryoya gerçekten etkilenmemek elde değil.
kısacası keyifli bir 85 dakika geçirmenizi sağlayan bir türk filmi.
ben eski osmanlı keliemelrini araya serpiştimeye devam etmeli diyorum. ilk söyleyenin tespiti gibi söz olarak güzel olan ilk kısım.
gölge haramileri ve beyabanın olduğu albüm zirvesiydi sanırım.
sen çoktan geçmiştin
benim yollarımdan
yaşadıgın saatler
benden bir boy fazlaydı
okşarken saçlarımı
ben huzuru bulurken
sen sadece ezberdin
bir sonraki sevişmeye
hazırlıktı senin için...
Sagopa kajmer'in olmamış şarkısı. Mesela ben sonunda ağzıyla yaptığı scratchler olmasaydı dinlemezdim ikinciye. Hiçbir anlam derinliği yok şarkıda. Tamamen gerçek anlam. Hayır bu Sagopa değil.