Yok fakülte mezunu olsun, yok evi arabası olsun, yok işi kariyeri olsun, yok yakışıklı olsun gibi aşkı ve evliliği işveren cv kriterlerine indiren kadınlara s.ktiri çekmiş adamdır.
günümüz şartlarında olağandır. doğru demiyorum olağandır. olağanlığını da devlet , aileler ve gelin-damat adayları bu şekilde kaldığı sürece sürdürecektir.
şunu bir kere kabul edelim. bilhassa kızlar kabul etsin:
ev kurmak, bir ömür geçirmek, dayanışmak, sağlık sorunları yoksa çocuk sahibi olmak için evlenmiyorsunuz.
yeni bir eve çıkmak, o evi yeni eşyalarla döşemek ve bunları birilerine göstermek için evleniyorsunuz.
çok fazla etkilendiğiniz diziler, çok fazla etkilendiğiniz filmlerdeki hayatları kurmak ve bunları sergilemek için evleniyorsunuz. haksız mıyım? değilim, gayet iyi biliyorsunuz. çünkü hayalleriniz "hep birlikte olalım", "bir yuvamız" olsun değil. hayallerimizi nereden mi biliyorsun diyorsunuz? ben bilmiyorum. siz söylüyorsunuz. etrafımda evlenmesine az bir süre kalmış, nişan, söz aşamasında pek çok kız var. istisnalar - ki gerçekten çok azlar- bir yana bırakılırsa konuşulanlar, hayal edilenler ya mobilyalar, ya tatil, ya araba, ya ileride nasıl yaşanacağı ki buradaki nasıldan kastım tamamen maddî. hâl böyle iken erkekler de sizle evlenmeye can atmıyor. nasıl atsın ki? niye atsın ki? kendisini değil kendisinin ona sunacaklarına bağlılık duyan bir kıza neden güvensin? bu da doğru, gayet biliyorsunuz. gelinliğiniz en güzeli, yüzüğünüz en pahalısı, düğününüz en şatafatlısı olsun diye elinizden geleni ardına koymuyorsunuz. koymuyorsunuz ama işin "sonrasını" düşünen hiç yok aranızda. işin "nasılını" düşünen de. evlenmek istediğiniz adamın evlenmek için ihtiyaç duyduğu maddî desteği aldığı ailesini hayatınızda istemiyorsunuz. eşinizin annesi ile aynı evde yaşamayı zul addediyorsunuz. ilginç değil mi? değil. komik. bana kalırsa acı da, siz hayatı vidivodo tadında yaşadığınız için bu kelimeyi seçtim. sadece kadınlara yüklenmiş olmayayım. erkeklerimiz de masum değil. hakikati kabul edelim. evlenmektense iki yıl daha "eğlenceme" bakarım zihniyeti son derece yaygın. kadınlardaki maddiyat merakı erkeklerimizde de mevcut. erkenden golfe binmeyi yuva kurmaya tercih eden az değil.
gelin, damatı bırakalım da ailelere gelelim. canımız, ciğerimiz olan ailelere. çünkü bekarlık probleminin bir sebebi de onlar.
"ben sana yıllarca baktım artık kendi işini hallet" lâfını kurmayacaksınız çocuklarınıza. çocuklarınız sizin müşteriniz değil. yarın öbür gün para kazanmaya başladığında, bana yaptığınız masraf bu bu diye size bu parayı çıkarsa ve bir daha yüzünüze bakmasa iyi hissedecek misiniz? bir hastalık geçirseniz, çocuğunuz yıllarca altınızı temizlese ve bir süre sonra "ben sana yıllarca baktım" dese "haklı" mı diyeceksiniz? amerikalı değilseniz, amerikalı gibi davranmayın. çocuğunuz evlenmek yani son derece hayırlı bir iş peşinde koşuyorsa sonuna kadar destek vereceksiniz. ne evladınızın ne de gelininizin - ki evladınız- sofradaki lokmasına bakacaksınız. elbette burada tek yük ailede de değil. eğer evlenecek adam hasta anasına babasına bakmaktan rahatsız olacaksa ve bundan rahatsız olacak kızla evlenmek istiyorsa isterse 50 yaşına kadar ev kuramasın müstehaktır. o ana babaya da kızma hakkımız yoktur.
benzer şeyler kızın ailesi için de geçerli. beklentilerinizi düşüreceksiniz. kızınız sizin prensesiniz olabilir ama kimseye zulmetme hakkınız yok. insanlardan güçlerinin yetmeyeceği şeyler istemek zulümdür. saçma sapan adetler icâd etmeyin, saçma sapan aşırı isteklerde bulunmayın.
akıllı uslu kendini bilen adamdır. yahu insan kendi gelişimini bile tamamlayamıyor otuza kadar, bir de evlilik sorumluluğu, çoluk çocuk vs. uğraşacak. hiç bir şeye yetemeyecek sonra gelsin zarar gören çocuklar, eşler.
evlilik klişe falan değil dosdoğru bir ifadeyle ciddi bir kurum arkadaşlar, kıçı kırık bir abonelik sözleşmesine bile seksen tane maddeli sözleşmelerle imza atıyorsunuz, evlilik dediğin insanın hayatının en önemli adımı, hayatın kendisi hatta bir yerde. kendinizden emin olmadan, gelecek kaygısı duymayacak noktaya gelmeden yemeyin şu boku. yedik oradan biliyoruz.
yalnız yaşaması muhtemel kişidir. bekar hayat sıkmaya başlamışsa da çevresinde evlenmelik ellenmemiş kız bulabilmesi zordur. annesinin gün arkadaşlarının yardımlarıyla belki bir şansı olabilir. zor bir durumdur. dumudur dumur.
