hayatta bir yanlışın bir çok doğruyu götürdüğünü, hatta bir yanlıştan sonra ağzınla kuş tutsan da fayda etmediğini düşündüğünüzde, çok da üzülecek bir durum değildir.
devletin yeni gelir kaynaklarının açmasından mütevelli olan durumdur. öğrencilik zor iş azizim zor. okusan okumuş cahil, okumasan okumamış cahil oluyorsun. sonra neden
20 tane soru soruyorlar, 9 tanesini bildiğinde o dersten geçmiş sayılıyorsun, ama gerizekalı adam hala memnuniyetsiz işler biraz zorlaşınca tripten tribe giriyorlar.
olum zaten 20 tane 5 şıklı soruda, 4 yanlışın 1 doğruyu götürdüğü sınavda başarısız olabilecek kadar gerizekalıysanız kusura bakmayın da yaşamanıza bile gerek yok oksijen israfıdır sadece yaptığnız.
hayattan ne gibi bir başarı bekliyorsunuz bu derece niteliksizlikle?
açık öğretimlilerin feryat figan ağlayışarını daha çok duyacağız.
yıllardır örgün ile aynı haklara sahipti bu sistem hala da öyle.
kolay yoldan ortalama yapabilirsin, bölümü bitirebilirsin istediğin sınava girebilirsin.
işte şimdi o kolay yoldan ortalama kısmı sekteye uğradı.
ya arkadaşım askerlik mevzusundan dolayı uzatmak istiyordu. ama çok da dersim kalmasın diye sınavlara gitmişti. sadece bir dersten kalmış, yanlışlıkla hepsinden geçtim sınava gitmicem bir daha, dedi.
rezalet.
belki şimdi çalışıp bir şeyler öğrenenin geçmesine bir nebze de olsa katkı sağlanmış olur.
Dört yanlışın götürdüğü doğruyu arıyorum; masumiyetin resmini çekmek için. Bir doğruyu götüren dört yanlışı arıyorum; zulmün başını ezmek için. Yanlışları cehaletin şatosunda, doğruyu bilgeliğin tek göz evinde buldum.
bir yandan öğrencilerin kendine hakim olup sallamasyon cevap verme eğilimini azaltırken diğer yandan doğru olduğunu sandığınız cevapların yanlış olması masum öğrenci tayfasının tepkisini çekmektedir. herşeye rağmen çoktan seçmeli sınavlar en kolay yazılı sınavdan daha hoştur, özlüyorum o günleri.