açık konuşmak gerekirse gönül işlerinde tecrübeli değilimdir ki bence tecrübeli olunmamalıdır. ama en son ilişkim bundan yaklaşık 3 ay önceydi ve 2 aylık bir birlikteliğimiz olmuştu bir zamanlar sevdiceğim olan kişiyle. 2 ay insana duyunca az geliyor ama aslında o beraber geçirdiğiniz zamanlarda sevdiğiniz insanın bir göz kırpışı bile unutamayacağınız derinlikte bir iz bırakabilir zihninizde. birlikte biriktirdiğiniz anıları saymıyorum bile... sadede gelecek olursak 4 senelik bir ilişki artık mazi olmuşsa geride kalan sadece bir ilişki değil ömrünüze oranla az ama aklınızdan silinmeyecek uzunlukta bir başka hayattır.
uzunca bir süre hayatın anlamsızlaşması herşeyin boş gelmesi hatta onunla yaşamaya devam etme içinden onunla konuşma evrelerinin devam etmesi vuku bulur hep.
Sonra mı? sonrası hep 500 days of Summer filminin sonu gibi olur.
4 sene ayni kisiyi nasil sevebiliyonuz ya ben sıkılırım heralde.
Ne desek bos. Entryi okurken kendimi felsefe dersinde hissettim.
Ben en iyisi susayim guzel giden bi iliskim vardi 8 9 ay olmustu. Bi gun cok acimasizca bi tavir takinip sıkıldım dedim. Hemde çok benim içimi parçalayan cinsten bi sebep ama çocukluk işte. 4 yıldır falan sevgilisi var. neyse.
Bundan bi ders cikar yasanmasi gerekiyomus diye dusun ayrica barisma olasiliginiz mumkundur bence.
karın mı, sözlün mü? üzülecek bir şey yok. insanın canından kanından evladı toprak oluyor da insan ona bile alışıyor. takma kafana bu da gelir bu da geçer.
Genellikle lise-üniversitenin son zamanlarında veya bitiminden sonra insanın başına gelendir. Bir şekilde yollar ayrılınca o "sözde" büyük aşktan eser kalmaz. Tak sepeti koluna herkes kendi yoluna durumu ortaya çıkar. En iyisi kafaya takmadan yola devam etmektir.
çocukları olan insanlar evlilik sonlandırırken, o kadar da üzülünmemesi gereken hadise. ister istemez bir süre sonra bu yeni düzene alışacaksın çünkü hayat hep devam ediyor, sen istesen de istemesen de.