beşiktaş'ımızın taraftarlarını yine kabız ettiği maç. o değil de üzülmezin göbüş pası gol olsaydı ve maç 1-1 bitseydi ne olurdu acep?
veyahut kayseri kendi becerisiyle maçı çevirseydi acaba san marino forvetlerinin dahi kıçlarıyla gol yapabileceği topları dolmabahçe sarayının avlusuna yollayan boboya ankaradan kalkan ilk uçakla gidip kafa atmaz mıydım?
beşiktaş iyi, güzel oynadı, skor daha farklı olabilirdi, hakem vasattı ama benim dikkat çekeceğim başka bir konu var.
bu tolunay kafkas ın durumu nedir? ne amaca hizmet eder?
futbolcular sahaya çıkmış, top hakemin elinde yardımcılarına bakıyor tamam işareti almak için. tamam işaretini alıyor, topu ortaya santra yapacak kayserililere gönderecek ama bütün kayseri takımı kenarda daire olmuş, galibiyet yemini olayına girmişler. paralel evrenden kıllandım 'ulan herhalde kayseri şampiyonluğa oynuyor' dedim kendi kendime. bu ne hırs, bu ne şuursuzluktur. bu ne beşiktaş a karşı negatif yüklenmedir. tolunay maça kadar olan zamanda takımı iyice doldurmuş. ama neden? sen inönü den 3 puan alamayacaksın bu ortada. hadi aldın diyelim, ne olacak? ne düşmeye ne de şampiyonluğa oynuyorsun nedir senin derdin? anlayamadım gitti. ee ne oldu? sen takımı hırslandır doldur, 32. dakikada 10 kişi kalırsın. fark yemekten teğet geçip, kayseriye mel mel dönersin. fazla sinir ülser yapar, ince hastalık yapar tolunay imkansız şeyler için sıkma kendini. iki taktik, bi şekilli duruşa, arkanda kabile reisleri olunca teknik direktör olunmuyor malesef.
dip not: mehmet topuz iki kuruşluk mücadele etmedi, önümüzdeki sezon beşiktaş a mı geliyo nan yoksa.*
öncelikle maç esnasında kameraman tesadüfen yedek kulübesinden erkan zengini çekti de aklıma geldi çocuk. allah razı şu kameramandan yoksa unutmuştuk valla.
kadroda eksikler olmasına rağmen beşiktaş'ımın muhteşem futbolu vardı bu akşam. anlaşılan 2 haftalık arayı iyi değerlendirmiş herkes. bu güzel futbol bazen kayseri'nin kontrolu altına girmiş olsada genelde sazlar bizim elimizdeydi. eminim ki en azından 3-0 bitebilecek, hatta bitmesi gereken bir maçtı.
bobo'nun talihsizliği bütün beşiktaş taraftarlarına çokca saç yoldurdu. boş kaleye vurulamayan kafa, bir anlık dengesizlikle dokunulamayan top vs vs. ernst'in kaçırdığı pozisyon, ekrem'in kaçırdığı pozisyon ve birçok atak...
çok gol kaçırdık, rahatlayamadık. güzel top oynamış olsakta stresli bir maçtı sonuçta.
taraftarlarımız her zamanki gibi harikulade idi.
ernst, yusuf, ibrahim toraman, sivok çok iyilerdi. diğerleri de çok güzel bir futbol sergiledi. biraz stresli olmuş olsa bile güzel bir akşamı 3 puanla kapattık. inşallah kocaeli deplasmanında da aynı beşiktaşı görürüz ve ordan da 3 puanla döneriz.
inanın çocuklar inanın...
tahminlerimin bir ölçüde tuttuğu maç olmuştur. beşiktaşın gol atabilmek haricinde harika top oynadığı, gelişi güzel pozisyonlar değilde organize ataklarla gol aradığı aşikardır. onlar böyle oynasın o bile bize yeter sivas bu haftada paçayı kurtarmıştır fakat sonunda o koltuğa biz oturacağız inanın çocuklar. *
beşiktaş'ın hakikaten ligin en iyi futbol oynayan ve en geniş kadroya sahip takımı olduğunu bir kez daha gözler önüne seren karşılaşma olmuştur. maşallah kardeşim, tello, holosko yedek giriyor takıma, o derece.
oyuncuları şöyle bir gözden geçirelim;
rüştü reçber : fazla top gelmedi. ama çok güven de vermedi. bir de mümkünse ayağını fazla kullanmasın, elle devam rüştü, aynen devam.
ibrahim toraman : iyi bir maç çıkardı. çok erken kart görmesine rağmen franco cangele çirkefinin tahriklerine kapılmadı. yalnız maç bitimi saydı biraz cangele'ye, hakem orda da oyundan atabilirdi. dikkat.
tomas sivok : top bırakmadı maşallah *. defansta çok sağlam bir görüntüsü vardı. her topa ayak, kafa girdi bir şekilde.
ekrem dağ : hızlı bir arkadaş kendisi. bir de hızını top ayağındayken değil de topsuz koşularda gösterebilse tam süper olacak.
fabian ernst : yusuf'la birlikte sahanın yıldızıydı. adam resmen 3 kişilik oynuyor. ve dikkat, derinlemesine muazzam paslar atıyor, beşiktaş'ın en çok zararını gördüğü açığı kapatıyor yani. karakartal'ın tam aradığı adam.
edouard cisse : iyi top kesti orta sahada. ama o kadar. pas dağıtımı zayıf. zaten hiçbir zaman çok da üretken bir oyuncu değildi.
serdar özkan : golde bilal aziz'i uzayın derinliklerindeki bir bakkal dükkanına göndermesi takdire şayan olsa da, hala uzun zamandır oynamamasının formsuzluğu göze çarpıyordu. oynadıkça daha da iyi olabilir.
yusuf şimşek : sahanın en iyi iki oyuncusundan biriydi. attığı goldeki vuruşu klastı. o değil de, takım arkadaşları 1-2 asistini yediler resmen, yanarım yanarım ona yanarım.*
mert nobre : vasattı. kafa toplarına yine iyi çıktı, mücadelesi yerindeydi. ama sözleşme yenileme mevzusu aklını biraz karıştırmış gibi.
bobo : gol kaçırma rekoru kırmaya doğru giderken mustafa denizli müdahale etti ve oyundan aldı kendisini. doğru da yaptı, zira demoralize olmuştu iyice. hele, altıpastan vurup dışarı attığı bir kafa vuruşu var ki, evlere şenlik.
filip holosko : takımdaki en formsuz oyunculardan. eski patlayıcı * görüntüsünden oldukça uzak. düzelmesi dileğiyle.
rodrigo tello : şili'den dün akşam dönmüş. 19 saat yolculuktan sonra, sahada yorgunluğu belirgindi. kendisinden beklenti olmayan maçlardandı.
uğur inceman : maçta aklımda kalan tek görüntüsü yatarak rakibinin ayağından çekip aldığı toptu. zaten oyunda kaldığı süre de ancak buna yetti.
velhasıl beşiktaş iyi yolda. tek farka bakıp da aldanmamak lazım, rakibin bir tane pozisyonu var sadece **. beşiktaş ise 4-5 net pozisyonu harcadı. tabi, başka takımlar bunları affetmeyebilir, aman dikkat.
gs ve fb ile maç yapacakları zaman sevgi, dostluk, ferrpıley'den dem vuran tolunay kafkas ve bülent uygun tipindeki teknik direktörler beşiktaş'a geldiğinde küstahlaşmışlar ve alay edercesine konuşmalar yapmışlardır. Bu akşam yusuf'a, tolunay'ın eline verdiği için bizzat teşekkür ederim.
ilk maçta attığı bala göte golü yumruklarını sıkarak çılgınca hırs gösterileriyle kutlayan tolunay kafkas'ın hırsının malum bölgesinde patladığı maçtır.
maç başladı; oyunu karşıya ite ite götüren bir beşiktaş vardı sahada. serdar özkan'a küfür ediyordum ben de. ulan bir kere de kaptırma şu topu diyordum. ya çıkar şunu mustafa hocam da sok tello'yu ne bileyim holosko'yu. sonra birşey oldu, dünya tersine döndü. serdar özkan kanatta aldığı topu tsubasadan gördüğüm bir hareketle kurtardı rakibinden. nedense kimse bu hareketten bahsetmemiş, ben bahsedeyim: oha o neydi lan öyle. sonra indi sıfıra, al dedi yusuf abi at şunu. sonra sahada bir serdar özkan belirdi ki, hiç durmadan her yere koşuyor. bu yazıyı tek birşey için yazdım. çok küfür ettim sana be serdar; özür dilerim, utandırdın beni. hep böyle utandır beni inşallah.
c. ronaldo- rooney- giggs organizasyonuyla kullanılan korneri kayserisporluların da denediği maçtır. komik olmuştur. bir yanda manchester diğer yanda kayseri.
besiktasin kazanarak tolunay kafkas'i mora cevirdigi mactir. sivasspor'lu oldugum halde besiktasin kazanmasina sevindim kesinlikle. neymis "bjk bilmemkac sezondur gol atamiyormus kayseri'ye" sen kimsin lan dun boktun bugun koktun?
ayriyeten tolunay'in buyuk takimlara karsi topcularini gaza getirip kayseri'yi eksik birakma klasigi de devam etmistir bu macla. elin mourinho'lari, guardiola'lari sistem gelistirir, bizim tolunaylarda paso kirmizi kart gordurur topculara. "tolunay'in ne sucu var?" demeyin uzerim, amator veya profesyonel top oynamamis olmaniza veririm. *
bobo nun sıçtığı maçtır. ilk yarıda kaleciyle karşı karşıya şimdi de boş kaleye kafa topunu atamaması eminim tüm beşiktaşlıları çileden çıkartmıştır
(bkz: oo oooo filip holosko hu)
beşiktaş'ın şiir gibi oynadığı maç. organize ataklar, isabetli paslaşmalar, hızlı hücuma gidişler. kaçırılan goler de olmasa fevkaladenin fevkinde olacak.
fabian ernst adeta 3 kişilik oynuyor, biri defansta, biri orta sahada biri ileride olmak üzere, bir de kaleye geçerse ta olacak. maçın ilk yarı itibarıyla yıldızı. yusuf geldiğinden beri en iyi oyununu oynuyor. bobo kötü maalesef. cisse kötü ama garip bir şekilde onun oynadığı maçlarda ernst çok daha rahat ve ileri çıkarak oynuyor. beşiktaş'ın maçların son çeyreğindeki diriliği de hatırlanırsa bir gol ya da goller bulması olası ama yine de temkinli olmakta fayda var.