geçen yaşadığım hadise. ulan "ayağımızı yerden kessin. dolmuş , otobüs derdinden kurtulalım diye bi araba alayım" dedim. güzel tüplü az yakan bi şahin beğendim. babama sordum. "ne işin var şahinle çakal arabası polis peşini bırakmaz gel eski kasa peugeot 206 yı 11 milyara alalım " dedi. inceledim , yollarda güzelce seyrettim. cidden güzel araç. hidrolik direksiyon harika aile arabası sempatik. sanayici arkadaş var ona sordum. " sen salak mısın ? neden bana sormadın elimde 1.5 harika cruze var gel 25 e vereyim 30 yıl sorunsuz kullanırsın" dedi. mantıklı geldi. şimdi peugeot 206 yı alsak sanayiden çıkamıycağız. ulan cruze baktım mafya arabası gibi. havası var. bizim eniştede cruze var ona sordum. " klimayı açtığında yokuşta araba boğuluyor ben hata yaptım sen yapma gel sana arkadaşda satılık 41 bine Passat var. araba roket gibi gidiyor." dedi. passatı araştırıyorum. arabam forum da konu açtım. "41 milyara 2. el arabamı alınır ? git sıfır citroen c5 al" dediler. geçen gidip aracı aldım. 128 ay taksit ile süper bir kredi de çektim.
65 bin tl altında alınacak araba olmadığı için yapılan eylemde bir fark görmüyorum. sadece daha yüksek meblağ ödenerek alınmaması gereken bir araç satın alınmıştır. parası olmayan adamın 128 ay kredi ile araba alması da tahteravalli ile gider sıçmaya dedirten harekettir. allah sizlere akıl fikir versin...
Dost meclisinde değerlendirildiğinde birinci araç için fiyatının uygunluğu düşünülürse 'al' ikinci araç içinse marka imajı açısından 'mal' diye nitelendirileceğiniz durum.