kanla beslenen iğrenç soyun arsız artıkları leş kargaları gagalarındaki artıkları ne kadar ona buna sıvamaya çalışsalar da o lekeler, silinmekle geçmez...
kendi içlerinde çiftleşe çiftleşe durmuş beyin, kokuşmuş bir düşünce sistematiği ve ahlaksız, vicdansız "yaratıklar" üretiyor, üretmekle de kalmıyor yeniliyor... 193'lar da 1930'lar... ulan o koku 700 senedir burnumuzu tıkasak da gitmiyor. şehri çocuk mezarlarının üstüne kurmuş pezevenkler de hala ona buna laf çarpmaya kalkıyor.. arsız, rezil, vicdansız, zayıfa gaddar güçlüye köpek puştlar ile ilgili çağdaş insanın en büyük yanılgısı da burda başlıyor. bu heriflerin adam olamamasının, hala hayvan oğlu hayvan kalmasının sebebi onların bizimle aynı sosyolojik ve biyolojik evrimleri geçirdiğini sanma yanılgımız...
adam cinayetlerden, soygundan, alçaklıktan oluşan tarihinden utanıp susacağına soyunu ıslah edip, insana çevirmeye çalışanlara böğürüyor hala...
orospuluk sadece para karşılığı seks yapmak değil... çok niteliksiz çocuk yapmak da bu tanımın içinde. çocuk orospu çocuğu olunca anası da "default" olarak orospu oluyor....
insan değil insan taklidi yapan konjoktürel hayvandan da aşağılık yaratıklardır. 38 bin insanın hesabını vermeyi bir tarafa bırak onları adeta hafızadan temizle üstünü katranla betonla ört sonra gel de şurada 38 cana ağla ..yesinler gözyaşlarını. ah ikiyüzlülüğün milyonlarca evrimleşmiş maskeli hali olan 30'ların fosilleşmiş kemalist ibreti vesikası..binlerce insanı timsah misali rejimine yem edersin de şurada 38 tanesinin de acılaına gözyaşı dökersin..ve onların acılarını da öteki kesimleri dövmek için kendine silah yaparsın ve bu uğurda sözüm ona alevi yardımcı da bulursun.. söylenecek artık hiç bir sözüm yok sana ..
alakasız başbağlar katliamını rövanşlaştıran kafa sanırsın alevilerin aşkından ölüyor. topraklarında ne süryani, ne ermeni, ne yezidi, ne alevi barındırmayan şafii kürt köpekleri alevi melekliğine soyununca insanın ağzına safra geliyor.
bu orospu çocukları katliamlarını, hırsızlıklarını sürdürmek için her daim iktidarlara yakın dururlar sonra iktidar devrilip yenisi gelince eskisinden en çok bunlar ağlarlar. abdülhamit tarafından silah ve paşalıkla yüreklendirildiklerinde gayrımüslim ve türkmenlere saldırdılar. on binlerce ocak söndürdüler, osmanlı'nın başı yöredeki amerikan ve diğer batılı misyonerlerin raporları yüzünden derde girdi, abdülhamit iç politikasını da yürütemez oldu bir müddet sonra çünkü üretken tebaasını başa çıkamadığı canilere kurban verme kolaycılığına kaçmıştı. bedeli ağır oldu iktidardan düştü ittihat terakki geldi...
hamidiye paşaları bir anda en hızlı ittihatçılar oldular. meydanlara çıkıp özgürlük nutukları attılar. ittihat terakki de akılsız çıktı bunları parayla, silahla, rütbe ile idare edip yerleşik uygarlığa adapte edebileceğini sandı... olmadı.
balkan savaşının karışıklığından yararlanıp suriye içlerine kadar talana daldılar. binlerce ermeni, çerkes, türkmen, süryani katledildi. ittihat terakki'nin oralara girecek gücü yoktu. gene batılı devletler ayağa kalktı "türkler ermenileri kesiyor" diye. amerikalı bir rahip londra basınına mektuplar yolladı "ölenlerin arasında çok sayıda türk de var. sorun, burada yaşayan cinayet ve talanı yaşam biçimi edinmiş kızılderililerden bile aşağı kabileler" dedi.
birinci dünya savaşı başladı ittihatçı sivri zekalılar oralı bir kaç dallamanın aklına uyup başlarında 20-30 askerle ermenileri göç ettirmeye kalktılar. kafilelere saldırıldı türk subayları, ermeni halk, süryaniler yüzlerce kayıp verdi... savaş zamanıydı kimse kimseye ilişemedi.
savaş bitti bu sefer önce fransızlara yanaştılar. fransızlar araplardan ve bunlardan hazetmiyorlardı yüz vermediler zaten çok kısa süre sonra da "kendiliklerinden" çekip gittiler. suriye ellerindeydi buradaki toprakları istemediler dahi... raporları var işte biraz antep, biraz da adana'ya gönüllüymüşler kalanına bakmamışlar bile doğru düzgün... frnasızlar olmayınca ingilizlere köpeklendiler. ingilizlerin de işine geldi ırak'a dışişlerinde bağlı, içişlerinde bağımsız bir prenslik kuralım dediler. olmayan prensliğin prensi olmak için 200'den fazla aşiret peydah oldu... iki kardeş ayrı aşiret olduklarını iddia eden bile vardı. cumhuriyet kuruldu bunlar hemen ankara'ya koşturdular terliksiz. okyar, inönü gibi dallamalardan yüz buldular ama atatürk bunların ne mal olduğunu biliyordu. suriye cephesinde görmüştü ne kadar ikiyüzlü ve kancık olabildiklerini. meşhur sofralarından birinde yunan mübadelesi benzeri bir çözüm olmaz mı diye sordu biri. "bunları yollamayışımız din kardeşliğinden değil, kimsenin almak istemeyişinden" buyurdu. rezilliklerine müsamaha göstermedi ömrü bu ilkellerle savaşmakla geçti. normal düşmanla savaşmaktan daha uzun süre bu ilkellerle savaştı. ne zaman atatürk öldü ismet bunlarla gene eskiler gibi geçinmeye başladı. elleme, üstüne varma çalsın, cinayet işlesin, yeter ki isyan etmesin...
dilimiz, dinimiz böhüüü diye ağladıklarına bakmayın... dedeleriniizin arasında askerlik hikayelerini anlatanlar, hatta kendi babalarınınkini anlatanlara denk gelirsiniz... bunlarda pek çıkmaz...50'lerin sonuna kadar elleme/elleşme şeklinde gidildi. ne doğru düzgün askere alındılar, ne de vergi verdiler. 70'lerin ortalarında kırsalda yaşayan nüfusun üçte biri hala nüfusa kayıtlı değildi. 60 ihtilalinden nefret ederler çünkü askere alma işlerini onlar biraz düzene koymuşlardır. süleyman iktidara gelinceye kadar sıkıntı çektiler. bölgede tarım reformu yapıldı, feodaliteye karşı okullar ve eğitim yoluyla mücadele edildi ama alışmadık dimağda bilim durmadı. okulları, nüfus müdürlüklerini kundakladılar. süleyman geldi rahat ettiler. zamanında bunlardan çok kimse sevmezdi süleyman'ı şimdi küfrediyor enikleri bu adama... ben de ediyorum ama farklı sebeplerden. süleyman bunları büyükşehirlere doluşturmaya başlayan, kanunsuz arazi rantına çanak tutan adamdır... oy için istanbul'u ankara'yı, izmir'i mersin'i adana'yı parsel parsel çalmalarına izin verdi. süleyman düştü asker geldi süleyman düşmanı oldular. "diyarbohır cezaevinde bohimizi yedik" diye zırladıklarına bakmayın... kenan efendi'nin doğu mitingleri panayır gibi olurdu. diyarbakır'da 1980'lerde 400 bin kişiye miting yaptı.... 5-10 bin kişi olsa toplama derdik ama 400 bin kişi...anayasa'ya da eller çırpılarak destek verildi. bitlisli mi nereliydi bilmiyorum şu an herifin biri "kenan paşa bizi bırakma" diye oğlunu kesmeye kalktı... sonra devran döndü özalcı oldular... hem kürttü hem de bunlara ne istese veriyordu. askeri idarenin zapt-ı rapt altına aldığı asker, vergi, hizmet bedeli toplama işini turgut efendi gene dinamitledi. bir daha da düzelmedi aksine gittikçe kötüleşti. özal çankaya'ya geçti demirel geldi demiralci oldular. arada sodepçi oldular meclise pkk'lı soksun diye ama erdal inönü babası kadar iyi geçinemedi bunlarla. bu arada 78-86 arası 200 binden fazla süryani o topraklardan kaçmak zorunda kaldılar önce istanbul sonra isveç veya amerika... keyiflerinden gitmiyorlardı. istanbul basını ve hükümetin kör, sağır, dilsiz olduğu tedhiş yüzünden kaçıyorlardı. 90'ların başında norveç bir türkiye azınlıkları şenliği düzenledi. süryani konuşmacı "ermeni ve süryaninin kürtle kardeşliği koyunun kasapla kardeşliği gibidir" dedi. tekme tokat adamı indirdiler. barış gülü, sevgi çiçeği, demokrasi bülbülü ahmet kaya da ordaydı "durun vurmayın" demedi...
ben de okudum. eğer biryerlerde insanlar hayatını kaybediyorsa bu mühimdir. 38' olayları insanlık onurunun hiçe sayıldığı mühim bir olaydır. asıl zırva olan şey binlerce insanın ölümüne mühim bir şey yok deme cürreti gösteren ahmaklıktır.
karakter sınırlamasına takılmış orjinal şekli: "38 alevinin ölümüne üzülüp 38 bin alevinin ölümünü iplemeyen ikiyüzlüler" olacaktı. malum olduğu üzere bu topraklar çok çeşitli kıyımlar gördü; alevisinden sünnisine; kürdünden ermenisine hatta yahudisine varana dek.bu son sivas olayı ve 38 kişinin yanarak ölmesi elbetteki büyük acı lakin dersim katliamlarında (çoğu kişiye göre soykırımlarında) ölenlerin sayısı binlerle hatta onbinlerle ifade edilmektedir.sevgili canlar ve cananlar bu büyük soykırımda can verenler anmayı hak etmemekte midir, yoksa ordaki katliamı yapanların ideolojileri mi bunları anmaya engel olmakta. başta büyük atamız ve manevi kızı sabiha hanım söz konusu olduğu için mi üç maymunculuk devreye girmekte ya da sivas olayı sözüm ona bir kaç sunni yobaz! maşanın işi olduğu için mi anmaların adeta tadı çıkarılmakta.birileri bizi aydınlatsa da öğrensek.