abd askerlerinin süleymaniye'deki türk özel birliğine baskın yapıp 11 askerimizi başlarına çuval geçirerek göz altına aldığı kara gündür. kurtlar vadisi-ırak'ta intikamımızın alındığı söylenmektedir. ama ben hala o filmin gerçek olduğunu sanmıyorum. *
bin yılda bir kere olabilecek bir olayın gerçekleştiği tarihtir. çok büyük özveri göstererek, çok daha karmaşık günlere sebep olmamak uğruna, türk askerinin sahip olduğu her erdemi ikinci plana atabilmiş, 11 kahraman adamın çok üzüldüğü, üzdüğü gündür.
bu tarihte olan olaydan ötürü geçtik yaptırımı, diplomatik tepki olarak, nota bile verilememiştir.
bugün ise, aynı akp hükümetinin adalet bakanı mehmet ali şahin 21 ekim'de kaçırılan 8 askerimiz için, aciz durumda görüntülendiklerinden dolayı, "kurtulduklarına sevinemedim" ifadesini kullanmışlardır.
yani bu olayda mezhepleri daralmıştır. buradan da akp hükümetinin mezhebinin elastiki yapıda olduğu yargısına kolaylıkla varabiliriz.
benim gozumde akp nin bittigi gundur.
daha kotu durumlara dusmemek için sineye çekildi bahanesi ise apayri bir utançdir.
israil kaçirilan 2 askeri için binlerce insani bomba yagmuruna tutarken gayet keyiflidir.
ama israil yonetiminde gobeginden bush babasina bagli kimse olmadigi için, bizdeki kordonlular gibi sineye çekme dertleri yoktur.
çocuklugumdan beri gozumde çok yuce bir yeri olan, erisilmez tsk, bu olaya kayitsiz kaldigindan dolayi, o gun benim için siradan bir devlet kurulusuna donusmustur.
çok yazik olmustur.
türkiye cumhuriyeti için tarihin utanç sayfalarından biridir.
bush karşısında ayak ayak üstüne atarak büyük bir güç gösterisi yapan rte, bu olaydan sonra bir gazetecinin "nota verilecek mi?" sorusuna, azarlar tonda ""Ne notası verelim, müzik notası mı?" diyebilme talihsizliğini gösterebilmiştir. aklı sıra müthiş bir zeka gösterisinde de bulunmuştur. diplomatik tepki nota ve müzik notası arasında bağlantı kurarak.
Süleymaniye'deki Amerikan askerlerinin, Süleymaniye'deki 11 Türk askerinin başına çuval geçirdiği gün.
tarafımızdan herhangi bir tepki verilmemesi nedeniye,
akp'nin de tsk'nın da milim değeri kalmamıştır gözümde.
sıradan birer kurumlardır bunlar.
mazallah savaş çıksa, birileri ülkemize saldırsa, bizi kimsenin düşünmeyeceği sonucu rahatça çıkarılabilir bu durumdan.
6. yılını da buruk geçirdiğimiz ancak çoğu insanın unuttuğu tarih.
tekrar hatırlatmak gerekirse, abd'ye nota bile veremediğimiz vahim olayın tarihi.
dış politikada eğilmeyen büyük üstadlarımızın "ne notası?" diyerek utanmasalar abd'ye "aferin lan iyi yaptınız" diyecekleri tarihtir.
ha bir de, egemen bağış adlı safkan amerikancı amcanın 5 yıl sonra yaptığı çıkış ile tayyip amcamızın abd'ye posta koyduğu tarihmiş. tabi yerseniz. egemen ben sana diyim, bize pek inandırıcı gelmedi. nota vermeye bile canhiraş karşı çıkan adam abd'ye posta koyacak? espri gibi duruyor lan. *
birleşik amerika, ingiltere'den 4 temmuz 1776 tarihinde bağımsızlığını kazanmış ve bu tarih tüm amerika'da ortak bayram ilan edilmiştir. 4 temmuz bağımsızlık günü genelde havai fişeklerle, törenlerle, festivallerle, barbekü partileriyle, fuarlarla, pikniklerle, konserlerle, beyzbol oyunlarıyla geçirilir.
- - -
amerikan ordusu da 4 temmuz'u böyle şölenlerle kutlar.
lakin 2003 yılında irak'taki abd kuvvetleri bir av partisindeydiler.
avcılar önceden planlarını yapmışlardı.
yanlarına oradaki kürt aşiret reisi barzani'nin peşmergelerinden de adamlar almışlardı.
biraz geriden de başka bir aşiret reisinin adamları geliyordu: talabani peşmergeleri.
amarikalı yüzbaşı; onları avcı olarak değil de seyirci olarak almıştı birliğine.
-bakın bu avı izleyin; sonra da bütün irak'a hatta dünyaya anlatın, diyerek.
- - -
kalifornia'daki coni beyzbol oynarken aklına irak'taki arkadaşı geldi.
sandı ki o da on bin kilometre ötede oynuyordur.
ama irak'taki arkadaşı, savaş elbiselerini giymiş; yirmi kadar naylon çuvalı ve bir o kadar da kelepçeyi yanına almış taşıyordu.
araçtan indiler.
iki katlı bir binanın önünde bekleyen askeri de içeri iterek buradakileri bastılar.
basılanlar da askerdi.
ama rütbelerinde ayyıldız vardı.
içlerinden birileri davranıp karşı çıktılar.
basılan birliğin başındaki ayyıldız binbaşı; üzerlerine çevrilmiş otomatik silahlara aldırmadı.
üstünü aradı:
-amerikalılar bastılar, teslim olmamızı istiyorlar. direneceğiz. çatışacağız.
üstü; çatışmayın sakın, diye emir vedi.
- - -
ne demekti çatışmayın?
teslim olun, demekti bu.
onlar da silahlarını yere indirdiler.
amerikalı coni bunu görünce hareketlendi.
yere çöktürdü ayyıldız armalı askerleri bir bir.
ellerini arkaya kanırttı.
naylon kelepçeleri vurdu.
kelepçeyi öyle sıktılar ki kan oturttular bileklere.
sonra da hepsinin başına o çuvalları geçirdiler.
- - -
ve bu işi bitirdikten sonra
çıkardılar telefonlarını.
yere çöktürülüp elleri kelepçelenmiş, başlarına çuval geçirilmiş 11 askerin fotoğraflarını çektiler.
dışarıda bekleyen peşmergelere de anlamlı anlamlı güldüler.
-görüyorsunuz değil mi, diye işaret ettiler.
- - -
haber geldi ankara'ya.
genelkurmay başkanı; sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi yapıp;
-allah allah, çekti.
sonra da 'düşünelim bir; amerikalı dostlarımız niye böyle yapmışlar!' dedi.
başbakan'a haber verdi. o;
-aman millet duymasın; kendi aramızda halledelim, buyurdu.
- - -
günler geçti.
gizli boğaya gelen, aşikare doğum yaparar ya... iş duyuldu.
-abd'ye nota vermeyecek misiniz, diye soruldu.
soruyu alan güldü:
-ne notası, müzik notası mı?
yardımcısı kızdı:
-abd büyük devlettir, ona nota verilmez.
genelkurmay başkanı; aynı çizgideydi...
-aman aman, dost ve müttefik amerika darılmasın. o amerika, yapar... 11 askerin başına çuval geçirilmiş şurada. ne olmuş yani? başkaları da şehit oluyor. bu daha mı kötü sanki?
- - -
kervan artık yola çıkmıştı.
belge imal etmek için kurulan ekip de hazırdı.
genelkurmay başkanı'nın katkılarıyla.
başladılar asker avına.
kurtuluş günü'de nasıl olsa kırmıştılar rakibin haysiyetini
durmak yok, yola devamdı artık.
- - -
ayyıldızın başına çuval geçiren general raymond odierno'yu...
daha da yüceltmek gerekiyordu...
içişleri bakanı ayyıldızın, davet etti bu adamı türkiye'ye...
ayaklarına kırmızı halı serdirtti.
-var olasın, eline sağlık, dercesine...
'sustu enadır layf gazinosu/sustu şarkılar'
genelkurmay sustu; millet sustu...
durmak yok yola devamdı...
geldik bugüne.
--spoiler--
türk devletinin tepkisi:
tayyip erdoğan (başbakan): "ne notası veriyorsun? müzik notası mı?" (abd'ye nota verilmesini isteyenlere)
abdullah gül (dışişleri bakanı): "yerel bir işgüzarlık. büyük devletler özür dilemez"
hilmi özkök (genelkurmay başkanı): "bu abdli için çok normal. göz bağlamak yerine, tamamen pratik bir çözüm"
--spoiler--
davos'ta ki milliyetçi söylemleri göremedik ne yazık ki.*
kuzey ıraktaki türk askerinin kafasına çuval geçirilen ve çoğu insanımızın unuttuğu gündür.bugün o günün 9.yıldönümüdür.
sizler unuttunuz bizlere unutmak haram...
4 Temmuz 2003 tarihinde Irakta Süleymaniye şehrinde Türk Askerinin başına geçirilen çuvalın intikamı alınmadıkça her gün sana 4 Temmuz 2003tür.
4 Temmuz 2003de Türkün sabrını sınayanlar unutmasınlar ki Türk Milleti her zaman yeri geldiği zaman intikamını alacaktır.
4 Temmuz 2003 Tarihinde iktidar koltuğunda oturanların hiçbir girişimde bulunmamaları, Türk Milletinin tatmin etmekten çok uzak olsa dahi nota verme cesaretini bulamayan badem bıyıklıların cevapları ibret vesikasıdır.
Gazeteci :ABDye nota verecek misiniz? sorusuna,
Recep Tayyip Erdoğan : Ne notası? Müzik notası mı? cevap vererek bu olaya ne kadar gürcü kaldığını göstermiştir.
Ey Türk Oğlu Türk Kızı yapılanları unutma unutturma.
11 yıl önce bugün amerikan askerlerinin, türk askerlerinin başına yanlışlıkla! çuval geçirdiği tarihtir.
muhalefetin, amerika'ya nota verelim önerisine recep tayyip erdoğan " ne notası? müzik notası mı?" diyerek kimlere hizmet ettiğini açıkça göstermiştir.