bir insanin kültürlü ve egitimli olmasini toplum direk okudugunu okula ve hatta okudugu alana bagliyor.
öyle bir topluma sahibiz ki; "amele", "cöpcü" gibi meslekleri hakaret olarak baskalarina kullaniyoruz.
"egitim ve ögretim ailede baslar" sözü 80 ve 90li yillarda bolca kullanilirdi. ne yazik ki bu sözü hic duymaz olduk. dogrudur, egitim ve ögretim ailede baslar, okul ve cevre (komsular, arkadaslar vs. vs,) devam eder ve geri kalan kültür ve egitimi insan kendi kendine yerine getirir.
gelin beraber bi bakalim. aslinda okullarda ne ögrenmemiz gerektigine.
ne yazik ki türkiye gibi bir ülkenin egitiminin temeli ezbere dayali oldugu icin; bu yukaridaki okul ve okullarda ögrenilmesi gerekenler listesinde sadece ilkokul´un görevini yerine getirdigini görebiliyoruz.
diger dünya ülkeleri üniversiteleriyle kiyasladigimizda; üniversitelerimizin bile adam akilli egitim kalitesi olmadigini acikca söylemekten kacinmamiza gerek yok.
halkin okumamis kesiminin okumus kesime olan hayranliklarindan midir nedir bilmem ama el üstünde tutmalari ve kendilerinden daha üstün görmeleri, 4 yil üniversite okuyan genci "cok biliyom ben yea" havalarina sokuyor.
toplumumuz ne yazik ki bir cok seyden uzak. hem sinifsal toplum bilinci yok, hem de elestiri yapmayi bilmiyor. birak onu tartisma kültüründen bile yoksunuz ki; her tartismanin sonu kavga ile sonuclanmakta. o ani yasiyoruz ama gelecegi düsünmeden hareket ediyoruz.
insan egitimini ve kültürünü kendisi gelistirir. aileden ayrilinir devam eder, okul biter yine devam eder.
peki kisi kendisini nasil gelistirir?
- okuyarak ve okudugunu anlayarak.
- gezerek, görerek ve bunlari merak ederek.
- her aklindaki soruya cevap bulabilmek icin arastirarak.
bütün bunlari yapabilmek icin de illaki okul okumus olmak gerekmemektedir. bazi yetenekli genclerin sonradan fark edip; 4 yil icerisinde bütün bunlari ögrenip, kendi gelisimine katkida bulunmak icin de caba gösterdigi de nadirdir.