Eğer oynanırsa Beşiktaşım'ın trabzona uyguladığı tarifeyi uygulamasını istediğimiz maçtır.
Kötü bir galatasaray istemezdik karşımızda çünkü öyle bir durumda onlar çok daha motive olurdu. Trabzon çok havalı geldi, fark yiyip gitti. Galatasaray trabzon'dan tabi ki çok daha zor bir rakip ama şu stad meselesi ve attıkları hakem ittirmeli golleri görmeden ligin en çok ve en abes kart yiyen, ligde kupada uydurma penaltılarla frenlenmeye çalışan Beşiktaş'ı hakemlerin kolladığını iddia eden beyoğlululara sağlam koyarız inşallah.
Beşiktaş bizi 8 maçtır yenemiyor ya diye ağız büken galatasaraylılar için özel;
-2011-2012 inönü: 0-0 (Hugo almeida'nın mermisi hakemin benzeri görülmemiş bir faul kararıyla iptal edilip galatasaray'ı beşiktaşın elinden kurtarmasıyla berabere bitmiştir. Tek kale oynanan bir maçtı)
-2011-2012 TT arena: 3-2 (2-0dan 2-2 ye getirdiğimiz maçta elmander ve 2 galatasaraylının çizgi üzerinden stoperimizin omuzlarını çiğneye çiğneye 90+3te faulle attığı golle galatasaray kazanmıştır)
-2011-2012 inönü: 0-2 (Melo'Nun ilk yarıda bir metre attığı ofsaytten golle gs öne geçmiştir)
-2011-2012 TT arena: 2-2(Yine 2-0'Dan 86-88'De attığımız iki golle berabere kaldığımız, galatasaray taraftarının beşiktaş yüklenmesin diye meşaleleri sahaya atıp son 5 dakikanın sis yüzünden orta alanda oynanmasına neden olmuş hakem de bu ortamda maçı oynatıp beşiktaş'ın elinden galatasaray'ı bir sezonda 4. kez kurtarmışlardır)
-2012-2013 inönü: 3-3 (86. dakikada burak ceza sahası dışında! kendini yere bırakıp penaltı almıştır)
-2012-2013 TT arena : 2-1 (Galatasaray'ın hakederek kazandığı nadir beşiktaş derbilerinden.)
-2013-2014 Olimpiyat :1-2 (Serdar'ın piç edip eşitliğe gelen, sonrasında burağın orta sahada elle kontrol ettiği topu drogba'ya asist yapması sonucu galatasaray'ın 2-1 öne geçtiği taraftarın sahaya inmesi sonucu yarım kalan maç)
-2013-2014 TT arena: 1-0 (Dany'nin 5 metreden kayarak gelip penaltıyla galatasaray'a hediye ettiği maçtır)
gördüğünüz üzere galatasaray'ın övünürken çatladığı 8 maçlık namağluplük serisinde hakederek aldığı tek galibiyet var. Beraberliklerde bile hakem kurtarmış adamları ama lafa gelince "Beşiktaş'ı hakem kolluyor yeaaaa".
Vahap beyaaaaz, ahmet çakaaar desem size yeter heralde.
Pazar günü 3 ihtimal de kimseyi şaşırtmaz. Maçın olumsuz hava şartları yüzünden ertelenmesi ise bu 3 ihtimalden de daha yüksek şu durumda. inşallah oynanır, kazanan beşiktaş olur.
(bkz: Saldır beşiktaş)
Saat almanya'da 04.22, türkiye'de 05.22.
Aylardır bu maçı bekliyorum ve bu gece erken uyumak istemedim sırf yarın uzun uyuyayım, geç kalkayım ve maç saati direk gelsin ve o güzel maçı bir alamancı olarak ülkemden, vatanımdan, stadımından, kartalımından uzak tv'den izliyeyim diye.
hayaller bağladım, umutlar ekledim, ba'ya güvendim, sosa'ya inandım, olcay'ın müthiş sol ayağına hayaller kurdum, gökhan'ın ortalarını kafamda onlarca kez kurdum, sağ ayağıyla attığı golü rüyamda gördüm, sosa'nın ara paslarını kurguladım, veli'nin mücadelesine kapıldım, ersan'ın hatalarını gördüm, pedro'nun kayarak aldığı topa '' heyt be '' dedim, kerim'in melo'yu maymuna çevirişini izledim, alex telles'i bir porno yıldızı olarak gördüm, motta'nın hırsına o ha dedim, serdar'ın sağ bekten yardırarak gs'nin sol açığından kestiği ortayla büyülendim, tolga,'nın uzun degajıyla demba ba'nın muslera'yı müslüm baba yaptığına şahit oldum.
yeter mi, yetmez. beşiktaş bu gece galatasaray'ı * affetmez...
bir beşiktaşlı olarak, daha önce hiç kazanmamızı istemediğim kadar kazanmamızı istediğim maç. günlerdir kafa ütülüyorlar. gelmiş buraya melo'yu, burak yılmaz'ı anlatıyor bana. sonra bu oyuncular bi çirkeflik, bi kandırmaca yapıp beşiktaş taraftarı da haklı olarak sinirlenince, ''demiştim ağlayacaklar diye ehuehu'' moduna girecek. ilkokullu çocuk hareketi. başka hiçbir şey değil. şaibesiz kaybedersek de, tebrik edip kenara çekileceğim. umarım temiz bir şekilde, temiz bir skorla* ağlata ağlata yollarız sizi. o zaman ben geleceğim buraya, ben gireceğim o piç moduna. hodri meydan.
En çok sabriye üzüldüğüm maçtır. Özellikle ikinci yarı adam sayamadım kaç defa depar attı sağ kanattan, üstelik önü de boştu çoğu defa bir allahın kulu galatasaraylı dönüp adama pas atmadı. insanın adı çıkacağına canı çıksın. Sabri reyiz uğraşıyor ediyor bu takım için ama yine de dalga konusu oluyor adam.
2 sayfa okudum buraya kadar. Dikkatimi çekti, geri dönüp küfürleri saydım. 11 adet galatasaray sempatizanı günlük hayatta herhangi birisine edemeyeceği küfürleri etmiş. Ayıptır. yarın uyanıp işe gideceksin, okula gideceksin. sevinç gösterisi böyle olmaz, kişisel gelişimine daha fazla önem vermen gerek. eşin dostun beşiktaşlı olabilir, onlar görmedikleri için ana bacı saydırmakta beis görmemen psikolojik bozukluk gibi geliyor bana. ekşide uğraştım zaten tüm akşam, büyük umutsuzluğa düşmüştüm neyseki burası daha içten daha samimi daha insancıl. ama yine de var işte tek tük. bak mesela benim hiç hem galatasaraylı hem akpli arkadaşım yok, şimdi tutup burada saray cart curt muhabbeti üstünden galatasaraylılara bindirmeye çalışmam ne kadar basit olur değil mi, hem de bile bile ? adam 30 senedir galatasaray taraftarı, evet biliyoruz ya da ben biliyorum; taraftar olmanın gerekçeleri, mücadelesi vardır. insanlar özünde, bir inancı uğruna takım destekler fakat 30 yaşına gelmiş adamın tek bir sebepten ya da birkaç sebepten takımdan vazgeçmesini temenni edip, zayıf yanından vurmaya kalkışmak ne kadar mantıklı olur sence ? benzer şekilde 4 muhabbeti var. kaç beşiktaşlıdan duydunuz acaba ? ciddi ciddi size 4 atacağız diyen beşiktaşlı tanıdığınız var mı ? başkalarından duyduklarınızı bize satmaya çalışıyor olma ihtimalinizden korktum mesela ben. neyse buralar polemik doğurur, geçelim.
bir de şu var güzel kardeşim,burak yılmaz' ın önümüzdeki 5 yıl için alacağı toplam ücret 45 milyona liraya yakın, melo 75 milyon vesaire vesaire. büyük ikramiye kaçtı sahi bu sene, ben piyango almıyorum ama çok döndü dillerde belki bilirsin diye soruyorum ya da dur, senin yarın yapacağın mesai kaça geliyor güzel kardeşim ? çıkışta gideceğin ev nerede ? bindiğin araba ne senin, bentley mi ? nerede tatil yapıyorsun ? çocuklarının isteklerine yetişemediğin için üzüldüğün günler oluyor mu ? peki burak' ın falan bunlardan haberi var mı ? yarın gidip dert yanacağın adamın önce takımını mı soracaksın sen ? işte be dostum, boşverin büyütmeyin bu kadar ya da kendi takımınızın aşkını biraz içinizde yaşayın be olum. vallahi daha zevkli bak. sevincini dışarıya vurduğunda genelde ilkelleşiyorsun sen, teşhirin abartısı bir rahatsızlık semptomu. neyse yeter bu kadar.
not: galatasaray üstünden yürümem tamamen rastlantısal olmayıp; önceki iki sayfada küfreden sadece 1, argo kullanan sadece 2 adet beşiktaşlıya rastlamış olmam gibi bir gerçeklikten ilham almaktadır. durup bir de buna alınganlık yapmayın yani. haydi bakalım.
ilk yarıda melo'nun veli'ye attığı dirseğe kırmızı kart verilebilir, kabul ediyorum. peki veli'nin o dirsekten önce melo'ya yaptığı hareket penaltı değil mi? bunu da at gözlüğüyle bakanlara soruyorum.
fenerbahçe'ye yenildik, ardından erciyese deplasmanda kaybettik.sonrasında üst üste 7 maç kazandık. derbi maçlarını kazananlara ekstra puan verilmiyor, önemli olan kaybetsek de kırılganlık yaşamadan aynı konsantre ile diğer maçlara çıkmak zira 18 hafta daha var. ayrıca kazansak dahi kimse şampiyon olduk diye tamam bitti bu iş havalarına girmemeli özellikle oyuncularımız rehavete kapılmamalı.
atiba'nın yokluğu orta sahanın mücadeleci kurgusunda önemli bir zafiyet çıkaracaktır, bunu oğuzhan kapatabilir mi hiç zannetmiyorum, ama ofans oyuncularımız o kadar üretkenler ve yoktan dahi pozisyon çıkarabilme becerisine sahipler ki bu eksiklikten açıkçası hiç ama hiç çekinmiyorum.
trabzonspor maçındaki gibi önde basıp, şok presler ile gs organizasyonlarını bozabilirsek 2-3 pasta tehlikeli bölgeye inmeyi başarırsak bu maçı da kazanabiliriz.
not: şurada bari seviye düşmeden kaliteli bir ortam yaratalım.
beşiktaşın derbi ceabetliğine son verip veremeyeceğini merakla beklediğim maçtır. muhtemelen olimpiyat stadında iğrenç bir maç bizi bekliyor. stat bir yandan soğuk bir yandan. gönlümüz beşiktaşımızın zaferinden yana tabi o ayrı konu.
ek: olumsuz faktörlere faşşoligi yazmayı unutmuşuz.
