türbanlı bir kadından duyduğum ve duyar duymaz şoke olmama sebep olan cümle.
uzun bir otobüs yolculuğuydu. tekli koltukta yer kalmadığı için mecbur "bayan yanı" bir koltuk alıverdim.
yanımda oldukça modern bir hanım vardı. türbanı ayrı kıyafeti ayrı parlıyor oldukça dikkat çekiyordu. benim dövmeli ve piercingli olduğumu görünce yüzünü ekşiterek beni süzdü ve neredeyse sırtını dönerek oturdu.
tamamen barışçıl ve pozitif mizacım sebebiyle o kadını tokat manyağı yapmadım tabi ki. sadece yüksek sesli bir kahkaha attım, kitabımı okumaya başladım.
her neyse, 12 saat sürecek yolculuğun 5. saatinde falandık gece olmuştu ve uyuyorduk. otobüs ani bir manevra yaptı herkes bir yere fırladı, çığlıklar, ağlamalar, bağırışlar.
aynı anda korna sesleri de duraksız devam ediyordu. yanımda kadının ağlamaktan makyajı akmış bir halde yakama yapıştı dua etmeye çalışıyor edemiyordu.
sakin olun dedim.
bir anda haykırarak kulak zarımı patlattı:
"ben sadece 4 dua biliyorum!!!"
tamam onları okuyun önemli değil dedim.
"3 kulhuvallah 1 elham" diye 2. çığlığını attı.
aldı beni bir gülme. gülmekten konuşamayınca kadın da ağlamayı bırakarak sinirlendi.
tamam siz ne biliyorsanız onu okuyun yeter ki yakamı ve kulağımı rahat bırakın dedim.
kulaklığımı takıp güzel bir klasik müzik açarak kendime gelmeye çabalamıştım.
para ile imanın kimde olacağı belli olmaz lafını yaşayarak öğrendiğim bir gündü.