çok büyük bir istihbarat zaafıdır. hakkaride 350 itin karakol basıp 15 askerimizi şehit etmesine mal olmuştur. ve çok büyük soru işaretleri bırakır türk insanında.
efendim hatırlarsınız geçtiğimiz yıl dağlıca baskını yaşadık.
pkk terör örgütü yine kalabalık bir grupla sınırı geçerek saldırıda bulunmuştu. bu saldırıda da yine istihbaratımızın zayıflığına bağlandı.
hatta ve hatta saldırı anında bölgede uydu erişiminin kaybolduğu yazıldı çizildi. ammavelakin bu pis kokular hasır altı edildi, kadim dost(!) abd, "siz bize güvenin" diyerek ağzımıza bir parmak anlık istihbarat balı çaldı.
neticesinde tsk 1 yıldan beri meclisten aldığı teskere ile boş dağları, mağaraları dövüp durdu. basına da uçaklarımızdan çekilen videolar, fotoğraflar dağıtıldı, halka "bakın abd bize destek veriyor biz de terör örgütünün tepesine biniyoruz" mesajı verilmeye çalışıldı.
maalesef ben hiç bu videolarda, fotoğraflarda canlı bir hedefin vurulduğunu gözlemleyemedim. gören varsa beri gelsin...
bir yıl böyle geçti işte ve nihayet teskere süresinin dolmasına az bir zaman kala bugünkü aktütün baskınını yaşadık.
yine hatırlayalım ve muhatabını bulabilirsek şu soruları bir soralım;
1)dağlıca baskını sonrası türkiye neden hemen sınırötesi harekat düzenleyemedi de abd'nin istekleri doğrultusunda hareket etti?
2)edip başer ne gibi kepazelikler yüzünden görevinden ayrılmak zorunda kaldı?
3)tsk dağlıca sonrası kaç adet, hangi ülkeden, ne kadarlık termal kamera v.b görüntüleyici cihazı satın aldı?
4)yine tsk dağlıca sonrası kaç adet insansız hava aracı satın aldı, yahut satın almak zorunda kaldı?
5)abd anlık istihbarat uygulamasında nasıl keyfi davrandı ve bazı istihbarat bilgilerini neden türkiye ile paylaşmadı?
6)sınır ötesi harekat sonrası ele geçen pkk kamplarındaki abd unsurları nasıl ve kimler tarafından gizlendi?
7)aselsan ve tsk 1 yıl boyunca istihbarat faaliyetleri için ne kadar harcama yaptı ve know how için ne kadar harcadı?
tüm bu sorular doğrultusunda tekrar etmek gerekirse,
türkiye'nin bölgede aslında terör örgütü ile mücadele etmediğini, ziyadesiyle abd ve küresel çetenin çıkarları doğrultusunda yönlendirilmeye çalışıldığı konusuna vakıf oluruz.
ve bu bağlamda şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor ki daha çok aktütün baskını yaşamamız muhtemel.
zira her aktütün ve dağlıca baskını sonrası abd ordusunun çoktan terkettiği teknolojileri türkiye cumhuriyetine kakalayarak milyarlarca doları kasasına koymaya can atan bir düşmanla mücadele ediyoruz.
eee temsilciler meclisi 850 milyar dolarlık yardımı onadı. bu parayı çıkartmak lazım değil mi biryerlerden?