çapa'da kent lokantasına gittiğim zaman kocamustafapaşa'ya yürüyüp eminönü'ne bu otobüsle gidiyorum vaktim varsa. kısa bir hat olduğu için eğlenceli de oluyor.
''35 yaşındayım'' demek ne kadar garip geliyor. 34, 33, 32 ve daha önceki hiçbir yaşımda hatta evlendiğimde, hatta baba olduğumda ''35 yaşımdayım'' derken hissettiğim yaşlanma duygusunu hissetmemiştim. Oysa ne şakaklarımda ak var ne de saçım döküldü. Öyleyse neden bu üstüme çöken yaşlılık hissi? Yoksa 35 yaş gerçekten yolun yarısı mı?
umudunuzun tükenmeye başladığı yaştır. hele bir de saçlarınız seyrelmişse ve hala yalnızsanız.
korkmaya başlarsınız artık geçen zamandan. o zamanın ne kadar çabucak geçtiğini farkedersiniz geriye dönüp baktığınızda ve çaresiz hissedersiniz. bir zamanlar sizi kıpır kıpır eden aynalara artık küfredersiniz. yorulmaya başlarsınız merdiven çıkarken ve nefes alıp verişinizdeki hırıltı ürkütür sizi. her geçen gün daha az gülebildiğinizi farkedersiniz birde..
yaş 35 evet. su gibi de geçiyor, hiiç durmadan.
dolu dolu yaşanası hayatın kıymetini 35'inde anlarsınız yavaştan.. keşkelerle doldurursunuz pişmanlıklar üzerine kurulan cümleleri.
ilk çağrışım yaptığı, ege' nin incisinin plakasıdır. ancak ne yazık ki, ikinci çağrışımı tatsızdır. amerika birleşik devletlerinde herhangi bir anda faaliyet gösteren seri katil sayısıdır.