4.12.2016 tarihi itibari ile yasal promilin üzerinde alkollü kullandığı aracı ile bi' polisin yaralanması ve bi' polisin de ölmesi ile sonuçlanan kazaya sebep olan kişinin sadece 248 gün tutuklu kalmasının yeterli görülerek 62 gündür serbestçe dolaşmasına sebebiyet veren karardır.
Ailenin sebeplerini bilemem, onları ilgilendirir. ama burada aile ile birlikte kamu da davasından vazgeçmiştir.
Ya da kamunun satın alınabileceğine bir kez daha tanık olunmuştur.
Adaletini sikeyim Türkiye dedirten hadiselerden yalnızca bir tanesi. Anlamadığım ise şu, hadi aileler parayı aldı veya tehdit edildi. Birşeyler oldu vd şikayetlerini geri çektiler. E peki burada ölen ve yaralanan normal bir Vatandaş değil ki. Devletin polisi. Burada devletin-emniyetin de taraf olması gerekmez mi? Boyle bir davada ailelerin şikâyetlerini geri çekmedi yeterli mi? En boktanı da bu kısım galiba. Devlet bile sahip çıkmıyor polisine ve polisinin hakkına... Büyük ayıp.
Adalet yoktu da üstüne tüy diktiler şimdi. Misal bir şehidin rayiç bedeli belli oldu sanırım açıklasınlar herkes öğrensin. Şehit kanı ne kadar? aile şu veya bu sebeple şikayetçi olmadığında ölen kişi polis onun bağlı olduğu emniyet müdürlüğü nasıl davacı olmaz, sen devlet görevlisini öldürdün elini kolunu sallayarak çıktın bu mu? abd de normal bir cinayetin cezası ile polis cinayetinin cezası farklıdır polis cinayetinin cezası daha ağırdır. eskiden bir laf vardı görev başındaki devlet görevlisinin düğmesini koparmak 6 aydan başlar diye. Adam düğmeyi değil polisi hayattan kopardı 8 ay yattı çıktı. Ehliyetide sadece 1,5 yıl alındı. 1,5 Yıl sonra yeni cinayetler işlemeye başlayabilir kendisi.
Mahkeme heyetinin değişmesi, son duruşma öncesi ailenin şikayetini geri alması mide bulandırıcı. Otobüste şort giydiği için dayak yiyen hemşire ile ilgili yorum yapan devlet erkanı başbakan bu konuda neden sessiz? o polisin mesai arkadaşları yarın başlarına bir şey geldiklerinde katilleri zengin ve nüfuzlu ise ne olacağını gördü ruh halleri nasıl acaba? o şehidimiz huzurlu mu acaba? polis katili bir sonraki trafik canavarlığını ne zaman yapacak acaba kimin ocağını smndürecek kimi babasız evlatsız bırakacak?
ülkede sıradan bir hukuk rezaleti. para yine özgürlük satın aldı. ateş yine düştüğü yeri yaktı. tek dileğim adalet sürecine müdahale eden kansızlar rahat uyumasın, gün yüzü görmesin.
paranın gücünü bir kez daha göstermiş. devlet kendi polisine bilmem kaç promil alkollü araba kullanırken çarpıp öldüren kişiyi serbest bırakılmasına göz yumuyor. çok ilginç gerçekten. bu artık kamu vicdanına dokunmuş bir dava rahmetli olan şehidinin eşi olacak kişi vazgeçse ne vazgeçmese ne? suç ispat edilene kadar herkes masum diyorlar. kamera görüntüleri var ne suçsuzluğu neyin kafasındasınız siz arkadaş? daha önce bilmem kaç kere alkolden ehliyet kaptırmış bugün bir kişinin hayatını kaybetmesine sebep olmuş kişi mi masum? şimdi oturup yeni kurban kim olacak diye mi bekleyeceğiz? ne vicdan var sizde arkadaş. 22 yıl hapisten bilmem kaç ay hapse düşürüp sonunda 8 ay yattı çıkaralım diyenler şimdi bu gece nasıl rahat uyuyor acaba? evet.
türkiyenin utanç günüdür bugün. sivas katliamı gibi, uğur mumcu suikastı gibi bir utanç günü. bütün güçlüler bu olaya seyirci kaldıkları için suçlular. iktidar partisinden muhalefete başbakanından cumhurbaşkanına adalet bakanına kadar herkes seyirci kaldıkları için suçludur.
zil zurna alkollü ve %100 hatalı şekilde trafik kazasıyla adam öldürmek serbest. tabi eğer yeterince paranız varsa.
eşinin şikayetçi olup olmamasına neden bakılıyor anlamıyorum. öldürülen adam şikayetçi değil mi? iyi ki öldürdü beni falan mı diyor? belki karısıyla arası kötüydü karısı adamdan nefret ediyordu niye onun şikayetinin olmamasına göre karar veriliyor? ölen kişinin annesi babası şikayetçi değil mi?
oy çokluğundaki çoğunluğu sağlayan tüm hakimler görevlerinden el çektirilmelidir. kimlerle görüşmeler yaptıkları, kimlerden para aldıkları ortaya çıkarılmalıdır.
Bazı arkadaşlar adalet falan demiş; Ölümlü trafik kazalarında ölen taraf ne kadar yalnız ve garibansa ölüme sebep olan taraf o kadar çabuk havalandırılır bu ülkenin adalet sisteminde. Sanığın havalanması için 'Kan Parası' pazarlığı yapılır, hatta bu pazarlık çoğu zaman karakolda biter sadece taraflar olayı bilir, olay kapanır.
Şimdi bu Rüzgâr kişisi babadan şöhret sahibi olunca olay basına yansıdı, yansıma sebebi 'aaa tüh polisler gitti' mevzusu değil, dediğim gibi Rüzgâr'ın statü sahibi oluşudur. Mevzu kamuoyuna yansıdığı için o çocuk o kadar ay içeride kaldı, millete sus payı. Polisi şehitlik mertebesine de taşıdılar yine sus payı. Adam vatan uğruna mı öldü, yoksa bir sarhoşun aracı altında mı can verdi? Şehitlik ne anlamadım, ne kadar basit oldu bu işler.
Hatırlanması gereken : Sinan Çetin ne dedi? Oğlum seni içeriden çıkaracağım. Pazarlığı yaptı parayı bastı, oğlunu çıkardı. Bundan kelli bu milletin gözü o çocuğun üzerinde, ölen memurun lâneti de boynundadır.
Yaşadığın hayatın hayrını görmeyesin der bi enerji adama, varın siz düşünün artık.
Polislere gelince : Yaralı ve davadan cayan memur için tek kelime edesim yok, değmez buna. Ölen memur için : O artık adalet isteyen herkesin ölmüşüdür. Ölümüyle ne kadar yalnız olduğu iyice hissedilmiş, eş denen illetlisinin ihanetiyle mezarında sızlamıştır.
Diğer bir enerji de der ki o eş denen kadına : Aldığın paranın hayrını görmeyesin.
Olayın tüccarlarını ve yazıcılarını protesto ediyorum.
alkollü araç kullanan bu katilin bizleri şaşırtmayan tahliyesidir. Lütfen biraz empati.. sarhoş zengin bir pezevenk aldığı alkole rağmen araba sürüyor, hız limitini aşıyor ve polis memurlarına çarpıyor. o çarptıkları sizlerin de bir yakını olabilirdi. bu katliamdır. tahliye edilmesi ise adalet rezaletidir. yine söylüyorum şaşırmadık belliydi zaten bu katilin ve ailesinin timsah gözyaşları medyada manşetlerde yer buldu. anlamıyorum sıradan bir vatandaşın dünya başına yıkılsa sesini kimseye duyuramaz hoş bu ayrı bir konu konuyu saptırmak istemiyorum. Yaralı kurtulan ve şehit olan polisin ailelerinin şikayetlerini baskı yoluyla geri çektirmek ? onları da suçlamamak gerek onların da içi kan ağlasa da çaresizliğin allah belasını versin. bu insanlara arka çıkılmaması devletin ayıbıdır ve haliyle şikayetlerinden vazgeçirilmeleri de muhtemel bir vakadır. Hattı zatında aileler şikayetinden vazgeçse bile bu herifin müebbet yemesi lazım çünkü bu vaka ailelerin takdirinden ziyade kamu davasıdır. savcıların sonuna kadar işi bırakmaması lazımdır.
Yine alkollü araba kullanırken birini öldürecek , Allah'ın sopaya ihtiyacı yok bakarsın bu sefer öldürdüğü onun çıkması için her türlü yolu mübah sayan o gazeteci , siyasetçi veya avukatların yakını olur ....
bir trafik kazası 22.5 yıl hapsi gerektirmez. hele bu tip kazalar 'Bilinçli taksirle öldürme' sınıfına girmez. katil sıfatı da bu tür bir kazaya sebep olan bir kişiye giydirilmez. adı üzerinde, trafik kazası.
suç devlete yüklenebilir ama. arabası zayıf olduğu için polis aracı içinde bulunan polis memurları zarar görmüştür. polis araçlarını devletimiz kendi bünyesinde aselsan, bmc, otokar, karsan, rotem gibi türk veya yarı türk kuruluşlar ile üretebilir. sen gidip fiat albea'yı polis aracı yaparsan polisinin can güvenliğini de tehlikeye atarsın.
ek: avukatın bok yemesi benzeri bir olayı anlatacağım.
--taksir--
(1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi üç yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
--tck madde 85--
--bilinçli taksir--
(1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hâllerde cezalandırılır.
(2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanunî tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.
(3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi hâlinde bilinçli taksir vardır; bu hâlde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
(4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir.
--tck madde 22--
evet, cezalandırma süresi olarak 8 ay yatmışı saymışlar. doğaldır.
bu kanundan dolayı 'beraat' verememişler. doğaldır.
--cezanın belirlenmesi--
(1) Hâkim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.
(2) Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hâllerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
(4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hâllerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
(5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.
(6) Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmî takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adlî para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez.
(7) Kanunda açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir.
--tck madde 61--
yani diyor ki; ek cezalar uygulanmış mı veya uygulanabilir mi bir bakalım..
hemen arkasından
--takdiri indirim nedenleri--
Takdiri indirim nedenleri
MADDE 62. - (1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların beşte birine kadarı indirilir.
(2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.
--tck madde 62--
yani sen avukat olarak hesap makinesi kullanmayı öğrenmiş olabilirsin, ancak hesaba katmadıkların ile çok feci göte de gelebilirsin.
bu durumda ne yapacaksın? önce alt perdeden cezai hüküm isteğini açacaksın, belli bir aralık bırakarak üst perdeye çıkacaksın. karar açıklandı, istediğini kısmen aldın yani cezaya hükmedildi. ek bir dava ile cezai hükmün şuna şuna dayanarak şu kadar süre uzatılmasına... diyeceksin. öyle bodoslama dalmak yok arkadaşım.
