sırasıyla; 29 ekim, 10 kasım, 23 nisan, 19 mayıs, 30 ağustos gibi gençlerimizi zorlayan, put gibi ayakta dikilmemizi gerektiren, bizi hasta eden milli alışkanlıklarımızdan kurtulup kutlayacağımız tek tarihtir.
(çok mu iyi niyetliyim acaba, yoksa 20 nisan haftası mı deseydim. kafam karıştı.)
doğum gününüz ise -benim gibi- bok gibi olan gündür. bütün arkadaşlar farklı tatil mekanlarına dağılmışlardır. ne onlarla toplanıp bi pasta yiyebilirsin, ne sıcaktan kendi başına bişey yapabilirsin, ne de hediye alabilirsin.*
amerika'nın bağımsızlık günüdür. ayrıca amerika'nın sinir uçlarımıza dokunduğu gündür. ee tabiki bizim için intikam günü de olacaktır. fakat şuan onlara hakettiklerini verecek konumda değiliz malesef, o günlerin de geleceğini biliyorum. ama bugünü asla unutmamamız lazım. hatırla hatırla 4 temmuz 2003'ü hatırla
bugünün diğer günlerden ne farkı var sanki;kalktım aynaya baktım yüzüm biraz daha sararmış dişlerim fırtınadan çıkmış gemiler gibi sersem;bugünün diğer günlerden ne farkı var sanki;yaklaşan binlerce ölü ihtimalin kollarında sarıl sarmaşık yaşamaktayım, biraz sertleşmiş içim ve bir okadar da yorulmuş ayaklarım yalnız gitmekten bu sonsuz yolu;bugünün diğer günlerden ne farkı var sanki;duruyorum kaçamıyorum ıssız bir yolda umutlarımla güneşe en uzak güne çarpıyorum, bir düşünce çarpıyor içimdeki sırça saraylar yıkılıyor;bugünün diğer günlerden ne farkı var sanki;amerika özgürlüğü sıkıyor ellerinde kocaman anıtlar dikiyor göğsüne, gregoryan takvimi biraz daha eskiyor, marie curie pantheon da birkaç gram daha çürüyor,barbaros hayrettin paşa ölümüyle akla geliyor...her şeye rağmen 4 temmuz doğum günüm oluyor...
5 günlük sessiz bekleyişin ardından ardından, barış akarsu'nun ardında milyonlarca ıslak ıslak göz bıraktığı gündür. küçük bir umut bekleyişi yerini acı bir sonsuzluğa bırakmıştır ve herkesin boğazında birşey düğümlenip kalmıştır.
amerika'nın kurtuluş günü de neden tüm dünya bilir bu tarihi anlamam. ee küçücükken çizgi filmlerimizde patlayan acme havai fişeklerine hayranlığımızdan olabilir belki. adamlar daha küçücükken keşefetmişler bizi dedirten tarihtir. ulan unutmak bile mümkün değil!
4 Temmuz 1978 Antalya Film Festivali'ni Maden filmi kazandı. Maden filminde oynayan Tarık Akan 'En iyi erkek oyuncu', Hale Soygazi'de 'En iyi kadın oyuncu' ödülünü kazandılar.